Turizm iddiasıyla Doğu Karadeniz yaylalarını birbirine bağlayan 2600 Km yağma yolunun yüzde 55’i bitti. Açılan yol maden sahaları ile çakışırken, halkın yağmaya ortak edilmesiyle yaylalar adeta yok oluşa bağlandı
Yusuf Gürsucu
Karadeniz Bölgesi’nde, 9 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki ‘Yeşil Yol’un yüzde 55’inin yapıldığı açıklandı. Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (DOKAP) Başkanı olan Hakan Gültekin, “Yeşil Yol projemizde bugüne kadar yapılan çalışmalarla yüzde 55 seviyelerinde imalatımız bitmiş bulunmaktadır. Kalan yüzde 45’lik kısımda çalışmalarımız devam etmektedir” açıklamasını yaptı. 2011 yılının Aralık ayında ekolojik yıkımın adı olan Yeşil Yol’a karşı dava açılmış ve hazırlanan bilirkişi raporuna uyan Danıştay İdari Dava Daireleri, 16 Ekim 2019 tarihinde Çevre Düzeni Planının ‘yürütmesini durdurma’ kararı vermişti. 28 Nisan 2021 tarihinde ise kadrosu tamamen değiştirilmiş ve yaylalara ulaşım sorunlarının yaşandığı iddiasıyla, Danıştay 6. Dairesi ‘yürütmeyi durdurma’ kararı kaldırıldı.
‘Yeşil Yol’ uzatılacak
‘Yeşil Yol’ projesi Samsun, Ordu, Giresun, Tokat, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize ve Artvin yaylalarının 2 bin 600 kilometrelik yol ağı ile birbirine bağlanması amaçlanıyor. Muhteşem bir doğal yapıya sahip bölge, 7 metre genişliğinde gidiş-geliş tek şerit olarak beton ve asfalt yolla katledildi. Turizm adı altında inşa edilen yollarla MTA’nın belirlediği maden sahalarının örtüşüyor olması amacın çok yönlü olduğunu ortaya koymakta. DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Hakan Gültekin, “Turizm Master Planı çerçevesinde, Tokat’tan Artvin’e kadar olan Yeşil Yol ile ilgili çalışmamı” var dedi. Gültekin, “Proje kapsamında 4 bin 661 kilometre yolun 1745 kilometresi karayolları ağında olup, 2 bin 885 kilometresi de hem özel idarelerin hem de büyükşehir belediyelerinin sınırları içerisinde kalmaktadır. Biz özellikle DOKAP idaremiz olarak 2 bin 885 kilometrelik kısmında önemli çalışmalar yapmaktayız” sözleri yağma boyutunun çok genişleyeceğini ve yolun uzatılacağını gösterdi.
Her şey madenler için
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın, bölge turizmi yapılacak olan çalışmalarla ilgili ayrı bir çalışma yürütülmesi için kendilerine talimat verdiğini ifade eden Gültekin, “Bölgemize gelen Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz ile Rize ve Trabzon programlarında birlikteydik. Konu ile ilgili bizden brifing aldı. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, hem yolun tamamlanması hem de turizm eksenindeki yapılacak çalışmaların, destinasyonların bir an önce toparlanması ile ilgili ayrı bir çalışma yürütülmesi ile ilgili bize talimatı oldu. Bu doğrultuda önemli çalışmalar yürütmeye başladık. Bugüne kadar yürütüyorduk ama bundan sonra daha hız vereceğimiz çalışmaların içerisindeyiz” derken, Cevdet Yılmaz’ın maden ve enerji şirketleriyle içli dışlı sürekli görüşmeler yaparken şirketlere verdikleri sözlerle öne çıkmakta. Orta Vadeli Program’da (OVP) madencilikle ilgili yer alan maddelerin mimarı olan Yılmaz, ‘Kritik Mineraller Yasası’nın 12. Kalkınma Planı’nda bulunmasını sağlamış olması dikkat çekici.
