Yusuf Gürsucu / İstanbul
Kapitalizmin neden olduğu küresel ısınma yaygınlaşırken, çözüm; sistemin bekasına bağlanmak isteniyor. Avustralya’da aylardır ormanlar yanıyor. Norveç’te sıcaklıkların normalin 25 derece üstünde seyrediyor olması gelen felakete işaret ediyor
Dünya ekosistemi büyük bir kriz yaşıyor. Bu krize bağlı küresel ısınma ise artık hızla büyüyor ve tüm dünyaya yayılıyor, bu sürece dönük çabalar ise sistemin ürettiği çözüm önerileri içine hapsediliyor. Ayrıca kapitalist dünyanın yeni bir paylaşım savaşına girmeye hazırlandığı günümüzde bu paylaşımın karbon yakıtlara ulaşım noktasında yaşanıyor olması ise dikkat çekiyor. Buzulların erimesi ve karbon yakıtlara yönelik olarak farklı çözümler tartışmaya açılırken kapitalizmin aşırı üretim ve tüketim politikaları görünmez kılınarak kapitalizmin bekası savunuluyor. Bazı ‘bilim insanları’, buzullarda yaşanan erimenin önüne geçmek için dünya gezegenini soğutmanın bir seçenek olduğunu ve bu seçenekle buzullardaki erimenin yavaşlatabileceklerini belirtiyorlar. Grönland’ın buz örtüsünde, 2019 yılı içinde rekor oranda bir erime yaşanırken 1980 yılından bu yana buz örtüsündeki erime miktarı 12.5 milyar ton buz olduğu tahmin ediliyor. Tahmin edilenden çok daha hızlı artan bu erime oranları beraberinde karanlık senaryoları ortaya çıkarıyor.
Grönland yok oluyor
Yükselen sıcaklıklar buzulları yukarıdan eritirken ısınan su da buzulların alttan erimesine sebep oluyor. Yüzeydeki ısınan suların buzullardaki çatlaklardan içeri sızması da buz örtüsünü daha dengesiz bir hale getiriyor. Buz örtüsünün karşılaştığı bu tehditlerin ise daha da kuvvetli hale geleceği öne sürülüyor. Bilim insanları ise iklim mühendisliğinin Grönland’da yaratacağı etkiyi ölçmek için araştırmalar yaptı. Çeşitli testlerden elde edilen sonuçlar, buzullardaki erimeyi ve su seviyelerindeki yükselişi azaltmak için Grönland’daki hava sıcaklığını 1.1 °C azaltılması gerektiği belirtiliyor.
Dünyanın kalanının bir önemi yok
Hava sıcaklığında yapılması önerilen bu değişim yüzünden dünyanın başka bölgelerindeki iklim düzeni mahvoluyor. Ayrıca gezegeni soğutmak için yapılacak çalışmaların kesilmesi durumunda aniden ortaya çıkan ve çok daha yıkıcı bir iklim değişikliğiyle de karşı karşıya kalınabilir. Bu konuda fikir beyan eden kişilerin yalnızca zengin ülkelerdeki sayılı kişiler olması ve yoksulluğa terk edilmiş diğer insanların düşüncesine bir önem verilmiyor olması, çalışmanın buzulları kurtarmaktan çok bazı bölgelerin kurtarılmasının nasıl sağlanacağına dönük olduğunu gösteriyor. Kapitalist dünyanın hedefleri içinde yer tutan ve buzulların erimesiyle ortaya çıkacağı savlanan doğal gaz ve petrol kapitalizmin bir derdi olmadığını Akdeniz’deki enerji savaşları göstermeye yetiyor. Çin’de yapılan yeni bir araştırmaya göre bitki atıklarından elde edilebilecek kömürün 2030’a kadar karbondioksit emisyonlarını 730 milyon tondan fazla azaltılmasına yardımcı olabileceği iddia edildi. Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, biyokömürün tahıldan yapılan biyoyakıtların yerini alarak gıda kaynaklarının iyileştirilmesine de yardımcı olabileceğini söylüyor. Çinli araştırmacılar, kömürün orman ve tarımsal atıklardan yapılmış bitki bazlı alternatifleriyle değiştirilmesi durumunda milyonlarca ton karbonun çevreye salınmayacağını iddia ediyor. Araştırmacılar, bitki atıklarının termal ayrışmasından sentezlenen biyoyağın, bir süre tahıl bazlı biyoyakıtlara bir alternatif olarak tanımlandığını söylüyor. Çalışma hakkında yapılan açıklamada “Biyoyağlar, güçlü bir koroziftir, kimyasal olarak kararsızdır ve yanma sırasında nispeten az ısı üretir, bu nedenle yaygın olarak kullanılmaz* diyor. Buna ek olarak yanma sırasında daha iyi ısı üretimi de dâhil arzu edilen özelliklere sahip bir yakıt türü üretilebileceği iddia edilirken, araştırmacı Bin-Hai Cheng 5 bitkiden elde edilen biyoyağı damıtmak için geleneksel mühendislik süreçlerini kullandığı belirtilirken, üretimdeki bitkilerin pirinç kabuğu, buğday samanı, soya fasulyesi gibi ürünler olduğu ifade ediliyor.
