Özgür, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaşamın amaçlandığı Rojava’da insani yıkımların yanında büyük bir ekolojik yıkım sürüyor. Efrîn’de, işgal edildiğinden bu yana Türkiye destekli çetelerin 650 bin zeytin ağacını katlettiği belirtiliyor
Yusuf Gürsucu
Türkiye tarafından 2018 yılında Rojava’nın Efrîn kantonuna yönelik başlatılan ve ‘Zeytin Dalı’ismi verilen işgal sonrası bölgede yaşayan halk ve zeytin ağaçları büyük bir kıyıma uğratılmıştı. Zeytin ağacı ve zeytin dalının bütün kutsal kitaplarda, ortak kültürel mirasta ve efsanelerde hep barışın simgesiyken, zeytin dalının bir savaşın adı olarak kullanılması manidar bir durum. Efrîn’de barış içinde farklılıklarıyla bir arada yaşayan Kürtler, Araplar, Türkmenler, Êzidîler, Süryani ve Ermeniler yerlerinden, yurttalarından edilmeden önce, Rojava’nın bütününde olduğu gibi doğayla uyumlu bir geleceği kurmak için çaba gösteriyorlardı.
650 bin zeytin katledildi
2018 yılında Efrîn’i işgal eden Türkiye ve desteklediği çeteler, zeytin dahil gördükleri ağaçları kesmeye ve el koymaya devam ediyor. Efrîn coğrafyasında bulunan tarımsal alanların yüzde 65’i zeytin ağaçlarıyla kaplıydı. Operasyon öncesi 18 milyon zeytin ağacı olan Efrîn’de halkın ana geçim kaynağı zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimleridir. Aynı zamanda Efrîn’deki üretim Suriye’nin toplam tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 30’una denk düşen önemli bir üretim alanıydı. Efrîn’de Türkiye destekli cihatçı çeteler son 4 yılda 2 milyona yakın ağacı kesti ve bu ağaçlardan en az 650 bini ise zeytin ağacıydı.
Kesilen ağaçlar Türkiye’ye
Geçtiğimiz günlerde Feyleq El Şam çeteleri, Efrîn’in Şerawa ilçesinden Cemo Omar isimli bir çiftçiye ait 200 zeytin ağacını kesti. Şiyê ilçesinde Mihemed Casim Ebû Emşe ve kardeşi Elemdar çeteleri, ilçede kalan ve gitmeyen Kürt sakinlerine 800 dolar vergi yükledi. Aralık 2022’de Sultan Murad çeteleri, Şera ilçesinin Kefercenê köyünden Rûhat Esed adlı yurttaşa ait 100 zeytin ağacını yakacak odun olarak satmak için kesti. Kasım 2022’de Ebû Xazî Xirad öncülüğündeki Sultan Murad çeteleri Şera’ya bağlı Sînka, Ereb Wêran ve Meydankê köylerindeki ormanlık alanlarda yüzlerce ağaç kesti. Çetelerin ağaçların bir kısmını üslerine götürdüğü, bir kısmının ise satılmak üzere Türkiye’ye gönderildiği kaydedildi.
Zeytin katliamı aralıksız sürdü
Aralık 2021’de Türkiye’ye bağlı El Hamzat çeteleri, işgal altındaki Efrîn’in Şêrawa ilçesine bağlı Kîmarê köyünde 1950 adet zeytin ağacını kesti. Ocak 2022’de Çetelerin Efrîn’in Cindirêsê ilçesine bağlı Remadiye, Hemam ve Miskê köylerinde yüzlerce zeytin ağacını katletti. Nureddin Zengi çeteleri Mistefa Ferdonî (Ebû Besam) adlı yurttaşa ait 50 zeytin ağacını kesti. Mistefa Ferdonî’nin, çetelere vergi vermeyi reddettiği için ağaçları kesildiği belirtildi. Hemzat, Semerkant ve Ehrar El Şerqiye çetelerinin de Miskê ve Hemam köylerinde çok sayıda zeytin ağacını kesti. Emzat çeteleri Efrîn’in Mabata ilçesinde 300’e yakın zeytin ağacını katlederken. Türkiye’ye bağlı Feyleq El-Şam çeteleri, Şêrawa’da yaklaşık 700 zeytin ağacını kesti.
