Aram Yayınları Kürtçe çocuk dizisi editörü şair ve çevirmen Rêdûr Dîjle ile konuştuk:
Anadilde eğitimin tek tipleştiği Türkiye’de Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Lazlar, Hemşinler ve daha birçok halk kendi anadilinde eğitim göremiyor. Cumhuriyet tarihi boyunca Türkçe konuşmanın dayatıldığı, farklı dilleri asimilasyona tabi tutan devlet politikası sonucu birçok dil kaybolma tehlikesi ile yüz yüze kaldı. Yıllardır yoğun saldırılara karşı Kürtlerin mücadelesi sonucu Kürtçe hâlâ yaşayan bir dil fakat yine de dilbilimciler ve Kürt dili üzerine çalışmalar yürütenler anadilin önemini sık sık vurguluyor.
Özellikle son yıllarda atanan kayyumlar tarafından HDP ve BDP’li belediyelerce açılan kreşler, Kürt dil eğitim merkezleri ve dernekleri kapatıldı. Koronavirüs salgınıyla beraber alternatif eğitim süreçleri yapılmasına rağmen yeterli olmadı. Bugünlerde anadilde eğitim kampanyaları tekrardan gündeme geldi.
Geçtiğimiz günlerde Aram Yayınları, Kürt çocuklar için dünyaca klasikleşmiş eserleri çizimlerle bir dizi halinde yayımladı. Yayınevi, aralarında Pinokyo, Monte Kristo Kontu, Oliver Twist, Robin Hood ve Küçük Kara Balık gibi önemli eserleri farklı çevirmenlerle Kürt çocukları için yayımladı. Biz de Aram Yayınları’nın çocuk dizisi editörü, çevirmen ve şair Rêdûr Dîjle ile çeviri sürecini, çocukların anadilde okumasının ayrıcalıkları ve tabii Kürt edebiyatının içinden biri olduğu için Kürtçe edebiyatı da konuştuk.
Dîjle, seçtikleri kitapların Birleşmiş Milletler (BM) raporlarında belirtilen 0-18 yaş aralığını dikkate aldıklarını ama yetişkinlerin de okuyabileceğini söylüyor.
Öncelikle editörlüğünü üstlendiğiniz çocuk klasikleri için nasıl bir seçime gittiğinizi anlatır mısınız?
Kendi anadili ile üreten her toplumun ana uğraşılarından biri, klasik eserleri bir sonraki nesillere ulaştırma gayretidir. Kürtçe’de de dünya çocuk edebiyatı çok öncesinden yapılması gereken bir çalışmaydı. Fakat şartlar ve koşullardan ötürü şimdiye nasip oldu. Onun için bu alanda çok özel bir seçime gittiğimizi söyleyemem. Fakat ilk etapta herkesçe bilinen ve birçok Kürdün farklı dillerden okuduğu ve ilk edebi okuma durağı olan eserlerle bu alana dokunup gelecek nesillerin artık klasik eserleri kendi anadili ile okumasını istedik.
Seçtiğiniz kitaplar hangi yaş aralığına hitap ediyor?
Çocuk klasikleri konusunda dünya kamuoyunda üzerinde mutabık kalınan bir tanım yoktur. Fakat bilindiği üzere Birleşmiş Milletler raporlarında 0-18 yaş aralığındakiler çocuk olarak kabul edilirler. Biz de bu yaş aralığındaki tüm çocuklar için resimli, orta ve ileri düzey klasikleri çevirip bir nebze de olsa bu yaş aralığının kendi anadili ile okuma becerileri edimine bir katkıda bulunmak istedik.
Şunu da belirtmekte fayda görüyorum ki editörlüğünü üstlendiğim ve çevirilerinde yer aldığım bu dizi her ne kadar “Çocuk Klasikleri” adı altında çevrilip yayımlansa da kanaatimce çocukların yanı sıra yetişkinlerin de zevkle okuyabileceği eşsiz eserlerdir.
