Seçim öncesi yapılan operasyonlara değinen ve özellikle gazetecilerin hedef aldandığını belirten gazeteciler Ayşe Düzkan ve Nazan Özcan, muhalif basının ve meslek örgütlerinin ses çıkartması gerektiğini belirtti
Seçimlere kısa bir süre kalırken gözaltı ve tutuklamalara hız verilirken, saldırılarda özellikle gazetecilerin hedef alınmasına tepkiler sürüyor. Son olarak 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Mezopotamya Ajansı ( MA) editörleri Sedat Yılmaz ve Dicle Müftüoğlu tutuklanırken, son bir yılda özellikle Kürt gazeteciler başta olmak üzere cezaevlerinde onlarca gazeteci olmuş oldu.
İki haftada 8 gazeteci tutuklandı
Son bir ay içinde 25 Nisan’da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından seçim öncesi yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan 51 kişi arasında 5 gazeteci yer alırken, 29 Nisan’da Ankara merkezli yapılan operasyonda ise iki gazeteci tutuklandı.
30 Nisan’da yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınıp tutuklananlar arasında Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Nadiye Gürbüz de yer aldı.
Gazetecilere yönelik yapılan operasyonları Mezopotamya Ajansı’dan ( MA) Mehmet Aslan’a değerlendiren gazeteci yazar Ayşe Düzkan ve gazeteci Nazan Özcan, saldırılara karşı dayanışmanın önemine dikkat çekti.
Gözaltılar seçim çalışması
Gözaltı ve tutuklama operasyonlarını AKP-MHP’nin “seçim çalışması” olarak değerlendiren Düzkan, “Aynı zamanda halkın haber alma hakkına yönelik bir saldırıdır. Avukatların alınması seçim güvenliğine yöneliktir. Burada şaşırtıcı olan gözaltına alınan veya seçme hakkı engellenen bu kesimin, Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararına rağmen CHP’den bir ses çıkmamasıdır” diye belirtti.
Sahip çıkmamız gerekiyor
Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinin de gözaltı ve tutuklamalara yeteri tepki göstermediğine dikkat çeken Düzkan, “Gözaltına alınanlara sahip çıkılması gerekiyor. Biz onlara sadece meslektaşlarımız olduğu için sahip çıkmıyoruz. Aynı zamanda bu ülkede yapılacak seçimin güvenliği için de sahip çıkıyoruz. Bu operasyonun özü budur diye düşünüyorum” dedi.
Sessizlik anlaşılır gibi değil
Gazetecileri için açıklama yapan DİSK Basın-İş’in gösterdiği tepkinin önemli olduğunu ancak diğer meslek örgütleri ve muhalif medyada çalışanı gazetecilerin tepkisizliğini eleştiren Düzkan, bu sessizliği anlaşılmaz bulduğunu dile getirdi.
Seçimi kazanamayacağını anlayınca saldırdılar
Kürtlerden destek alamayacağını anlayan AKP’nin bunun intikamını gözaltı ve tutuklamalarla aldığını belirten Özcan da, “Kürt halkının bütün haklarını savunan her meslek grubundan insanları gözaltına alıp kısmaya çalışıyor. Ama bunu ne kadar başarabilir? Kürt halkı sadece avukatlardan, gazetecilerden oluşmuyor. Milyonlarca Kürt var. Dolayısıyla yaptıkları daha da tepki topluyor” ifadelerini kullandı.
Seslerine ses olmalıyız
AKP dönemi boyunca gazetecilerin baskı kıskacına alındığını belirten Özcan, “Mesleki olarak baktığımızda gazeteciler ‘sessizlerin sesidir.’ Dolayısıyla sessini yükseltmesi gerekirken, bu yüzde 5’lik kesimde ağır bir yorgunluk ve bıkkınlık ortaya çıkıyor. Hepimizin bunu kırması lazım. Çünkü faşizm, tam da bunu isteyen bir biçim. Onların istediğine değil mesleğimizin gerekliliği olan sessizlere ses olmayı kendimize görev edinmeliyiz. Mesleki ahlakımız bunu gerektirir” dedi.
Yalanları teşhir ettikleri için tutuklanıyorlar
Tutuklu gazeteciler serbest bırakılana kadar seslerini yükseltip, haklarını aramaya devam edeceklerini söyleyen Özcan,” Durduk yere alınmıyor bu insanlar. Doğru bir şey yaptıkları ve iktidarın yalanlarını yüzlerine vurdukları için içeri alınıyorlar. Çok az olabiliriz ama son arkadaşımızı ellerinden alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL