Anayasal haklarının olmasına rağmen sosyal devlet anlayışının uygulanmamasından ötürü yaşadıkları haksızlıklardan yakınan Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz, “Biz ülkenin yanlış anlayışının kurbanlarıyız” dedi
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 3 Aralık 1992 yılında engellilerin haklarının tam ve diğer insanlara eşit ölçüde sağlanması amacıyla Dünya Engelliler Günü ilan edildi. 1992’den bu yana dünya genelinde engelli kişi sayısı artarken karşılaştıkları sorunlar da giderek artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de 12 milyon engelli bulunuyor. Bu sayının büyük çoğunluğunu bedensel ve işitsel engelliler oluşturuyor. Hayatın birçok alanında zorluklarla karşılaşan engelliler, iş hayatında da iş hayatında da birçok engelle karşı karşıya kalıyor. Devlet kurumlarında yüzde 2 engelli çalıştırılması yasası 1964’de kabul edilirken, bugün bu oran devlette yüzde 4, özel sektörde ise yüzde 3’tür. Ülkenin yüzde 13’ünü oluşturan engelliler, ailelerinde herhangi birinin gelirinin olmaması koşuluyla devletten aylık bin 390 lira maaş alabiliyor.
Engelliler eğitim haklarından mahrum
Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz, devletin gerçek anlamda sosyal devlet görevini yapmadığını ve eşit yurttaşlık haklarını dağıtmadığından dolayı engellilerin evlerinde mahpus hayatı yaşadığını söyledi. Kendilerine yasal birçok hakkın tanınmasına rağmen sosyal devlet anlayışının uygulanmamasından yakınan ve engellilerin sosyal ve iş kollarında imkân tanınmadığından şikâyet eden Boyraz, engelli yurttaşların birçok sorundan dolayı sahip oldukları eğitim haklarından mahrum edildiğini belirtti.
‘Kendi isteğimizle engelli olmadık’
Devletin her şey için sürekli rapor talebinde bulunduğunu söyleyen Boyraz, “Doğuştan gözleri görmeyen, kulakları duymayan için her seferinde neden rapor isteniyor. Rapor yönetmenliği çıkınca yüzde 70-80 oranında engelliyken bu yönetmenlikten sonra birden yüzde 30-40’lara düştü. Çünkü devlete göre engelliler bütçeye zarar veriyor. Kişinin engelli haklarından yararlanması engelleniyor. Kendi isteğimizle engelli olmadık. Biz ülkenin işleyişinin yanlış kurbanlarıyız” diye konuştu. Ülkenin fabrikalarda üretir gibi engelli ürettiğini ifade etti. Çağdaş olana dek mücadele edilmesinin gerektiğinin altını çizen Boyraz, “Savaşların, kirliliğin, eğitimsizliğin, iş kazalarının, doktorsuzluğun, bizim üzerimizde etkisi var. Eskiden insanlar derneğimize örgütlenmek için gelirlerdi. Şimdi ise dernekten ne elde edebilirim diye düşünüyorlar” ifadelerini kullandı.
STÖ’lerden engelli mülteciler için açıklama
Öte yandan İzmir’de bulunan sivil toplum örgütleri, ‘Engellilik, bir insan hakkı meselesidir’ diyerek 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle ortak bir açıklama yayınladı. İzmir’de çalışma sürdüren Konak Kent Konseyi, Halkların Köprüsü Derneği, Konak Mülteci Meclisi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, Irkçılığa Dur De Girişimi ve Hak İnisiyatifi ortak yayınladıkları açıklamada, engelli mültecilerin sorunlarının sivil toplum örgütlerinin ve kamu kurumlarının yeterince gündemine girmemesi eleştirirken, var olan sorunların çözümü için de taleplerini ifade edildi.
Destek merkezlerinin sayıları yetersiz
Engelli mültecilerin eğitim, sağlık, psikolojik, ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaştığı belirtilen açıklamada, engelli kadın mültecinin adının henüz literatüre girmediğine dikkati çekildi. Psikososyal destek merkezlerinin sayılarının yetersiz olduğunu söylenen açıklamada, “Alanında uzman, dil bilen engelli psikolog ve psikiyatristlerin olmaması sebebiyle terapiden ve ilaç desteğinden yoksun olan engelli göçmenler; kendini utanç içinde, kısıtlanmış, stresli, çaresiz, yalnız, aciz, acınası, başarısız, korkak, güvensiz ve yetersiz hissetmektedir” denildi.