Halkla el ele yağma
“Turizm alanları açacağız ve bölge halkına yeni gelir alanları yaratacağız” propagandası ile girişilen 2600 KM uzunluğunda ve dağların ortalama 2000 MT yüksekliğinde inşa edilmesi süren yolların gerçekte bu amaca hizmet etmeyeceği bilinmektedir. Tüm su varlığı HES vb. yollar ile boru içine alınıp doğadan koparılırken, her yerde maden alanları kurulup doğal yaşam yerle bir edilirken, gerçekleşen yıkımı görmek için kaç turist bölgeye, yaylalara gelir? Bazı bölgelerde şirketler turizm amaçlı tesisler kuruyorlar ancak bunlar Ayder ve Uzungöl Göl’ün mahvedilmiş doğal yapısının yok edildiği coğrafyalarda yoğunlaşıyor. Yaylalarda halkın yarattığı yıkım ise ranta ve yağmaya halkın da ortak edilmesiyle yıkımlarda rıza üretildi. Halkın yaylaları betona boğup inşa edilen binalarla büyük bir işgal yaşanması iktidarın desteği ve göz yummasıyla sağlandı.
MTA: Bölge maden kuşağı
Diğer yandan MTA raporlarında, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Romanya, Bulgaristan, Türkiye üzerinden Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve İran’a ve oradan Himalaya’lara kadar uzanan yaklaşık 7000 km uzunluğundaki “Maden Provensi” içinde yer aldığını belirtmekte. Ayrıca bölgenin, dünyanın sayılı “Türkiye’nin ise en önemli maden kuşağı” özelliğinde bir bölge olduğu vurgusu yapılırken, ayrıca bölgenin, dünyanın sayılı “Türkiye’nin ise en önemli maden kuşağı” özelliğinde bir bölge olduğu vurgusu yapılıyor. MTA sitesinde yer alan bilgiye göre işaretlenmiş alanlarda bugüne kadar yaklaşık 227.000 MT sondaj yapılmış. Yine MTA sitesinde 54 644 km2’lik bir alana sahip bölgenin sınırları içinde yer alan 1: 25000 ölçekli 459 adet paftanın jeoloji haritası yapılmış ve maden prospeksiyonunun tamamlandığı bilgisi de yer alıyor.
2012 kilometre taşı
Kamu harcamaları ile yapılan sondaj sonuçları şirketlerle paylaşılıp lisans alanları yaratılmakta ve bu alanlar şirketlere tahsis edilmektedir. 16.06.2012 tarih ve 28325 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2012/15 sayılı Başbakanlık genelgesi ile kamu kurum ve kuruluşlarının sahip oldukları taşınmazların kullanımı ve bu çerçevede yeni maden ruhsatları Başbakanlık iznine bağlanırken, 2012 yılı maden yağmasının büyümesinde bir kilometre taşıydı. O günden bu yana gerçekleştirilen maden yasası ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle Türkiye coğrafyasının yüzde 60’ı maden sahası olarak işaretlendi. Bu durum yandaş maden şirketlerini büyütürken, diğer yandan uluslararası maden tekellerinin bölgeye yerleşme sürecini sağlamakta.
Bölge sermaye çıkarına bağlandı
Ordu, Trabzon, Rize, Giresun, Gümüşhane, Artvin yani D.Karadeniz bölgesinin tüm illerinde maden alanları açılırken, öne çıkan madencilik ise altın madenciliği ve siyanür havuzları olmakta. Bölgede 1000’i çok aşan sayıda maden lisansı satılmış ve her geçen gün lisans alanları genişletilirken, diğer yandan maden ruhsatları Karadeniz dağlarının yarısını kaplayacak büyüklüğe ulaştı. Bu girişimlerin tamamı bakir yaylalarda, su havzalarında, ormanların içinde ya da koruma alanları olan sit alanlarında ortaya çıkmakta. Suların tamamı enerji üretim süreçlerinde kullanılmak üzere doğadan koparılırken, doğal yaşam da yerle bir edilip sermaye çıkarlarına bağanmakta.
Karadeniz dağları ve madenler
Yanda MTA’dan alınmış bir harita ile yapmak istedikleri Yeşil Yol güzargahı var. Bu haritalara bakınca her şey çok net biçimde gözler önüne serilmektedir.
Yeşil Yol haritası ile maden rezerv sahalarını üst üste koyun gerçek daha net görülecektir. Altın, bakır, demir, krom, çinko vd. birçok maden sahası haritada işaretlenmiş. Bu haritada olmayan, Giresun Şebinkarahisar’daki Uranyum maden sahasını da ekleyelim. MTA’nın Şebinkarahisar’da 300 ton kapasiteli Uranyum’a rastladığı basında yer almıştı. Alttaki haritada Uranyum ve diğer madenlerin yerleri gösteriliyor.