Eğitim Sen İstanbul Şubeleri, Milli Eğitim İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada ‘MEB salgında da sınıfta kaldı’ denildi
Eğitim Sen İstanbul Şubeleri, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelerek 2019-2020 eğitim – öğretim yılında yaşananları kamuoyuyla paylaştı. “MEB salgında da sınıfta kaldı” pankartı açan eğitim emekçileri “Laik bilimsel Anadilde eğitim”, “Salgında sınav yapılamaz”, “KHK’ler gidecek biz kalacağız” sloganları attı.
Açıklamada söz alan Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, milyonlarca öğrencinin sağlık, eğitim ve yaşam hakkının, turizm şirketlerinin ve özel okullarının karı için hiçe sayıldığına dikkati çekti. Haftalardır LGS ve YKS ertelenmesi çağrılar yaptıklarını belirten Aydoğan, “Bu standartlaştırılmış seçme ve elemeye dair sınavlar öğrencilerimizin hayatını karartıyor diyoruz. Her öğrencinin istediği okulda eğitim görme hakkı mümkündür. Sınavsız bir eğitim sistemi mümkündür. Kamusal eğitim hakkı milli eğitim bakanlığının ve iktidarın sorumluluğunda. Yarın sınav olacak ama yarın bir sınıfta kaç öğrencinin olacağını açıklamış değil. İllerden gelen bilgi doğrultusunda sınavlarda 18-20 öğrencinin gireceğini öğrenmiş bulunuyoruz. Bu süreci unutmayacağız. Yarattıkları bu karanlığa teslim olmadık, teslim olmayacağız” diye konuştu.
Uzaktan eğitimde eşitsizlik
Aydoğan’ın ardından açıklama metnini Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şube Başkanı Beyzade Sayan okudu. 2019-2020 eğitim öğretim yılı öğrenciler ve eğitim ve bilim emekçileri açısından sorunların daha da derinleştiği bir dönem olduğunu söyledi.
Sayan, “Yüz yüze eğitimde yaşanan eşitsizlikler uzaktan eğitim döneminde daha da derinleşti. İnternet erişimi olmayan, uzaktan eğitime ulaşabilmek için bilgisayar, tablet hatta TV gibi cihazlara sahip olmayan öğrenciler uzaktan eğitimden yararlanamadı. Özellikle sınav senesinde olan öğrenciler açısından bu eşitsizlik daha da yoğun yaşandı. Ebeveynleri çalışmak durumunda olan öğrenciler EBA TV’den sunulan dersleri takipte sorun yaşadı. Anadili Türkçe olmayan öğrenciler, göçmen ve mülteci ailelerin çocukları uzaktan eğitimden eşit yararlanamadı. Uzaktan eğitimin ilk gününde yaşanan gerici, şiddet içerikli görüntüler ve uzaktan eğitim süresince derslerin anlatımında yaşanan olumsuzluklar, siyasal iktidarın kendi siyasal ve ideolojik amaçlarını eğitime hâkim kılma isteğinin bir sonucuydu” diye konuştu.
HABER MERKEZİ