Sivil toplum örgütlerinin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vasıtasıyla ortak yayınladıkları açıklamada hükümete, muhalefet partilerine ve yerel yönetimlere yönelik taleplerini şöyle sıraladı:
- Öncelikli olarak; Geçici koruma statüsünde olan Engelli ve ailelerine mültecilik statüsü tanınsın, kayıtsız şartsız TC vatandaşlığı kimliği ve engelli kimlik kartı verilsin.
- 5378 sayılı engelliler kanunu başta olmak üzere tüm yasa, tüzük ve yönetmeliklerden engelli mülteciler de eşit bir biçimde yararlansın,
- Türkiye’deki mültecilere yönelik yasal mevzuata engelli mülteciler ibaresinin eklenmesi,
- Dil problemi için kısa vadede tercümanlık hizmetlerinin arttırılması, orta ve uzun vadede ise engellilere özel eğitim materyallerini içeren yüz yüze veya web tabanlı dil kurslarının tertip edilmesi,
- Belediyelere bağlı engelli şube müdürlüklerinde engelli mülteciler adıyla alt birim oluşturulması, engelli dernekleriyle kaynaştırma ve mülteci örgütleriyle işbirliği yapma görevini üstlenmelidir.
- Özel sektörde yüzde 3 engelli çalıştırma kotasından engelli mültecilerinde faydalanması, ucuz işgücü olarak kullanılmamaları, Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (E-KPSS) ile kura çekilişi sonucunda kamuda istihdam edilen engelli bireyler gibi mültecilerin de kuraya başvurması ve kamuda istihdam edilmeleri,
- Hijyenik olmayan kamp, çadır, branda, konteyner, ambar, bodrum, dükkan vb. izbe ve sağlıksız koşullarda hayatlarını devam ettirmek zorunda kalan engelli mülteci ve ailelerine konut veya kira desteğinde bulunulması, barınma koşullarının iyileştirilip steril bir ortamın sağlanması,
- Doğuştan engelli veya Hava saldırıları, bombardımanlar, yanıklar, vücutlarına şarapnel parçalarının gelmesinden ötürü felç kalan, görme, işitme gibi uzuv kaybı olan ve diyaliz ile yaşayacak sığınmacıların her türlü devlet, özel veya üniversite hastanelerinden faydalanması, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin arttırılması,
- Engelli aylığı ve evde bakım başta olmak üzere her türlü sosyal destekten engelli mültecilerin de yararlanması,
- Kronik engele sahip mültecilerin de Türkiye vatandaşları gibi ortez, protez, stent gibi cihazlardan faydalanması, düzenli ilaç kullanmak zorunda kalanların ilaçlarına ücretsiz bir şekilde edinebilmesi,
- Engelli mültecilerin hayatını kolaylaştıracak araç gereçler; akülü tekerlekli sandalye, koltuk değneği, işitme cihazı, baston, gözlük, akıllı telefon ve bilgisayar, Braille yazı araç gereçlerine rahatça ulaşabilmesi,
- Engelli mülteci çocukların eğitim imkanından geri kalmamaları için özel eğitim kurumlarının arttırılması, yeterli materyalin sağlanması, bu alanda yetkin özel eğitim öğretmenlerinin istihdam edilmesi veya hizmet içi kurslarla bilinçlenmenin arttırılması, okula ulaşımın rahat gerçekleşebilmesi için taşımalı eğitim projesinden faydalanılması,
- Engelli ve engelsiz mültecilerin, Türkiyeli engellilerle geçici koruma statüsündeki engelliler, nihayetinde engelli-engelsiz tüm bireylerin kaynaştırılması,
- Konferanslar, eğitim programları, basın-yayın ve yasal düzenlemelerle engelli mülteciliğe ilişkin farkındalık çalışmalarının yapılması.
- Savaş sonucunda sakat kalan mültecilerin kimseye bağımlı olmadan, tek başına yaşamlarını sürdürebilmeleri için bağımsız hareket eğitimleri verilmeli,
- Görme engelli mültecilere marangozluk, terzilik ve demircilik gibi el becerilerini kullanabilecek eğitim müfredatı oluşturulması,
- Engelli ve ailelerine yönelik sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif organizasyonların yapılması, aileler arası kaynaşmanın sağlanması,
- Görme ve işitme engelli mülteciler için kendi dillerinde sesli ve işaret dili betimleme imkanının sunulması.
- Engelli mültecilerin her türlü kütüphane imkanlarından yararlanması, görme engelli mülteciler için kendi dillerinde kitapların seslendirilmesi,
- Ön yargıların, nefret söylemlerinin önüne geçebilmek için çalışma yürütmek, dostluk bağlarını oluşturmak ve iletişimi güçlendirmek için kültürler arası diyalogun tesis edilmesi için harekete geçilmelidir.
Kaynak: MA