“Ekoloji mücadelesi siyaset üstüdür” önermesi sıkça dile getirilen bir yaklaşımdır.
Gizemli ve erdemli görüntüsüyle oldukça cezbedicidir. Yaklaşımın hedefi, toplumda yer etmiş olan hazırdaki “siyaset kirlidir” zeminine yerleşmektir.
Siyasallaşmanın, politikleşmenin kötücül bir şey olduğu algısının yaratılması iktidarın önemli bir ev ödevidir ve bu konuda oldukça maharetlidir. Aslında iktidar bulunduğu yerin nemenem bir rezillik olduğu propagandasını yapmak koşuluyla bulunduğu yeri tehlikeye sokabilecek toplumsal alanı manipüle etmektedir.
Aslolanın, iyi olanın politikadan ve siyasallaşmaktan uzak durulması gerekliliğini bazen açıktan bazen algılarda yarattığı zeminlere yumuşak inişler yaparak sağlamaya çalışır.
Bu hazırlık öylesine titizlikle ve üzerine düşünülerek yapılır ki toplumsal alanda apolitizm örgütlenmesi artık öznel alanın içerisinde bulunan özneler tarafından yapılmaya başlanır. Hatta bu algının “mücadele için çok hayırlı bir durum” olduğu kabulüyle, cehennemin yolunun iyi niyet taşlarıyla örüldüğünü dahi görürüz.
Bu algı yönteminin işe yaramadığını ya da tekere çomak sokan kesimlerin toplumsallaşma potansiyelini gördüğü anda sopasını hazırlar ve benzer yola koyulacak olanlara ibreti alem olacak şekilde sallamaya başlar.
İktidarın apolitizmi örgütlemesi, devlet sınırlarının dışına bakmaya çalışanlar için etkin kılınmaya çalışılırken, devlet savunucuları için tersinden bir cadı avcılığı olarak örgütlenir.
Apolitizm tıpkı politikleşme süreçleri gibi davranışları oluşturan fikirlerin kavramlarla örülmesiyle olgunlaşır.
Ekoloji mücadelesinde güncel apolitizm örgütlenmesinin en etkin kavrayışı işte bu söylemde gizlidir; “Ekoloji Mücadelesi Siyaset Üstüdür.”
Doğa ve yaşam mücadelesinin siyasallaşarak güncel politik sürecin dönüştürücü dinamiği olması iktidar için oldukça tehlikelidir. İçerisinde bulunduğumuz iklim aşırılıkları-krizi-değişikliklerinin kaynağının açığa çıkarılarak, tespitin ve hedefin belirginleştirilebilmesi, ekoloji mücadelesinin politikleşmesine bağlıdır. İşte iktidar için bunu engelleyebilmenin yolu ekoloji mücadelesini siyasetten sıyırmaktan geçiyor.
Ekolojik kırımın kaynağını, örgütünü, ideolojisini, siyasetini, temsilcisini, kurumunu es geçerek yürütülecek bir mücadele, bu kırımı yaratan örgütlü yapının görünmez kahramanları olmaktadırlar.
Devletin, ilişkide olduğu özneler eliyle kurdurduğu ve büyük imkanlarla donattığı bazı ekoloji örgütleri görünümündeki yapılarla, ekoloji mücadelesine şırınga etmeyi başardığı bu apolitizme karşı ekoloji mücadelesinin siyasallaşma ihtiyacı her geçen gün daha fazla açığa çıkmaktadır.
Bugün iktidara yekten karşı çıkmadan, teşhir etmeden, hedefe koymadan bir ekoloji mücadelesi iktidarın can simidi konumundadır. Ekoloji mücadelesinde iktidarı, şirketleri, devleti ve kurumlarını hedefe koyma cesareti ekolojik bir yaşamın örgütlenme zemininin toplumsal alandan olabileceğini önümüze koyacaktır.
Doğa hepimize ekolojik bir yaşam zaruriyetinin basıncını her geçen gün daha fazla hissettirecek ve bu mücadelenin politik tartışmalarını buradan daha fazla yürüteceğiz.
İyi niyetleriyle, bilmeden veya kasten, bilerek cehennem yolunun taşlarını döşeyenlere yeniden söyleyelim; ekoloji mücadelesi politiktir.