NotaBene, bu coğrafyanın gündemini oluşturan ve emek hareketi açısından önem teşkil eden olguları tanımlayabilmeye, onların farklı bileşenlerini açığa çıkartabilmeye ve teorik tartışma ortamını besleyecek bir yayın çizgisini hayata geçirmeye çalışıyor
YAYINEVİ SORUŞTURMA DİZİSİ -2-
Ahmet Güneş
Tüm dünyada etkisini sürdüren koronavirüs salgını hâlâ devam ediyor. Aynı şekilde ölümler de her geçen gün artıyor. Bazı ülkelerin aldıkları tedbirler tartışma konusu olmaya devam ederken, bazı ülkelerde ise neredeyse salgın en aza indirildi. Aşı tartışmaları ise devam eden konuların başında geliyor. Salgının ortaya çıkardığı en büyük şey ise eşitsizlik. Her alanı etkileyen salgın sürecinde yayınevleri pek soruşturulmadı ve tartışma ortamı yaratılamadı. Bu süreçte birçok kitapçı kapandı, yayınevleri yeni kitapların basımlarını durdurdu. Ekonomik krizin Türkiye’de değmediği hiçbir alan da kalmadı. Bu kriz ve virüs günlerinde biz de yayınevleri soruşturması başlattık.
Yayınevlerine salgının etkisini, okuma oranında olan bitenler gibi başlıca sorularla başlattığımız dizinin bugünkü konuğu NotaBene Yayınevi. NotaBene Yayınevi editörü Sibel Öz ile yayınevlerinin durumunu, salgını, okur ve yazar ilişkisini konuştuk.
Bilmeyenler için NotaBene Yayınevi ne zaman kuruldu?
NotaBene Yayınevi, 2009 yılında Ankara’da genel olarak kitap piyasasının belirli alanlarında boşluk olduğunu düşünen, bir arkadaş ve akademisyen grubu tarafından kuruldu. Bunlar arasında Turhan Yalçın Bürkev, Ersin Vedat Ergür, Metin Özuğurlu, Yasemin Özdek, Aynur Özuğurlu, Özgür Tüfekçi, Bahadır Ahıskalı gibi isimler vardı. Merkez Ankara’da iken, 2014’te Taksim’de İstanbul büromuz açıldı. Ardından 2016’da merkezimizi de İstanbul’a taşıdık. NotaBene Yayınevi, o tarihten bu yana halen Kadıköy Yeldeğirmeni’nde.
Yayınevi olarak yayın politikanızı anlatır mısınız?
NotaBene Yayınevi’ni ortaya çıkaran temel dürtü aslında toplumsal muhalefetin düşünsel olarak köklü bir yenilenme ihtiyacının olduğu tespiti ve buna yanıt arayışıdır. Bu arayış sadece teorik kuramsal alanla sınırlı kalmayıp, güncel politikadan edebiyata, sanata, çocuk kitaplarına dek yaşamın her alanını kapsama çabası içinde. NotaBene, bu coğrafyanın gündemini oluşturan ve emek hareketi açısından önem teşkil eden olguları tanımlayabilmeye, onların farklı bileşenlerini açığa çıkartabilmeye ve teorik tartışma ortamını besleyecek bir yayın çizgisini hayata geçirmeye çalışıyor. Edebiyatta ve çocuk edebiyatında da böyle bir alternatif çizgi arayışı var. Bununla birlikte dünyada da sınıf, siyaset, kültür-sanat gündemini takip etme, okurlara taşırma çabası içinde.
Gerek yayın, gerekse salgın koşullarında ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Pandemi süreci, tüm kültür sanat alanını olduğu kadar yayıncılık dünyasını da olumsuz etkiledi. Yazarın okurla buluşmasına vesile olan tüm etkinlikler, fuarlar iptal oldu. Bunun yanında kitapçılar da kapandı. Dolayısıyla okur-yazar/kitap buluşması son derece sınırlandı, dijital satış platformları, sosyal medya üzerinden organize edilen etkinlikler öne çıktı. Bu süreç, önümüzdeki dönemin yeni araç ve olanakları üzerine düşünme, gözlemleme imkânı da sundu tabii ki. Öte yandan pandemi sürecinde ekonomik krizin faturası emekçilere kesildi, yoksulluk, işsizlik çığ gibi büyüdü. Yayıncılar için kitap maliyeti çok ciddi bir soruna dönüştü; kâğıt maliyetinin doların yükselişine bağlı olarak sürekli artışı, çeviri ücretlerinin yüksekliği basılan kitap sayısında da ciddi bir daralmaya yol açtı.
Salgın sürecinde kitap okuma oranı azaldı mı arttı mı?
İnsanların kitaba ayıracak parası var mı, diye sormak gerek önce. Temel ihtiyaç maddelerinde bile kısıtlamaya gidilen, beslenmeden kısılan bir süreç yaşıyoruz. Kitap, bu ortamda ne yazık ki epey lüks. Okur, kitap fiyatlarının yüksekliğinden, yayıncı kitap maliyetinin artışından şikâyetçi. Her iki kesim de kesinlikle haklı. Bu durumda Yayıncılar Kooperatifi gibi kolektif dayanışmayı örecek araçların önemi daha da fazla ortaya çıkıyor. Okuma oranları ve kitap alım gücünün zayıflığını, biz kendi cephemizde en çok okulların kapalı olmasına bağlı olarak kuramsal/akademik kitaplarda gördük. Çocuk kitaplarında da benzer bir durum gözlemliyoruz. Çocukların internette oyun oynayarak geçirdiği zaman arttıkça, kitap okuma oranları da düşüyor olmalı.
NotaBene Yayınevi hangi dosyaları kabul ediyor? Örneğin yazarlar size nasıl ulaşabilir?
NotaBene Yayınları, siyasetten kültüre, bilimden sanata hayatın hemen her alanında düzene karşı alternatif arayışların yer bulduğu bir yayınevi olma çabası ile var olmaya çalışıyor. Bu amaca yönelik etkili bir yayın çizgisi izliyor. 2010 yılından bu yana 500’e yakın kitap yayımlandı. Kuram, kültür-sanat, edebiyat ve çocuk edebiyatı yanında geçtiğimiz günlerde sinema alanında da kitap yayımlamaya başlayan NotaBene, okurlarımızın dayanışmasıyla büyümeye devam ediyor. Bize gelen her dosyayı mutlaka dikkatle okuyup, bir raporla zamanında yazara döndüğümüz bir süreç işletiyoruz. Yayınlanacak dosyalar üzerinde yazar, editörle birlikte yoğun olarak çalışıyor. Sonunda yazar-editör ve yayınevi olarak içimize sinen, kesinlikle arkasında durabildiğimiz kitapları yayımlıyoruz. Yazar adayları dosyalarını, yayınevi sitesinde yer alan mail adresine, gönül rahatlığıyla ve sürecin objektif işleyeceğine inanarak gönderebilirler.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Okurların, artan tekelleşme eğilimi dışında kalan alternatif yayıncılara destek vermesi çok önemli. Kitabı meta olarak gören, yalnızca kâr marjını esas alarak etkili pazarlama stratejileri ve büyük sermayelerle piyasaya giren yayıncı şirketler, unutmayalım ki sadece alternatif sesleri boğmakla kalmıyor, okurun da zihnini ipotek altına alıyor. Tek sesliliğin olduğu yerde tartışma ve özgürlük aramak boşa bir çaba.