Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki tutukluların revir, beslenme, kişisel bakım ve ortak alan olmak üzere hiçbir ihtiyacının karşılanmadığını söyleyen Halime T., ‘Baskılar son zamanlarda daha çok arttı’ dedi
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Geçtiğimiz günlerde Bakırköy L Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’ne kardeşinin ziyaretine giden Halime T., burada yaşadıklarını ve tutukluların karşı karşıya kaldığı hak ihlallerini aktardı. Görüş günü saat 11.00’a kadar keyfi bir şekilde bekletildiklerini ve cezaevi yönetiminin “telefonlar arızalandı” gerekçesini öne sürdüğünü belirten Halime T., ‘Görüş kabinindeki telefonlar öyle uzun süre arızalanabilecek telefonlar değil. Müdürle görüşme sağladığımızda ‘bekleyeceksiniz, yapacak bir şey yok’ dedi. Yaklaşık 3 saat bekletildikten sonra içeride de bizi beklettiler. Şehir dışından, savcılık izniyle gelen aileler vardı. Birçoğu görüşe giremedi. Geri gittiler. Haftaya Cuma gününe kadar da çocuklarını göremeyecekler. En çok da anneler üzüldü” diyerek yaşananları anlattı.
‘Aramalar tacize varıyor’
Arama sırasında maruz kaldıklarına değinen Halime T., yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Birçok aramadan geçiyoruz ve her görevli bizi farklı farklı arıyor. Bazıları o kadar arıyor ki, tacize kadar varıyor. Buna bir kere itiraz ettim. Aramanın da bir usulü vardır. Bir hafta, on gün bunun etkisinden kurtulamadım. Açık görüşlerde ailelere ve tutuklulara büyük baskı uygulanıyor. Görüşlerde bizi sürekli yüksek sesle konuşturup gözleriyle taciz ediyorlar. Sudan sebeplerle tartışma çıkarıyorlar.”
Herkese aynı ilaç!
Tutukluların maruz kaldığı hak ihlallerine de dikkat çeken Halime T., kardeşinin başlangıçta konuşmadığını ancak daha sonra dayanamayıp maruz bırakıldıkları baskıları anlattığını söyledi. Halime T., kardeşinin anlatımlarını ise şu şekilde dile getirdi: “Uzun uğraşlar sonucu revire çıktıktan sonra, doktor muayene etmeyi bırakın yüzlerine bile bakmıyormuş. Kafasına göre muayene etmeden ilaç yazıyor, aynı ilacı bütün koğuşa veriyormuş. Durumları ağırlaşana kadar hastaneye sevk edilmiyorlar. Şöyle ki, verem olan Süreyya Bulut adlı bir arkadaş varmış. Kan kusuyormuş. ‘Arkadaşımız kan kusuyor. Hastaneye gitmesi lazım’ dediklerinde, ‘Kan kusması yeterli değil. Leğen leğen kan kusması gerekiyor ancak öyle hastaneye sevki yapılabilir’ cevabı veriliyormuş.”
Hep aynı yemekler
Kardeşinin tutulduğu koğuşta 4 yaşındaki bir çocuğun da bulunduğunu kaydeden Halime T., beslenme koşullarının çok kötü olmasından dolayı çocuğun sürekli hastalandığını dile getirdi. Halime T., şöyle devam etti: “Genelde hep aynı yemekler veriliyor, üstelik ekmeksiz. Yenilebilir tek şey ekmek ve onu da vermiyorlarmış. Ayrıca, arkadaşlar mektuplarını 1 ya da 2 ay alamıyorlar. Tüm bunlardan çok şikayetçiler. Seslerini duyurmak istiyorlar. Baskılar son zamanlarda daha çok arttı.”
İSTANBUL