Meydankê’de ağaçlar kesildi
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Türkiye ve bağlı çetelerin kontrolünde bulunan Efrîn’de ağaç kıyımı yaptıklarına dair bir video yayınlamıştı. Yayınlanan görüntülerde Efrîn’in Şera ilçesine bağlı Meydankê köyündeki gölün çevresinde binlerce ağacın kesildiği ve kesilen ağaçların kamyonlara yüklendiği görüldü. Hakikat ve Adalet için Suriyeliler (STJ) 20 Eylül 2022’de yayınlanan internet haberinde, Semerkand Tugayı, Kuwaiti Rahma International Society tarafından denetlenen, ‘İhsan Yardım ve Kalkınma Örgütü’ ile yapılan anlaşmaya dayalı bir konut projesiyle cihatçı çeteler için evler inşa ederken binlerce ağacı keserek ormanlık alanı yok etti.
Çocuklar paralı asker
Semerkand Tugayı, daha önce Jindires bölgesi halkına karşı binlerce ağacın kesilmesi, keyfi gözaltı, mali gasp ve mülke el konulmasının yanı sıra, sivil halkın mülklerinin yağmalanması gibi çok sayıda yağma gerçekleştirdi. Ayrıca bölge halkına ait çok sayıda zeytin ezimi yapılan preslere de el koymuştu. “Zeytin Dalı” ve “Barış Pınarı” operasyonlarına katılan Semerkand Tugayı, çocuklar dahil birçok çete üyesini hem Libya’ya hem de Azerbaycan’a paralı asker olarak gönderdi. Birleşmiş Milletler, Libya’da üç çocuğun Suriye silahlı muhalif grupları (eski adıyla Özgür Suriye Ordusu) tarafından silah altına alındığını ve kullanıldığını doğrulamıştı.
Tarihi eserler
IŞİD, Suriye’deki Palmira antik kentinde bulunan Tetrapylon anıtını yıkmıştı. Benzer bir saldırı Türkiye destekli çeteler tarafından tarihi Kilotê Kalesi’ni hedef alırken, 4 yıldır Efrîn’deki kültür mirasını yok ediyorlar. Tarihi yerleri, tepeleri, tapınakları ve kutsal olan her yer bilinçli bir şekilde hedef alırken, 55 tarihi yer ve 50 tapınak tahrip edildi. Bölge halkı ve Hristiyanlar için kutsal bir yer olan Kilotê Kalesi’ne yapılan saldırıya UNESCO’da tepki göstermişti. Diğer yandan bölgenin su ihtiyacını karşılayan baraj ve regletörler halkın üzerinde bir silah gibi kullanıldığı veiçme suyu dahil tarımsal sulamada büyük sorunlar yaşandığı bildiriliyor.
Türkiye elektrik satıyor
Türkiye aynı zamanda elektrik satışı ve dağıtımını da kontrol etmekte. AK Energy, Zeytindalı Elektrik ile STE adlı şirketlerin Türkiye’de kurulduğu ve bölgeye elektrik ihracatı yaptığı biliniyor. STE Elektrik Enerjisi Tedarik Toptan Satış İthalat İhracat Limited Şirketi, Zeytindalı Elektrik Enerjisi Tedarik Toptan Satış Sanayi ve Ticaret A.Ş ve Ak Energy Elektrik Enerjisi Tedarik Toptan Satış Ltd. Şti. Efrîn ve diğer Türkiye kontrolündeki bölgeye elektrik satıyor. Türkiye’ye ait STE Enerji, Efrîn’de halkı canından bezdirmiş durumda. DEDAŞ şirketinin Amedr, Riha, Mêrdîn, Şirnex, Êlîh ve Sêrt’te halkın tepkisini çeken uygulamalarına benzer bir süreç Efrîn’de uygulanıyor. Geçtiğimiz Haziran ayında çok sayıda kişi “Türkiye, Suriye’den defol” sloganları atarak şirketi protesto etmiş ve TSK’ye bağlı grupların saldırısına uğrayarak birçok insan yaşamını yitirmişti.
