Açık 47 milyardan 124 milyara çıktı
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2019 yılının aralık ve ocak-aralık dönemi bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Merkezi yönetim bütçesi 2019 yılında 123.7 milyar TL, faiz dışı denge 23.75 milyar TL açık verdi. Buna göre Aralık 2019’da bütçe gelirleri Aralık 2018’e göre yüzde 9.1, bütçe giderleri de aynı dönemde yüzde 21.8 arttı. Bu sonuçla aralıkta bütçe açığı 30.8 milyar lira oldu. Yıllık olarak da gelirler 2018’e göre yüzde 15.5, bütçe giderleri de yüzde 20.3 yükselerek 999.5 milyar lira oldu. Böylece merkezi yönetim bütçesi açığı, yüzde 69.9 artarak 123.7 milyar liraya çıktı. Ya 2018’de? Bütçe gelirleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 20.2, bütçe giderleri ise yüzde 22.4 yükselirken, merkezi yönetim bütçesi açığı, 2018’de yüzde 52 artarak 72.6 milyar liraya çıkmıştı. Olumsuz sinyaller 2017’de verilmeye başlandı. 2016’ya göre bütçe gelirleri yüzde 13.8, giderleri de yüzde 16 artmış bunun sonucu olarak 2017’deki bütçe açığı 2016’ya göre yüzde 58.3 artarak 47.4 milyar liraya çıkmıştı. Bu sürecin tam da Türkiye’de Kürt meselesinde barışçıl çözümü sonlandırıldığı bir dönemde başladığını da hatırlatalım.
SGK’nin tavrı ve hukuki aykırılık
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 31 Aralık 2019 tarihi itibarıyla 10 milyon TL üzerinde prim borcunu gerekçe göstererek Dersim Belediyesi’nin maaş, vergi, resim, harç hesaplarına haciz kondu. Oysa Belediye Kanunu’nun 15. maddesine göre, belediyelerin vergi, resim, harç ve iller bankası payına haciz konulamaz. Kaldı ki, Mehmet Maçoğlu’nun açıklamasına göre, bu borcun 5 milyon 453 bin lirası 11 aylık kayyum döneminden kalma. SGK, neden bu güne kadar durdu? Bilinmiyor. Sadece o da değil, Dersim Belediye Bakanı Maçoğlu, mazbatayı aldıktan sonra 5 Nisan 2019 günü yaptığı basın toplantısında kayyumdan devraldıkları belediyenin 68 milyon 350 bin TL borcu olduğunu kamuoyu ile paylaşmıştı. Dersim gibi küçük bir belediye için muazzam bir borç yükü… Ki, o dönem kentte herkes, bu borç nedeniyle yeni yönetimin bırakın iş yapması iş yapamaz hale geleceğini dillendiriyordu. Nitekim gidişat o yönlü… Maçoğlu da önceki yaptığı açıklamada, buna vurgu yaptı ve haciz kaldırılmazsa yasal işlemlere başvuracaklarını söyledi. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Oklar kayyumları işaret ediyor. Kanunlar açık ve net. Belediyeler kendi bütçelerini aşan oranda harcama yapamazlar. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu’nun 26. maddesine göre, bütçede yeterli ödeneği bulunmayan işler için yüklenmeye girişilemez; 4734 Kamu İhale Kanunu’nun 5. maddesi gereği, ödeneği bulunmayan hiçbir iş için ihaleye çıkılamaz. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun Belediye Bütçesi’ni belirleyen 61. maddesine göre, bütçe dışı harcama yapılamaz. Demek ki yasa üstü bir konumlanma söz konusu. Sayıştay’ın, üçü büyükşehir olmak üzere, kayyum atanan 13 belediyede toplam 196 usulsüzlük tespiti, keza 2017 yılında 31, 2018 yılında 11, 2019 yılında da 16 adet suç duyurusu göz önüne alınırsa, adaletsizlik ve kirlenme bir kol kola yürüyor.
Ortadoğu’da yeni bir aşama
İran’ın dış operasyon beyni Kasım Süleymani ile Irak’taki paramiliter gücü Haşdi Şabi’nin Komutanı El Muhendis’in ABD tarafından vurulması sonrası bölgedeki panaroma hızla renk değiştirmeye başladı. Ekonomik olarak bütün planların askıya alınmasına yol açan bu nokta vuruşundan sonra kartlar yeniden karılmak üzere elde hazır halde tutuluyor. Bir kez daha ABD, tam da Libya krizinde gidişata ilişkin beklenti ve planları altüst ederek, kendi planını yürürlüğe koydu. Bu saldırı sonrası ne yapacağı merakla beklenen Tahran ise umulmadık bir şekilde Ukrayna yolcu uçağını füzelerle düşürerek, harakiri yaptı. Süleymani’nin vurulması ile ülkede baskın bir motivasyon elde eden Tahran yönetimi ve Devrim Muhafızları’nın temsil ettiği muhafazakâr güç, Ukrayna uçağı sonrası iç muhalefetin yeniden cesaretle sokağa dökülmesinin yolunu açtığı gibi, Trump yönetiminin İran’a yönelik Ambargoyu sertleştirmesini de kolaylaştırdı. Tahran’ı yalnızlaştıran bu gelişme, dışarıya petrol satamayan İran için daha ciddi bir ekonomik sıkışmaya işaret ediyor. Nükleer Anlaşma’yı iptal eden Washington yönetimi, ilk kez Tahran üzerinde bu kadar baskın bir konum elde etmiş oldu. Bu aynı zamanda Tahran ile ekonomik ilişkileri arttıran Ankara için de sıkıntılı bir durumu işaret ediyor. Görünen o ki, Tahran yönetimini kurtaracak olan da yine Bush yönetimi olacak! Su, enerji kaynaklarının merkezi olarak Ortadoğu’da rulet yeniden dönmeye başlarken, söz konusu tansiyonu yüksek gelişmeler arasında Esad yönetiminin de Rojava yönetimiyle temasa geçtiği ve Kürt partilerini Şam’a davet ettiği iddiası ortaya atıldı. Tam da Moskova ile Ankara’yı karşı karşıya getirme riski taşıyan Libya meselesinin konuşulduğu, Süleymani’siz bir süreçte kamuoyuna duyurulması bir tesadüf mü bilinmiyor.