Kolektif akıl ve birleşik ekolojik mücadeleyle önce doğa düşmanı AKP-MHP iktidarından kurtulacak ve süreç içerisinde vereceğimiz mücadele ve çalışmalarımızla Ekokırım Suçu’nu 2023 yılında yasalaştıracağız
Koray Türkay*
Uluslararası Ekokırım Konferansı 3-4 Kasım tarihlerinde İstanbul Kadıköy’de 130 yıllık Müze Gazhane’de gerçekleştirildi. Sınırlı imkanlarla ancak kolektif dayanışmayla gerçekleştirilen konferansa, yurt dışından ve Türkiye’nin dört bir yanından ekolojik talana ve yağmaya karşı mücadele edenlerin katılması önemli fikir ve deneyim zenginliğini beraberinde getirdi.
Yurt dışında alanda mücadele eden arkadaşların, Şili’de gerçekleştirilen anayasa referandumuna önerilen Ekokırım Suçu Yasa Tasarısı’ndan, Belçika’da yasalaşan Ekokırım Suçu Yasası’nın mücadele süreçlerine ve İspanya’da Mar Menor Lagünü’nün mücadeleler sonunda gerçek kişi statüsünün yasal olarak tanınmasına kadar deneyimleri ve aktarımları yapması, konferansın somut hedefi doğrultusunda bir umudun habercisi oldu.
Konferansın somut çağrı başlığı da olan “Ekokırım” suçunun yasalaştırılma mücadelesinin yol haritasının çıkarılabilmesi adına gerçekleşen enternasyonal ekolojik dayanışmanın altını çizmek gerekir.
Konferansın emektarları ve çağrıcıları; İklim Adaleti Koalisyonu, End Ecocide Türkiye, Stop Ecocide, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Fibgar, Müze Gazhane gönüllüleri olduğunu da belirtelim.
Konferansta memleketin dört bir yanından gelen mücadele arkadaşlarımızın her birinin aktarımları ve yaklaşımları çok değerliydi ancak Şırnak Barosu Başkanı Rojhat Dilsiz ve Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık arkadaşların Kürdistan coğrafyasında gerçekleştirilen ekolojik yıkımın boyutlarının ve saldırı metodlarına dair aktarımların gerçekten bilinmesi ve daha fazla dillendirilmesi gereken durumlar olduğunu düşünüyorum. Aslında Kürdistan’daki yıkımın ve şiddetin boyutunu iki arkadaşın da üzerinde durdukları şu cümle ile özetlemek dahi oldukça etkileyici; “Birçok arkadaş ekolojik tahribat alanında verdikleri mücadeleyi, tespitleri ve tahribat alanında verilen fiziki nöbetleri aktarıyor ve biz buna şaşırıyoruz çünkü devlet Kürdistan’da kesilen orman alanlarının yakınına dahi ulaşmamıza, tahribatın boyutunu görmemize kolluk güçlerinin silah tehditleri altında izin vermiyor. Bu bakımdan biz sizlerin direniş olanaklarını kıskanarak dinliyoruz. Biz aylardır Şırnak’ta kesilen orman alanlarının miktarını devletin açıklamalarından öğrenerek toplam ormanlık alanın yüzde 8 katledildiği bilgisine ulaştık ancak gerçek tahribatın boyutunu henüz alana giremediğimiz için bilemiyoruz.”
Alanlardan yapılan aktarımlardan sonra Ekokırım Suçu’nun yasalaşabilme mücadelesine dair yaklaşımlar ve önermeler konferansın hedefine varabilmesine yardımcı oldu. Anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu ve hukuk alanında çalışmalar yapan akademisyen Kutluhan Bozkurt’un sunumları ve sonrasında söz alan katılımcıların Ekokırım’ın suç kapsamında yasalaşmasının zaruriyetine dair konuşmalar oldukça fikir açıcı nitelikteydi.
Konferansta da dile getirdiğim gibi; Ekokırım Suçu’nun yasalaşabilmesi yerelden demokratik yurttaş sorumluluğunda ve mücadele sonucunda hayata geçirilebilecek bir ödev olmalıdır. Bu ödevi bir partiye, vekillere veya salt hukukçulara atmak demokratik katılımcı anlayışın yadsınması ve ıskalanması anlamındadır. Konferansı gerçekleştiren öznelerin aynı zamanda mücadeleyi yürütenler olması gibi yasanın hazırlığından mücadelesine kadar her aşamasında da ekoloji mücadelesi yürütenlerin, hukuk alanında mücadele verenlerle ortak çalışmasının ürünü olabilmesi, demokratik fikriyatın ve pratiğin oluşması anlamında büyük fırsattır.
Halkın kendi yaşamını belirleyen yasaların hazırlığından bihaber olması kabul edilemez. Yasaların oluşması ve kabul edilebilmesi toplumsallaştırıldığında demokratik anlayıştan bahsedebiliriz.
Ekokırım Suçu’nun yasalaşması son derece elzemdir ve bu yasanın hazırlığından, yasalaşma imkanını yaratacak sokak mücadelesinin verilmesine kadar tüm süreçlerin öznesinin toplumsallaşabilmesi, demokratik katılımcı anayasa ihtiyacının olanaklılığını açığa çıkarması bakımından hayati öneme sahiptir. Yapabilir miyiz? Evet, bunu başarabilme potansiyelimiz var ve yakın zamanda yıkılacak AKP-MHP sonrası oluşacak politik atmosferin olanaklarındayız.
Kolektif akıl ve birleşik ekolojik mücadeleyle önce doğa düşmanı AKP-MHP iktidarından kurtulacak ve süreç içerisinde vereceğimiz mücadele ve çalışmalarımızla Ekokırım Suçu’nu 2023 yılında yasalaştıracağız.
*HDP Kadıköy İlçe Eşbaşkanı