Ekolojistler HDP’ye yönelik operasyonları eleştirerek, baskılara karşı ortak mücadele hattı oluşturma çağrısı yaptı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Kobane soruşturması” kapsamında aralarında Hakların Demokratik Partisi (HDP) 2014 yılında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri, HDP eski Milletvekili Ekolojist Beyza Üstün ve Alp Atınörs’ün de aralarında olduğu 17 siyasetçi 2 Ekimde çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. HDP yönelik baskılara tepkiler sürüyor. Ege’de çalışma yürüten Ekolojistler, tutuklamalara tepki göstererek, doğa ve yaşam alanlarının ranta dönüştürülmesine karşı mücadele eden kişilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Muğla Çevre Platformu adına Eşsözcü Umay Karabaş, bir avuç sermaye yanlısının iktidarla ortaklaşa, suyu ticarileştirdiğini belirterek, “Beyaza Üstün derelere, nehirlere binlerce şirket tarafından HES ve baraj kurulmasına neden bu denli karşı çıktı. Çünkü su dediğimiz, dereler, nehirler yeryüzünün dolaşım sistemi, atar damarları ve kılcal damarlarıdır. Bu damarlara mülkiyet atayıp, ticarileştirip, onların binlerce yıl içinde oluşmuş doğal hallerine müdahale edip, suyu hapsedip, ticari meta haline getirdiğimizde yeryüzünün kalbi duruyor. Tüm canlılarla beraber insanın da yaşamı tükeniyor” dedi.
Pandemi bahane
Hakların Demokratik Kongresi (DTK) Ekoloji Komisyonunda yer alan Ekolojist Erol Çırak da, pandemi bahane edilerek alanlardaki hak arayışlarına engellendiğini, gözaltı ve tutuklamalarla her kesime gözdağı verilmek istendiğini vurguladı. Çırak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özelleşme en hızlı bu iktidar döneminde yaşandı. Doğaya verilen ekolojik yıkımı bir çıkış yolu olarak gören iktidarın binlerce maden, HES ve RES ruhsatlarını verdi. Baskılara karşı ortak mücadele hattı oluşturulması gerekiyor. Eğer şimdi hak arama mücadelesine sesimizi yükseltemesek yarın çok geç olacak.”
Kimse yılmamalı
Özgürlükçü Mühendisler, Mimarlar ve Bölge Planlamacısı Platformundan makine mühendisi Utku Tutar da şunları dile getirdi: “Beyza Üstün, Zilan’da, Germiyan’da, Hasankeyf’te, Kababurun’da ve bütün coğrafyada ekolojisi mücadelesi yürütüyordu. Gözaltı ve tutuklamaların kimseyi yıldırmaması gerekir. Aksine umudumuzu daha perçinlemesini gerekiyor.”
Ekolojist Fevziye Önal ise, şu anki hükümetin 12 Eylül rejiminden daha kötü olduğunu ifade ederek, “İşimiz zor ama örgütlü bir mücadele yapıldığı zaman bunu durdurmanın mümkün olacağına inanıyorum. Bunu yapabildiğimiz sürece daha çok insanı mücadele içinde yer almaya yönlendirebiliriz. Bu konuda emek örgütlerinin de ciddi bir şekilde kafa yorarak araştırıp sonuçlarını ve insanların yaşamaları üzerinde nasıl bir etkisi olacağıyla ilgili hem siyasal hem hukuksal konuda ciddi bir çalışma yapması gerekiyor. Bu anlamada toplumsal mücadele şart” şeklinde konuştu
Kaynak: MA