İktidarın politikaları nedeniyle derinleşen ekonomik kriz, Tarihi Kemeraltı esnafını vurdu. Esnaflar, bir bir kepenk kapatmaya başladı: Biz bu ülkenin vatandaşıyız müşterisi değiliz
Uzun zamandır süren ekonomik kriz tüm yurttaşlarda olduğu gibi küçük esnafı da ciddi şekilde etkiledi. Artan girdi maliyetleri, pandemi sürecinde yaşanan iş kayıpları, Türk Lirasının dolar karşısında yaşadığı değer kaybı ve son olarak eklenen elektrik zamları esnafı ayakta duramaz hale getirdi. Ülke genelinde on binlerce esnaf borç batağına saplanırken binlercesi de kepenk kapatmak zorunda kaldı. Kayıtlara göre yaklaşık 1 milyon 700 bine küçük esnaf zor zamanlar geçiriyor.
Tarihi 1650 yılan dayanan ve 1800’lü yıllarda İzmir’in can damarı haline gelen Tarihi Kemeraltı Çarşısı Esnafı son yıllarda can çekişiyor. Pandemi döneminde yüzlerce esnafın terk ettiği çarşı şimdi de elektrik başta olmak üzere girdi maliyetlerine gelen zamlarla karşı karşıya. Dükkan kiralarını aşan elektrik faturalarını ödeyemeyen küçük esnaf çaresiz kaldı. Bu dönemde daha kısa zamanda daha fazla esnafın kepenk kapatması gündeme geldi.
Esnafın durumu vahim
İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, çarşı esnafının pandemiden önce de kötü olan durumunun pandemi ile birlikte daha da vahim hale geldiğini aktardı. Daha sonra TL’nin değer kaybıyla birlikte esnafın olumsuz etkilendiğini kaydeden Girgin, “Kış koşulları ister istemez bizi etkiliyor. Zaten kiraların üstünde elektrik faturası ödemeye başladık. Birçok esnafımız var olan sermayesinden yemeye başladı” dedi.
60 bin kişilik istihdam yaratıyor
Kemeraltı’nda 12 bin esnaf olduğunun altını çizen Girgin, bu sayı içinde net bir kapanma sayısı çıkarmanın zor olduğunu belirtti. Bununla ilgili çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Girgin, “Ana sokaklar olmasa da hanlarda ciddi bir esnaf kaybımız var. İkincisi Anafartalar Caddesi güzergahında eskiden hiçbir dükkân boş kalmazdı. Artık kiralık ve devir olan yerler var. Arka sokaklarda da inanılmaz derecede dükkanların boşaldığını görüyoruz. Oran çok net değil ama görsel olarak görülüyor. Her kapalı kepenk bizim için eksi. Kim cepten ne kadar sermaye koyabilir. En büyük sorunumuz zanaatkarın arkasından gelen zanaatkar olmaması. Esnafların çocuklarının bu işleri sahiplenme duygusu yok. Gençlerin mesleklere sahip çıkması için evde huzur ve kazanç olması lazım. Uzun zamandan beri bir darboğaz var. Burada ciddi bir çalışan nüfusta var. 50-60 bin kişinin buradan ekmek kazandığını düşünün. Bu ciddi bir istihdam demek” diye konuştu.
İzmir’i kaybederiz
Esnaf üzerindeki vergi üzerine konulan sistemin yılların sorunu olduğunu sözlerine ekleyen Girgin, bugün bu yükün daha da arttığını dile getirdi. Esnafın bu yükü kaldıracak durumunun kalmadığını belirten Girgin, “Kemeraltını kurtaramadığımız sürece İzmir’i kurtarma şansımız yok. Çözülmeyecek bir şey yok. Sadece doğru yönetim gerekiyor. Ülkenin artık yanlış yönetilme şansı yok. Her yanlış tabana çok ağır bir şekilde yansıyor. Biz bunu hak etmiyoruz” dedi.
Yüzde 10 küçülme yaşandı
Kemeraltı Hayat Platformu Sözcüsü Cem Ceylan ise, esnafın uzun yıllardır küçülerek varlığını sürdürmeye çalıştığını ifade etti. Özellikle pandemi sürecinin uzamasıyla esnafın sancısının da arttığına dikkati çeken Ceylan, şöyle devam etti: “Satış olmayınca önceki dönemlerdeki tasarruflar ve banka kredileri ile hayatlarını sürdürmeye çalıştılar. Pandemi esnafı zaten kıskaca almıştı. Araba, arsa varsa ev satarak bir şekilde varlığını sürdürdü. Bu süreci atlattıktan sonra rahatlayacağız mantığı ile hareket ettik. Herkes sabretti. Sabredemeyen kapanan çok fazla işletme var. Ancak bu süreçte Kemeraltı çarşısında yüzde 15 küçülme yaşandı. Yaklaşık 10 bin tane işletmenin olduğu çarşıda yüzde 10, bin-bin 500 tane esnafın kapatması demektir. Bu çok büyük bir rakam. Bu sayıyı çalışanlar ve onların aileleriyle beraber düşünürsek 25 bin kişinin işsiz kalması anlamına geliyor.”
Şok etkisi yarattı
Haftada 5-6 dükkanın kapandığını aktaran Ceylan, özellikle elektrik faturalarının şok etkisi olduğunu dile getirdi. Bunun 2 ay daha devam etmesi halinde çarşıda 2 senede kapanan dükkanın 2 ayda kapanacağını söyleyen Ceylan, şunları söyledi: “Benim Aralık ayı faturam 2 bin 300 liraydı. Son gelen faturam 6 bin 950 lira. Yaklaşık 3 katı arttı. Yüzde 125 olduğu zaman 3 katı artmaz gibi yumuşamalar var. Ama bunun üzerindeki katma değer vergisi ve diğer kalemleri eklediğimiz zaman her şey yüzde 130 civarında artmış demektir. Her işletmenin farklı parametreleri var. Bazı aile işletmeleri bu süreci biraz daha öteleyebiliyor. Ama yanında 5 tane işçi çalıştıran işletmelerin işi gerçekten zor. Böyle işletmelerin aylık ortalama cirolarla bu maliyetleri karşılayabilmesi mümkün değil.”
‘Müşteri değiliz’
Ceylan, öncelikli olarak elektrik, su, eğitim, sağlık ve barınma gibi temel insan hakkı olan konuların güvenceye alınması gerektiğini ifade etti. Bu alanların hiçbirinde bir şirketin varlığının, özelleştirmenin olmaması gerektiğini kaydeden Ceylan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunlar devletin asli görevi olarak vatandaşına sunması gereken hizmetler. Hepimiz gelirimizin ciddi miktarını devlete vergi olarak ödüyoruz. Bu ödediğimiz paylar oranında da bu hizmetleri almamız lazım. Doğalgazı, suyu, elektriği, sağlığı özelleştiriyorsunuz. Biz vatandaş değil uzun süredir müşteriyiz. Bunun bu şekilde devam etmesinin sürdürülebilir olacağını düşünmüyoruz. Önce bu paradigmanın değişmesi lazım. Biz bu ülkenin vatandaşıyız müşterisi değiliz.”
MA / Tolga Güney