Norveç’te rekor: Hava 19 derece
Norveç’in başkenti Oslo’ya 465 km uzaklıktaki Sunndalsora kasabasında hava sıcaklığı ocak ayında tarihi bir rekor kırarak 19 derece ölçüldü. Dünyanın en soğuk ülkelerinden biri olarak bilinen ve ocak ayında ortalama eksi 10 dereceye kadar düşen Norveç’te yaşanan sıcak havanın iklim değişiminin bir sonucu olduğu belirtildi. Bergen Üniversitesi İklim Araştırma Üyesi Erik Kolstad, Norveç’in ikliminin küresel ısınmadan etkilendiğini belirterek, mart ayına kadar ılık geçen bir kış mevsimi beklediklerini ifade etti. Yaz aylarında Belçika, Hollanda ve Almanya’da hava sıcaklığı 40 santigrat dereceyi aşıp rekorlar kırarken İngiltere’de 38.7 derece ile rekor kırıldı.
Güneş dünyayı yakıyor
Sermayenin yarattığı ekolojik yıkımlar sadece yeni pazarlar ve daha fazla birikim arzusu nedeniyle yaşandı ve halen yaşanıyor. Kapitalizm, ekolojik üretim vb. iddialarıyla ekolojik krizin çözülebileceği inancını pompalamaya çalışmakta. Yenilenebilir enerjiye ve genetiği değiştirilmiş (GDO) gıda endüstrileriyle ekolojik krizi ve açlığı çözebileceği iddiasında bulunan kapitalizmin tek amacı sermaye birikimine yeni yollar açmak. Sermayenin egemen olduğu teknolojiye insanlığın kurtarıcısı rolü yükleniyor ve bu yolla sermaye birikim sürecini daha da körükleyerek çağımızın en büyük sorununu çözme vaadinde bulunuyor. Sömürüye tabi tutmadıkları herhangi bir canlı veya cansız bir varlık dünya üzerinde kalmadı. Dünyada yaşamın temel elementleri yani su, hava, toprak ve enerji metalaştırıldı. Suları, havayı ve toprakları kirlettiler, ormanları yok ettiler, güneş ise dünyayı artık yakmaya başladı. Aşırı üretim ve tüketim ekonomisi kapitalizmin temelidir. Sorunun asıl kaynağının kapitalist üretimler olduğu gözlerden saklanarak iklim sorunu çözülemez. Kapitalizmi iyi-kötü, vahşi-uysal gibi kategorize etmeden onu tamamen yok etmek ve kalkınma odaklı olmayan yeni bir yaşamı dünyada ortaya çıkarmak dışında hayvanların, ormanların, bitkilerin ve dolayısıyla insanlığın herhangi bir kurtuluş yolu bulabilmesi ise imkansızdır. Yenilenebilir savıyla ortaya atılan enerji üretimlerine yatırım yapan, karbon yakıttan kurtulmak adına bitkileri yakıt haline getirip var olan açlığı daha da büyütmek sermayenin biricik hedefidir.
Avustralya yanıyor
İklim değişiminin bugüne kadar en büyük etkisi Avustralya’da yaşanıyor. Aylardır Avustralya’da ormanlar yanarak kül olurken 500 milyonu aşkın hayvanın yaşamını yitirdiği ve 18 insan ile milyonlarca insanın yaşam alanı kül oldu. Avustralya bugüne kadar görülmemiş bir hava sıcaklığı olan 47 derece ile kavruluyor. Bugüne kadar Danimarka ve Hollanda büyüklüğünde bir alan yani 5.5 milyon hektar orman ve milli park kül oldu. Orman yangınlarında hayatını kaybedenlerin sayısı 18’e yükselirken 4 kişi ise halen kayıp. Yangınlar, Avustralya yerlileri olan Aborjinlerin yaşam alanlarına kadar ulaşmış durumda.