Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan EHP Sözcüsü Özge Akman gazetemize konuştu; Bu sefer yalnızca yan yana gelmiyoruz. Her birimizin kendi sorun alanında yürüttüğü mücadelelerin tek tek yenilmemesi için bu ortak mücadeleyi büyütmek zorundayız
Yadigar Aygün
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çağrısıyla bir araya gelen Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Emekçi Hareket Partisi’nin (EHP) ilan ettiği Emek ve Özgürlük İttifakı’nın “Yol Haritası”, 24 Eylül’de açıklandı. Kürt sorunundan eşit yurttaşlığa, ekonomiden ekolojiye Türkiye’nin temel sorunlarına yönelik tespit ve çözüm önerilerini de açıklayan ittifak, yeni Türkiye inşası içinde sahada olduklarını, “tek adam” rejimini kurumsallaştıran Cumhur İttifakı’na ve “eskinin revizesini” esas alan 6’lı masaya da alternatif olduklarını belirtti.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın, verdiği mesajlar ve açıkladığı deklarasyonun içeriğine dair yankılar sürüyor. Emekçi Hareket Partisi (EHP) Sözcüsü Özge Akman, Emek ve Özgürlük İttifakı’na neden ihtiyaç duyulduğunu ve önümüzdeki süreçte yapacakları çalışmaları değerlendirdi.
Kriz derinleşiyor
Türkiye, uzun bir süredir ekonomik kriz ile karşı karşıya olduğunu belirten Akman, AKP’nin ekonomik krizi yönetemediğine dikkati çekti. Türkiye’nin dışa bağımlı bir hale getirildiğini vurgulayan Akman, “İktisadi yapı birçok açıdan çıkmazın içinde. Kapitalizmin yapısal sorunlarına bir de mevcut siyasi iktidarın yalnızca kendi yandaşlarını beslemek üzere uyguladığı politikalar ekleniyor. Bu politikalarla bu krizden çıkış diye bir şey konuşmak mümkün değil. Ülke, dış borç batağında. Üretim alanında her açıdan dışa bağımlıyız. Ülkeye gelen ucuz kredilerin betona gömülmesinin sonuçlarını yaşıyoruz ve aynı politikalar sürdürülüyor. Bir borç döngüsüne saplanmış durumdayız. Bu politikaların sonuçları hiç şaşırtıcı olmayacak şekilde vatandaşa enflasyon, yoksulluk ve işsizlik olarak dönüyor” dedi.
Ülke yoksullaşıyor
Enflasyon rakamlarının sürekli arttığını ifade eden Akman, Türkiye halklarının her geçen gün daha da yoksullaştığını söyledi. Sıcak savaşın olduğu ülkelerde bile enflasyon rakamlarının Türkiye’den daha düşük olduğuna dikkati çeken Akman, “Siyasi iktidarın, ‘Ekonomiyi süper yönetiyoruz’ sözleri karşısında, enflasyonda dünya beşincisi olmamız gerçeği duruyor. Bu rakam, sıcak savaş halindeki ülkelerin bile üzerinde. Durum bu kadar vahim. İnsanlarımızın yaşadığı yoksulluğu tarif etmeye dahi gerek yok artık. Bir avuç sermaye grubu dışında herkes bu sorunu bizzat yaşıyor” diye konuştu.
Enflasyon rekor kırıyor
İşçi ve emekçilerin açlık ve yoksulluk sınırının altında insan onuruna yakışmayan koşullarda çalıştırıldığını vurgulayan Akman, yaşanan ekonomik sorunları şu sözlerle anlattı; “İşçi sınıfı fazla maaş almak için 12-13 saat çalışmıyor, asgari ücret için ve işsiz kalmamak için 12-13 saat çalıştırılıyor. Bahsettiğimiz asgari ücret ise açlık sınırının bin 390 TL altında. Bu utanç rakamıdır. Enflasyon her ay rekor kırıyor ama maaşlar sabit. Siyasi iktidar maaşlara zammı ‘lütuf’ olarak görüyor. Ayrıca işçiler bu koşullara itiraz etmek istediğinde, örgütlendiğinde, sendikalaştığında büyük baskı altına alınıyor ve işsizlik tehdidiyle karşılaşıyor” diye belirtti.
