Abdullah Aysu
Ormanda yangın çıkmıştır, topal karınca yangını söndürmek için su taşımaktadır. Su taşımayıp herkese laf yetiştiren işgüzar, karıncaya, “Ne yapıyorsun?” diye sorar.
Karınca; “Yangını söndürmek için su taşıyorum” der.
İşgüzar, “senin taşıdığın, oncacık su ile yangın söner mi?” hiç der, dalga geçer.
Karınca, “maksat tarafım belli olsun” diye cevap verir. Bu yazı biraz taraf belli etme içerikli olacak.
Çiftçiler
Tarımsal üretimi yapan, eziyeti çeken köylüler. Mazotun, gübrenin, elektriğin, suyun, ilacın fiyatı artınca uykuları kaçan, iklim istikrarsızlığına bağlı oluşan kuraklık, dolu, don, sel endişesi ile yaşayan yine onlar. Ama köylülerin yaşadığı endişede dert ortaklığı yapmayan ve alınteri sonucu ürettiği üründe katkısı-emeği olmayan üreticilerin sırtından havyar çorbası içenler şirketler ve bankalar. Başka bir deyişle, halkı besleyen köylüler. Köylülerin halkı beslemek için yürüttüğü toplumsal faaliyet sürecinde ve sonrasında elde edilen ürünün üzerine kene gibi yapışıp kanını emen ise şirketler ve bankalar. Sayıları milyarlarla ifade edilen halkın karnını doyuran üreticiler iken, üretmeyenlerin kurduğu bu havadan para kazanma düzeni nedeniyle köylüler açlık çekiyor, yoksullaşıyor. Sonuç; Çiftçilerin sırtından şirketleri, bankaları doyuran, onları tok tutan bir düzen…
O düzen ki; Türkiye’de çayın fiyatını düşük belirliyor. Hububat konusunda ne yapacağı belli olmayan Ukrayna ve Rusya’dan sonra Hindistan da buğday ihracatına yasak getirdi. Çıkmaz sokağa girilen hububatta, arpa ve buğday hasadı başlamış olan ülkemde fiyatlar hala açıklanmıyor. Bunun da nedeni; kutlama mı, mücadele mi politikalarında alenen saklı.
Kutlamalar
Köylüyü aç, yoksul ve yoksunlaştıran, hayvanı aç, toprağı fakirleştiren bu düzene karşı mücadele etmek mi? Kutlamalar yaparak yoksulluğu perdelemek mi doğru? Mesele burada düğümleniyor işte.
Düğüm
Gelin düğümü birlikte çözelim. Düğümü çözmek için Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu IFAP ile Çiftçi Yolu- La Via Campesina (LVC) organizasyonlarına bakmamız gerekiyor.
Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu-IFAP
IFAP, tarım şirketlerinin üyesi olduğu ve önemli ölçüde belirleyicisi bulunduğu bir organizasyon. 1946 yılında kuruldu. 1984 yılında Hindistan’da yapılan Genel Kurulu’nda, kendi kuruluş günü olan 14 Mayıs’ı “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlama kararı aldı. O gün bugündür IFAP ve bağlı organizasyonları tarafından 14 Mayıs, “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlanmaktadır. IFAP’a 80 ülkeden 115 ulusal çiftçi kuruluşu bağlı ve 600 milyon üye “çiftçisi” bulunmaktadır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği 1972 yılından beri IFAP üyesidir. IFAP 2 yılda bir kongre yapar. Kongrelerinde dünya çiftçilerinin hedeflerini tartışır. IFAP tarafından düzenlen bu tartışma toplantılarında Dünya Gıda ve Tarım Örgütü- FAO’nun yanısıra küçük aile çiftçilerinin tasfiyesinden yana olan Dünya Bankası, COPA-COGECA, CEFICO, Gümrük Tarifeleri ve Hizmet Genel Anlaşması- GATT, OECD, Dünya Ticaret Örgütü-WTO gibi uluslararası yapılar yer almaktadır.
La Via Campesina (LVC) – Çiftçi Yolu
LVC, küçük ve orta ölçekli üretim yapan çiftçilerin küresel örgütüdür. Türkiye’den Çiftçiler Sendikası 2004 yılından bu yana LVC üyesidir. La Via Campesina 16 Mayıs 1993 yılında kuruldu. Kurulduğu dönemde katılımcı ülkelerin çoğunluğu Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın çokuluslu şirketler (ÇUŞ) çıkarına dayattığı “yapısal reformlar”dan geçmekteydi. LVC, önce “Yapısal Reform ” politikalarının bir felaket olduğuna ve küçük/aile çiftçiliğini yeryüzünden sileceği konusunda hemfikir oldu. Yapısal Reform Politikaları’nın öngördüğü tarım modelinin; ihracata dayalı ve sanayileşmiş tarım modeli olduğunu ve buna karşı çıkılması gerektiğini belirledi, karşı çıkış için de uluslararası bir örgütün kurulması gerekliliğini tartışıp kararlaştırdı. İlk resmi toplantısını 46 çiftçi örgütünün katılımıyla kurulduğu ülke Belçika’da yaptı. Bu toplantıda küçük ve orta ölçekli aile çiftçiliği yapanların, kadın ve yerli çiftçilerin rolünün insanlık yararına olduğunu saptadılar. Bu saptamaya bağlı olarak yukarıda sözü edilen rolün devam edebilmesi ve onların hakkını savunmak için harekete geçilmesine karar verdi. Şu an LVC’lı köylüler; “toprakları, onurları ve yaşamları” için ekonomik, sosyal ve siyasal arenada çetin bir mücadele sürdürüyorlar. 80’i aşkın ülkeden 148 örgütü bir araya getiren La Via Campesina’nın üye sayısı 300 milyonu aşmış vaziyette. LVC’nin verdiği mücadele örgütsel, ideolojik ve pratik açıdan uyumlu olması nedeniyle onu dünya ölçeğinde bir referans noktası yapıyor. LVC her dört yılda bir uluslararası kongre düzenler. Uluslararası Kongresi’nin 2.ncisini Meksika’da düzenlediği esnada Brezilya’da 19 Topraksız Kır İşçisi resmi ve sivil güçlerin işbirliği ile katledilir. Katledildikleri gün 17 Nisan’dır ve LVC kongre için toplantı halindedir. LVC işte o kongrede 17 Nisanı “Dünya Çiftçileri Mücadele Günü” olarak belirler. O gün bugündür LVC ve bağlı organizasyonları her 17 Nisan’da küresel tarım, gıda ve ecza şirketlerine karşı belirlenen tema çerçevesine ve her ülkenin kendi gerçekliğine uygun bir etkinlik yapar.
Mücadele
IFAP’ın tarımın şirketleşmesini ve küçük çiftçilerin tasfiyesini öngören politikalarına kaşı LVC, köylü ve köyde çalışanların hakları için mücadele etti, ediyor. Bu amaçla 2002 yılında köylü ve köyde çalışanların hakları ile ilgili dünyanın farklı ülkelerinden köylüler ile bir araya geldi; çalışma başlattı. Hazırladığı Köylü ve Köyde Çalışanların Hakları Bildirgesi, 17 Aralık 2018’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildi. Bildirgenin hayata geçmesi, yani yasalaşması için her ülkenin meclislerinde LVC’ye bağlı organizasyonlar mücadele etmektedirler. İşte böyle. Taraf mı olmalı, bertaraf mı? Bilmem! Ama yanlış tarafta olur, mücadele yerine kutlamalarda bulunursanız, heder olursunuz. Bak işte bunu bilirim!