Yadigar Aygün / İstanbul
38. İstanbul Kitap Fuarı dün sona erdi. Fuar kapsamında kitaplarını imzalayan yazar Akın Birdal ve gazeteci Nazım Alpman, ekonomik krizin basım yayın sektörünü de etkilediğine dikkat çekti
Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. (TÜYAP) tarafından bu yıl 38.’si düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı sona erdi. “Edebiyatımızda 50 Kuşağı” ana temasıyla düzenlenen fuar kapsamında imza günlerinin yanı sıra panel, söyleşi, şiir dinletisi ve çocuk atölyeleri de yapıldı. Fuarın bu yılki “Onur Yazarı” olan Adnan Özyalçıner, yaşamı, eserleri ve kendisinin de yazarı olduğu 1950 Kuşağı hakkında düzenlenen söyleşilere katıldı, kitaplarını imzaladı. TÜYAP’ta kitap fuarına eş zamanlı olarak gerçekleşen 29. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı bu yıl “Faust” temasıyla sanat takipçileri ile buluştu. Sanat fuarının bu yılki “Onur Sanatçısı” ise Mevlut Akyıldız oldu. Gazeteci cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı dikkat çekmek amacıyla yapılan eserler büyük ilgi gördü. İnsan Hakları Savunucu ve yazar Akın Birdal ile gazeteci Nazım Alpman fuar kapsamında düzenlenen “Bizim 80’lerimiz” başlıklı bir söyleşiye katıldı ve kitaplarını imzaladı. Birdal, Alpman ve fuara ziyaretçi olarak gelen yurttaşlar Zınar Gün ile Narmina Yolcuyeva gazetemize konuştu.
‘Kitaplar özgürleştiriyor’
Kitap fuarlarının yazar ve okuyucu açısından önemine dikkat çeken gazeteci Nazım Alpman, “Burası bizim hac faraziyemiz. Kutsal kitap avcıları burada toplanıyoruz. Hem birçok yeni yazar hem de yeni kitapla tanışma imkanı sağlıyoruz. Hem kendi okurlarımızla mütevazı ölçülerde dostlarımızla, arkadaşlarımızla bir araya gelebiliyoruz. Gerçek anlamda kitabın kabesi gibi burası. Burada insan kitlesi kitapları daha da güzelleştiyor ve özgürleştiriyor. Burada her siyasi görüşten, her yelpazeden kitaplar var. TÜYAP bunu özümsemiş durumda. Kitapların bir arada oluşturduğu bu atmosferi Türkiye’ye yayabilsek ve farklı fikirler, siyasi organizasyonlar özgürce varlığını ortaya koyabilse” dedi.
‘Yasaklar hala devam ediyor’
Kitaplara hala sansür ve yasaklamaların devam ettiğini belirten Alpman, “1980’lerde kitaplar daha çok suç teşkil ediyordu. Polisler eve geldiği zaman genel olarak birinci suç unsuru olarak kitapları alıp götürüyorlar. Kitap hala bir suç unsuru. Hala bu sene Avesta Yayınevi’nin 13 kitabı toplatıldı. Bu yüz kızartıcı bir durum. Kitapların toplatıldığı bir yerde mahşeri bir kitle var. Herkes kitap alıyor. Bu yüzden bir başkaldırıdır fuarlar. Kitabı yasaklayanlara karşı kitabın özgürleştirdiği bir hayat var burada” diye konuştu.
‘Kitap satın alamıyorum’
Fuara ziyaretçi olarak gelen Zınar Gün, ekonomik krizden kaynaklı kitap alamadığını dile getirdi. Üniversiteden yeni mezun olduğunu belirten Gün, “Çok ciddi bir ekonomik kriz var. Yeni mezunum ve işsizim. Buraya kitap almaya geldim ama işsiz olduğum için istediğim her kitabı alamadım. Almak istediğim çok kitap var. Fakat bütçem yetersiz olduğu için kısıtlı sayıda kitap alabildim. TÜYAP Kitap Fuarı ama girişi bile ücretli. Kitap fuarları okuyucu ve yazar buluşması çok önemli. Burada istediğimiz yazar ve yeni yayınları takip edebiliyoruz. Bu etkinliklerin artması ve yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi.
‘İkinci el kitap alıyorum’
Ekonomik kriz nedeniyle ikinci el kitap satın aldığını dile getiren Narmina Yolcuyeva ise istediği kitabı alamadığını söyledi. Kitap almak için temel ihtiyaç bütçesinden kısma yapmak zorunda olduğu söyleyen Yolcuyeva, “Ekonomik olarak temel ihtiyaçlarımı satın alırken bile zorlanıyorum. Bu kitap alışverişime de yansıyor. Çoğu zaman indirimleri kovalıyorum veya ikinci el kitap satın alıyorum” diye konuştu.
‘Fuar bir demokrasi bahçesi’
Fuarın önemine değinen İnsan hakları savunucusu ve yazar Akın Birdal, “TÜYAP’ın 38. yılı, Yayıncılar Birliği’nin de 40. yılı. Bugün konuşma başlığımız da 1980’li yıllardı. 40 yıl öncesini konuştuk ve tartıştık. 12 Eylül’ü bugünkü memleketin halini konuştuk. Yeni eskide gizlidir. 40 yıllık deneyimimizi aktarmaya geldik. Burası bir demokrasi bahçesi her yerden, her renkten her kültürden, inançtan, etnik kökenden insan var. İnsanların bu bağlamda bir araya gelişi çok güzel” dedi. Ekonomik krizin kitap sektörüne ciddi yansımaları olduğunu vurgulayan Birdal, “Ne yazık ki ekonomik krizin en çok kendini hissettirdiği sektör. Ekonomik krizin en vurgun yeri. İnsanlar krizden kitap satın alamıyor” diye belirtti. İfade özğürlüğüne değinen Birdal, “Ötekileştirilmiş diller kültürler için özel programlar yapılabilir. İki gün önce Meclis’te Zazaca’ya karşı tahammülsüzlük böyle bir ihtiyacı ortaya koyuyor. Umarım daha demokratik, özgür, barışın olduğu günlerde TÜYAP’ta oluruz” diye belirtti.