Köklü çözümler
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın, yaşanan ekonomik sorunlara karşı kapsamlı bir şekilde çözüm önerileri olduğunu vurgulayan Akman, “İktisadi alanda yaşanan kriz ve bunun bir yansıması olarak çalışma koşulları, işçiler emekçiler için artık kaldırılabilir yük değil. Bu krizden köklü çözümleri ortaya koymadan çıkmak mümkün değil. İktisadi krizin ve çalışma koşullarında dayatılan köleliğe karşı, programımızda kapsamlı bir biçimde çözümlerimiz yer alıyor” dedi.
İlk iş iktidarı göndermek
Özge Akman, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın, derinleşen ekonomik kriz, artan yoksulluğa karşı çözüm önerilerini ise şu şekilde sıraladı; “Öncelikle bu krizlerden beslenen siyasi iktidarı göndermekle işe başlamalıyız. Dış borç döngüsüne saplanmış, her açıdan dışa bağımlı olan ve betondan başka bir şey üretmeyen bu iktisadi işleyişi kamulaştırmalar yaparak değiştirmeliyiz. Temel ihtiyaçların özel sektörün insafına bırakılamayacağını her açıdan deneyimledik. Gıda, enerji, eğitim, sağlık, ulaşım gibi temel ihtiyaçlar alanındaki kritik sektörlerde kamulaştırmaya gitmek, büyük kamu yatırımları yapmak zorundayız. Temel sektörlerde yapılacak olan kamulaştırmalar ve kamu yatırımlarıyla, vatandaşların temel ihtiyaçların asgari düzeyine ücretsiz ulaşması mümkün” diye ifade etti.
Gençler unutulmadı
Ekonomik alanda 18 yaş altında çocuk işçi çalıştırılmasını yasaklayacaklarını ve kadınların istihdamı önündeki engelleri kaldırılacaklarını söyleyen Akman, gençler içinde programlarında çözüm önerileri olduğunu belirtti. Akman, “KYK borçları silinecek, emekliler insanca yaşam için hiçbir engele takılmayacak. Sermayeyi beslemekten başka hiçbir işe yaramayan bu ekonomi politikalarını, emekçiler lehine çevirdiğimizde tüm bunları kolaylıkla hayata geçirebileceğiz” dedi.
‘Barış için yola çıktık’
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın barış ve özgürlük için yola çıktığına dikkati çeken Akman, AKP’nin Türkiye’nin Ortadoğu’da ve Kürt halkına yönelik yürüttüğü savaş politikasını ilişkin, “AKP kaybettiği oyları savaş politikaları ile tekrar geri kazanmak istiyor. Siyasi iktidarın çıkardığı kriz, iktisadi alandan ibaret değil elbette. Özgürlüklere ve barışa karşı da büyük krizler çıkarmaktan bir adım geri durmadıkları çok açık. Bu açıdan biz emek için yola çıkıyoruz derken aynı zamanda özgürlüklerimiz için ve barış için de yola çıkıyoruz dedik. Siyasi iktidar kaybettiği oylarını, savaş kışkırtıcılığı ile ve düşmanlık politikalarını besleyerek geri kazanmaya çalışıyor. Bunu her dönem sistematik olarak görüyoruz” diye belirtti.
Kürt sorunu
AKP’nin Kürt halkına ve Ortadoğu’ya karşı yürütülen bu savaş politikalarının bir an önce bitirilmesi gerektiğini vurgulayan Akman, savaş politikaları yerine barış politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Savaşlar, yerine diyalog ve müzakerenin önemine dikkati çeken Akman, “Yıllar öncesine dayanan Kürt halkının sorunlarının çözümü yerine, düşman yaratmayı tercih ediyorlar. Maalesef muhalefet de söz konusu Kürt sorunu olunca, iktidarın ekmeğine yağ sürmekten geri durmuyorlar. Biz bu konuda diğer görüşlerden ayrılıyoruz. Kürt sorununu diyalog, müzakere yoluyla adil ve demokratik bir biçimle çözeceğimizi ilan ediyoruz. HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bir önceki seçimlerde ‘bağrınıza taş basın oy verin’ demişti. Oylarını aldılar ama bir kez bile ‘neden bağrınıza taş bastınız?’ diye sormadılar. Biz Kürt halkı bağrına taş basmasın diye yola çıkıyoruz. Yıllardır süren bu sorun ortada dururken, yokmuş gibi davrananların çözüm vadetmesi, barış vadetmesi mümkün değil” diye konuştu.
