Tarım arazileri; petrol, doğalgaz ve kayagazı için sondaj alanları haline getirilerek katlediliyor
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Maraş, Antep, Urfa ve Adıyaman sınırları içindeki 9 saha için beşer yıllığına petrol arama ruhsatı verildi. Edirne’de 162 bin 206 hektar alan için izin verilirken Tekirdağ ve Çanakkale ile birlikte Trakya’da toplam 214 bin 558 hektar alan petrol ve doğalgaz arama alanı olarak TPAO’ya tahsis edildi. Antep, Adıyaman, Urfa, Maraş’ta toplam 184 bin 464 hektar tarım arazisi sondaj sahası olacak.
Edirne’nin yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 30’u sondaj alanı olarak belirlenirken Trakya’nın ise yaklaşık yüzde 10’u sondaj alanı haline getiriliyor. Bugüne kadar ayrılan alanlarla Trakya topraklarını yarısı petrol, doğalgaz ve kaya gazı alanları olarak adeta işgal edilip tarım üretimlerine son darbeler indiriliyor.
Trakya suya hasret kalacak
Kaya gazı sondajı ve üretimi amaçlı olarak Diyarbakır’da Silvan Barajı inşa edilirken, Trakya’da kaya gazı üretimleri için hangi barajların bu üretimlere bağlanacağı henüz belirsizliğini koruyor. Trakya’da sanayileşme nedeniyle tüm akarsular zehirlenmiş durumda. Tarımsal üretimler için yegane kaynak yer altı sularıyken kaya gazı üretimleri ile bu kaynaktan da yoksun kalınacak. Ayrıca kaya gazı üretimlerinde büyük miktarlarda suya duyulan ihtiyaç ise kurulan ve yeni kurulma planları yapılan barajlardaki sular bu üretime bağlanacak. Trakya’da son yıllarda yer altı sularının 150-200 metrelere çekilmiş olması, Trakya’nın su fakiri bir bölge olduğuna işaret ediyor.
ÇED gerekli değil kararı!
Türkiye coğrafyasında ilk kaya gazı kuyuları Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Sarıbuğday ve Bağdere köylerinde açılmıştı. Diyarbakır’dan sonra Trakya’da başlayan kaya gazı sondajları ise hızla büyümeye devam ediyor. TransAtlantic Petroleum ve alt şirketi olan Kanadalı Valeura Energy’nin bağlı ortaklığı olan Thrace Basin Natural Gas (Türkiye) Co. Trakya’da uzun süredir bu işlemi gerçekleştirmekte. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Trakya Bölge Müdürlüğü ile yabancı ortağının gerçekleştirdiği Çeşmekolu-2 kaya gazı sondaj projesi ile ilgili Kırklareli Valiliğince ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ (ÇED) kararı ile sondaj çalışmaları yapılmaya başlandı.
Trakya abluka altında
Çeşmekolu-2 kaya gazı sondaj projesi ile ilgili konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Hidrolik çatlatma (su ile) dediğimiz, vatandaşın kaya gazı, kaya petrolü olarak bildiği kayaçların arasına sıkışmış vaziyette duran petrol ve gazı yüksek basınçlı hidrolik (su) çatlatma yöntemiyle çıkarmaya bu adı veriyoruz. Ağırlıklı olarak Amerika’da bu teknoloji ilk olarak kullanıldı. Şimdi Türkiye’de de kullanmaya başladık” diye belirtmişti. Bakan Dönmez, “Bu havzada 5 bin metre derinliğe ilk defa iniyoruz, hayırlı neticeler ile arkadaşların bize müjdeli haberler vermesini de canı gönülden bekliyoruz” sözleri Trakya’nın abluka altına alındığını ve tarımın yok edileceğini göstermeye yetiyor.
Tarıma en büyük tehdit
Ekosistemin yok edilmesi pahasına yürütülen bu süreçte, kaya gazı ve petrolü üretimi, temiz su kaynaklarını hem tüketip hem de son damlasına kadar kirletecek. Kaya gazı üretimi tarım topraklarını en ileri düzeyde tehdit edip, bulunduğu bölgede tarım üretimini yapılamaz hale getirecek. Yer altından su yerine gaz ve kimyasala bulanmış zehirli akışkanla yaşamımız zehirlenecek. Trakya ve Diyarbakır ile petrol ve kaya gazı sondajlarının sürdüğü Maraş, Batman, Antep, Urfa ve Adıyaman’ın tarımsal üretim alanları olma özelliğinden vazgeçildiği, iktidarın hem tarım politikaları hem de enerji politikaları bu gerçeği ortaya koyuyor. Bu bölgeler yaşanmaz hale gelince insanlar için tek çare göç etmek olacak ve bu alanlar bir avuç şirketin ekolojik yıkım üzerinden ceplerini doldurduğu alanlar halini alacak. Gaz ve petrol bittiğinde ise bu bölgelerde insan ve diğer canlı yaşam en ağır biçimde yara alırken gelişen iklim değişimi ile birlikte düşünüldüğünde yaşanmaz yerler olarak tarihe karışacak.
EKOLOJİ SERVİSİ