Her bir kitabı farklı kişiler çevirdi. Neden böyle bir ihtiyaç duydunuz?
Belirlenen plan ve program dahilinde bu şekilde hareket etme ihtiyacı duyduk.
Bu kitaplara ilgi nasıl, aldığınız geri dönüşler oldu mu?
Sanal medya ve birçok haber platformlarında yankı uyandırmasına rağmen, bu yankıya paralel olarak henüz istediğimiz ilgi ve alakayı gördüğümüzü söyleyemem.
Bunun için biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söyleyebilirim.
Çevirilerde, çizimlerde veya yayımlamada karşılaştığınız zorluklar oldu mu?
Elbette. Zira hitap edilen kesimin hassas bir kesim olması ve amaç bu klasikler ile belirlenen okuyucular arasındaki mesafeyi en aza indirgemek olduğu için kuşkusuz diğer eserlere nazaran tüm aşamaları ile meşakkatli ve özel çaba gerektiren bir çalışmaydı. Bir de bu meşakkatli çalışmanın muhakkak eksiklikleri, eleştirilecek yanları vardır. Ama gerekli ve sahiplenmesi gereken bir iş olduğunu düşünüyoruz.
Bence bu tür çizimlerle klasikleri Kürt çocuklarının anadillerinde okuması büyük bir fırsat. Özellikle çocukken okumak hayal gücü ve anlama açısından önemli. Daha çok kişinin haberdar olması için bir ajandanız var mı?
Şüphesiz metnin ve görselin birlikteliği, güçlü bir okuma ve yazma becerisinin yanı sıra güçlü bir anlama da zemin oluşturmaktadır. Hele ki anadili ile eğitim alamayan ve belli bir yaştan sonra başka dillerle eğitim alıp dil yetkinliği (anadil) sekteye uğrayan Kürt çocukları için, bu tür çalışmaların elzem olduğu kanısındayım. Çünkü bu tür çalışmalar anadili ile eğitimden mahrum bırakılan çocukların özgüven eksikliğini giderecek ve aynı zamanda kendi kültürünü değersiz görmenin önüne geçecektir.
Bundan sonra Aram Yayınları ne tür çalışmalar yapacak çocuk kitapları için?
Yayınevinin çocuk edebiyatı ve çalışmaları kategorisinde önüne koyduğu bir program var. Bu program dahilinde bu tür çalışmaların devam edeceğini söyleyebilirim.
Siz aynı zamanda Kürt edebiyatının içindesiniz ve üretiyorsunuz. Sizin çalışmalarınız nasıl gidiyor, Kürtlerin Kürtçe kitaplara ilgisi nasıl?
Ağırlıklı olarak Kurmancî şiiri ile ilgilenmekteyim. Şimdiye dek iki şiir kitabım yayımlandı. Şiirin yanı sıra çeviriyle de uğraşıyorum. Şu an 3. şiir kitabım üzerine çalışmaktayım. Açıkçası Kürtçe kitaplara ilgi konusunda çok iç açıcı şeyler söyleyemeyeceğim. Ama karamsar cümleler de kurmak istemiyorum. Zira umutsuz değilim. Şu an için Kürtçe okuyup yazabilen sayısı kadar desem, yeterli diye düşünüyorum.
Önceki soruyla bağlantılı olarak Kürt edebiyatının içinden bir insan olduğunuz için sormak istiyorum. Kürtçe edebiyatta ortaya çıkan çalışmaları nasıl buluyorsunuz?
Takip ettiğim kadarıyla şunu söyleyebilirim: Ortaya çıkan birçok çalışma Baba Tahirê Uryan’dan Melayê Cizîrî’ye, Feqiyê Teyran’dan Ehmedê Xanî’ye, Axtepî’den Cegerxwîn’e sağlam bir zemine atılan temelin üstüne güçlü tuğlalar örmektedir.