Türkiye’nin saldırılarını ve KDP’nin tutumunu değerlendiren akademisyen Dr. Kamuran Berwarî, ‘KDP, bütün geleceğini mevcut Türk hükümetinin eline bırakmıştır’ dedi
Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik Türkiye’nin saldırıları sürerken, KDP’nin saldırılardaki ortaklığı da devam ediyor. Türkiye bölgede bir yandan saldırıları sürdürürken, bir yandan ise Kürt, yurtsever yurttaşlara yönelik suikastlare devam ediyor.
Türkiye yıllardır PKK ile mücadele adı altında saldırılar gerçekleştirilen, işbirliği yapan KDP, saldırıların yoğunlaştığı Zap, Metîna ve Avaşîn gibi alanlara yol inşa ederek bu saldırıların önünü açıyor. KDP’nin bu tutumu Kürtler arası birlikteliği zedelese de KDP yönetiminde olan Barzani ailesi tutumlarında ısrarcı.
Federe Kurdistan Bölgesi’nde bulunan Demokrasi ve Siyaset Akademisi Başkan Yardımcısı, Duhok Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Kamuran Berwarî Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Hakan Yalçın’a Türkiye’nin saldırılarını ve KDP’nin tutumunu değerlendirdi.
Soğuk savaş devam ediyor
Federe Kurdistan ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların Üçüncü Dünya Savaşı’nın bir boyutu olduğuna dikkat çeken Berwarî, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkartıldığı 1998 yılından bu yana soğuk savaşın devam ettiğini söyledi.
KDP’nin tutumu Kürtlerin çıkarına değil
Böylesi bir gerçeklik içerisinde, “Türkiye’nin KDP ile kurduğu ilişkiler bütün Kurdistan’ı işgal etme zeminini yaratmak içindir” diyen Berwarî, Türkiye’nin Bölge Hükümeti’nin bir bölümüyle yaptığı iş birliğinin Kürtlerin çıkarına olmadığını ifade etti.
‘KDP bütün geleceğini Türk hükümetinin eline bırakmış’
KDP’nin yine Türkiye ile birlikte hareket etmesinin kabul edilebilir olmadığını belirten Berwarî, “Türkiye, Güney Kurdistan’ı askeri üstleriyle, ekonomik gücüyle kültürel ve eğitsel açıdan işgal etmiştir. Türkiye’nin Güney Kurdistan’da 2 bin şirketi var. Bu şirketler Türkiye’den getirilen işçilere aylık 500 dolar veriyor. Kürt işçilere ise 300 dolar veriyor. Bunun yanı sıra Kurdistan’ın doğalgazını bedavaya alıyorlar. Yine doğasını ve yaşamını talan ediyorlar. KDP, bütün geleceğini mevcut Türk hükümetinin eline bırakmıştır” dedi.
Bütün suikastlardan Türkiye sorumlu
Federe Kürdistan Bölgesi’nde yurtsever Kürtlere gerçekleştirilen suikastlara da değinen Berwarî, “Başûr’e Kurdistan’da bugüne kadar ne kadar yurtsever katledilmişse sorumlusu Türkiye’dir. Geçtiğimiz günlerde KNK bürosuna öğlen saatlerinde saldırı gerçekleşti. Bu saldırıda arkadaşımız Deniz Bülbül katledildi. KNK bürosu sivil bir bürodur. KNK bürosu asayiş ve güvenlik birimlerinin kontrolündedir. Kuşkusuz bu insanlar gün ortasında katlediliyorsa bundan Güney Hükümeti ve Hewlêr iktidarı sorumludur” diye konuştu.
Kürt partileri birbirlerinin yanlışlarını engellemeli
Bütün Kürt partilerinin birbirlerini denetlemesi gerektiğini belirten Berwarî, “Bugün Kurdistan’da 115 farklı parti var. Diyelim ki YNK bir yanlış yaptı, o zaman diğer tüm Kürt partileri buna karşı çıkıp yanlışı engellemelidir. Bu diyalog süreçlerini yönetecek bir nevi bir kuruma ihtiyaç vardır. Bütün Kurdistan partileri bu konuda dikkatli olmak zorundalar. Federe Kurdistan Bölgesi yönetimi görünüşte bir demokrasi ve çok partili bir sistemdir. Ama perde arkasına baktığımızda bir ayağı Kurdistan’dadır, diğer ayağı ise işgalcilerin yanında. Bu iki yüzlülüktür” diye ifade etti.
Çözümün adresi PKK Lideri
Berwarî, Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi için ise PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, “Bugün Kurdistan’a ihanet eden partiler, yaptıkları ihanetin yanlarına kalacağını sanmasınlar. Kurdistan sorununun çözümü katliam ile işkence ile olmaz. Çözüm için Türk devleti, PKK lideri ile diyalog ve görüşme sürecine girmelidir. Kurdistan sorunu çözülmeden Ortadoğu’da savaş ve şiddet son bulmayacaktır. Dört devlet bu sorunun çözümü için harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