‘Savaş suçu’
Zeytin Dalı’yla Efrîn’e taşınan örgütlerin karıştığı yağma, talan, gasp, hırsızlık, fidye için adam kaçırma, gelişi güzel hapsetme, işkence gibi suçlar ilk başta propaganda savaşının parçası olarak geçiştirilmek istense de bunların bir kısmı BM İnsan Hakları Konseyi’nin raporuna da girdi. Sayısız yağma, gelişi güzel tutuklama, kaçırma gibi ihlallerin yaşandığını vurgulayan raporda, “Tanıklar Türk askerlerinin yağma yaşanırken civarda bulunduklarını ama engellemediklerini belirttiler… Farklı gruplar defalarca yağmaya girişerek savaş suçu işlediler” ifadesi yer aldı.
Çetelerin zeytinyağı ticareti
2018 yılında Efrîn’de 270 bin ton zeytin hasat yapılırken, yüzde 80’i zeytinyağı üretimi için fabrikalara gönderildi. Üretilen zeytinyağı tahmini rakamlara göre 50 bin tondu. Üretilen zeytinyağı Türkiye’ye taşındı ve piyasalaştı. Binlerce zeytin ağacını kesen çeteler aynı zamanda halkın zeytinliklerine ve zeytin ezimi yapılan işletmelere el koyarak zeytinyağını Türkiye’ye taşırlarken, Türkiye’nin çetelere verdiği yağma desteği açıkça izleniyordu. Halen bölgede zeytin üretimi yapma şansına sahip çiftçiler ürünlerini çetelerce belirlenen yağmacı aracılara düşük fiyata satmak zorunda bırakılıyor. Bu aracılar ve tüccarların çoğunun Arap, bir kısmının ise Türkiyeli olduğu belirtiliyor.
Çeteler zeytinlere el koydu
Diğer taraftan, Türkiye’nin atadığı ‘Afrin Konseyi’ tarımsal üretiminden yüzde 15 vergi almakta. SOHR araştırmalarına göre Sultan Murat Tugayları Şerran’da üreticilere, toplanan zeytinlerin yüzde 30’u kendilerine verilmediği takdirde tarlalara gitmelerine izin vermiyor. Hamza Tümeni ise Karzihal ve Alaka’da zeytinleri toplayıp sattı ya da toplanmış ürünlere el koydu. Benzer suçu Sultan Süleyman Şah Tugayı da Kahira köyünde yaptı.
Zeytin işletmeleri taşındı
Büyük bir gaspa uğrayan çiftçilere ait 295 zeytin sıkma işletmesinin 109’unu çeteler sökerek bölgeden taşırken 60 kadar işletmedeki makinelerin akıbeti ise bilinmiyor. Silahlı çeteler 8 bin ton üretim kapasitesine sahip 44 sabun ve prina (zeytin küspesi) fabrikasından 17’sini yağmaladı, değirmenleri ve makineleri alıp götürdü. Ayrıca yaklaşık çiftçilerin ürettiği binlerce ton buğday ve diğer ürünlerde çetelerin belirlediği yağmacıları çok düşük fiyatla satması sağlandı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Efrîn’de silahlı çetelerin keserek katlettikleri zeytin ağaçları dışında kalan zeytinliklerin yüzde 75’ine el koydu ve bir kısmını ise başkalarına kiraladı.
Sömürge uygulaması
Efrîn’de savaş ganimeti süreci işletilirken, yağmayla ilgili konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Afrin’de, hükümet olarak, PKK’nın eline gelir geçsin istemiyoruz, çok net. Yani Afrin’de biz gelirlerin bir şekilde bize geçmesini istiyoruz, bu hakimiyetimizde olan bölgede” sözleri açık bir sömürgeci tutum olarak dikkat çekmişti. Türkiye, tek taraflı bir karar ile 8 Kasım 2018’de Efrîn’in Cinderes bölgesinde, ‘Zeytin Dalı Sınır Kapısı’nı açmış ve yağmalanan, el konulan tarım ürünlerinin sevkiyatı bu kapıdan yapılmaya başlanmıştı.