Ekmek kaç para?
Türkiye halklarının savaş istemediğine barış istediğinin altını çizen Akman, savaşın faturasını işçi ve emekçilerin sırtına yüklendiğini söyledi. Bütçenin savaşa aktarılmayacağını vurgulayan Akman, “Artık halkımızın savaş politikalarına karnı doydu ama karnının aç olduğu konular çok. ‘Mermi kaç para ediyor’ diye soranlara, ekmek kaç para diye soruyor artık bu halk. Emekçi halkların yaşadığı sorunlar bir. Bize savaş değil ekmek gerek. Bu sebeple de emekçi halklar kardeşçe yaşayacak, hepimizi ulus tanımadan sınırsız sömüren esas düşman olan sermaye sınıfına karşı birleşecek” diye belirtti.
‘İttifakı genişleteceğiz’
Daha geniş halk kitleleri ile buluşacaklarını belirten Akman, yol haritalarını şu şekilde açıkladı; “Yola çıktığımızı ilan ettiğimiz bir başlığımız da özgürlüklerimizdi. Bu coğrafya da eşitsizliğe maruz bırakılan kadınların, LGBTİQ+’ların her geçen gün daha da büyüyen mücadelesi var. İttifakımızı oluşturan her kurum, bu yönde mücadelelerin deneyiminden geliyor. Programımızda eşit ve özgür yaşama engel politikalara son vermek üzere, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulanmasını temel alarak yola çıktık. Bundan böyle her sorun alanında mücadele edenlerin itirazlarını, değiştirici güç olmak yönünde buluşturmak ve büyütmek üzere hareket edeceğiz. Eşitsizlikleri yeryüzünden sileceğiz” diye konuştu.
Ortak mücadele vurgusu
Özgür ve yeni bir yaşam kurmak için ortak mücadelenin büyütülmesi gerektiğinin altını çizen Akman, “Bu coğrafyanın sınırsız sömürülen işçileri emekçileri; eşitsizliğe maruz bırakılan kadınları, gökkuşağı yasaklanan LGBTİQ+’ları; eşit yurttaşlık için mücadele eden alevileri ve kardeşçe yaşamak için mücadele eden Kürt halkını buluşturacağız. Her birimizin kendi sorun alanında yürüttüğü mücadelelerin tek tek yenilmemesi için bu ortak mücadeleyi büyütmek zorundayız. Daha fazla birbirimize sarılacağız” dedi.
‘Birlikte değiştireceğiz’
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Türkiye halklarıyla birlikte sorunları çözeceğini ve birlikte bu düzeni değiştireceğini söyleyen Akman, topluma birlik olma çağrısında bulundu. Akman, “Bu sefer yalnızca yan yana gelmiyoruz. Bu sefer ülkenin kaderinin nasıl değiştirebileceğimizi bir programla buluşturduk ve onu kendimizin yapacağını ilan ediyoruz. Artık birleştik ve alternatif biziz. Hep birlikte değiştireceğiz. Hep birlikte başaracağız. İtiraz eden her kesimi, itirazlarımızı değiştirici güce çevirmek üzere bu mücadeleye güç vermeye çağırıyoruz” dedi.
Savaşa değil emekçiye bütçe
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın programında bütçe kaynaklarının, sermayeye, savaşlara, dış borca, haksız ihalelere harcanmasını reddettiklerini söyleyen Akman, “Temel ihtiyaç üzerindeki vergi yükünün kaldırılması ve yoksulluğu ortadan kaldırmak üzere servet sahiplerinin artan oranlı vergilendirilmesini öne sürdürüyoruz” dedi. Akman, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın iktidara gelmesi halinde gerçekleştirecekleri politikaları şu şekilde sıraladı; “Tüm bu yapısal sorunlara yönelik çözümlerin yanı sıra işçi sınıfının çalışma koşullarına yönelik maddelerimiz önemli. Bu açlık sınırının dahi altında kalan asgari ücret şu anki utanç rakamından çıkarılacak. İşçi sınıfına dayatılan 12-13 saatlik çalışma koşulları 7 saate indirilecek. Enflasyona her ay durmadan gelen zamlar, maaşlara da gelecek. İktidarın insafına göre değil, enflasyon oranında maaşlara her ay zam yapılacak. Tek bir iş yeri dahi sendikasız kalmayacak” diye konuştu.