Kürt halkı çok büyük dezavantajlara rağmen çok büyük bir mücadele, tarihi bir mücadele veriyor. Türk devleti çok büyük avantajlara rağmen Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle bir türlü başedemiyor. Kürt halkının devletin inkâr ve imha uygulamalarına karşı bitmeyen, dinmeyen bir mücadelesi var, bir karşı duruş tarihi var. Mücadele tarihinde Kürt halkının gerilediği dönemler oldu, halk olarak büyük acılar çekti, büyük yıkımlara maruz kaldı ama hep direniş içinde oldu. Son yarım asırdır direnişi aralıksız bir biçimde sürdürüyor. Direnişin sürekliliği ve büyüklüğü Özel Savaş iktidarlarını peş peşe başarısızlığa uğrattı. Kürt halkına düşmanlık yapan, insanlık dışı uygulamalara baş vuran her iktidar insanlık nazarında lanetlenerek gitti.
Kürt halkına karşı insanlık dışı uygulamaların misyonunu son olarak AKP iktidarı üstlendi.
AKP iktidarı hiçbir ahlâk ve savaş kuralı tanımadan Kürt düşmanlığında her gün yeni bir yöntem icat ediyor. Her gün yeni bir ahlâksızlık, uygulamasını sergilemekte. Son uygulamayı ise bir Kürt gencin cenazesine yönelik yaptı. 2017 tarihinde çatışmada yaşamını yitiren Agit İpek’in cenazesini bir paketle ailesine postaladı. Aile 3 yıl cenazenin peşinde olmasına rağmen cenaze aileye teslim edilmiyor. En son geçen hafta Agit İpek’in ailesi aranarak, “Dosyanız var, gidin Diyarbakır adliyesinden alın” deniyor. Aile adliyeye gidip dosyayı sorunca, “Kemikleriniz gelmiş, o pakettedir, alabilirsiniz” diyorlar. Dosya dedikleri, Agit İpek’in kemikleridir!
AKP iktidarının Kürt dosyası; Kürtlerin sürgünü, hapsi ve katledilmesi içerikli bir dosyadır. Agit İpek’in cenazesiyle iktidar Kürt dosyasında bir kötülüğe daha imza attı. AKP iktidarı döneminde Agit İpek’in cenazesinde olduğu gibi, katlettiği insanların cenazelerine yönelik insanlık dışı uygulamalar bir rutine dönüştü. Mezarlara saldırma, mezarları yıkma, yerinden söküp atma, cenazeleri parçalama, mezarlardan cenazeleri çıkarma, ailelere cenazelerini vermeme, taziyelerin yapılmasını engelleme uygulamaları sürüyor
İktidar bu tür uygulamalarla zihniyetini tatmin etmek istiyor. Kötülük yaparak tatmin olma, bir halka insanlık dışı yöntemleri uygulayarak tatmin olma halinin tüm insanlık değerlerinden soyutlanmış bir hal olduğu ortada. İnsanlıktan, insanlık değerlerinden yana olan herkesin buna tavır alması gerekir. Birileri, “yok bizim bu tür uygulamalarla bir sorunumuz, bu tür uygulamalar bizim zihniyetimize uygundur” diyorlarsa o da kendilerinin ahlâkı ve vicdanlarıyla alakalı bir durumdur.
Kürt halkı değerlerinin bilincindedir; ölülerine hakareti kutsalına hakaret olarak görüyor, geçmişine ve geleceğine saldırı olarak görüyor. Ölülerine saygıyı en yüksek derecede gösteren bir halktır. Halk olarak, evlatlarını bu davada yitiren aileler olarak yıllarca kendi evlatlarının cenazelerini morglardan alma peşinde koşuyor, kendi evlatlarının bir mezarının olması için çırpınıp duruyorlar, aynen Agit İpek’in ailesi gibi. Bu zihniyetin anlamazlıktan geldiği, saygısızlık ettiği, ahlâksızlaştığı nokta da burasıdır.
Bugün Kürt halkının özgürlük mücadelesi üzerinden iki farklı yaklaşım kendini insanlığa yansıtıyor. Bu yaklaşımlardan bir tanesi Kürt halkının hak, adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesidir, ahlâki ve vicdani duruşudur, zulme ve haksızlığa karşı mazlumun duruşudur. Bir özgürlük duruşudur.
Kürt halkının bu yaklaşımı karşısında iktidarın yaklaşımı ise tüm insanlığın, tüm inançların, felsefelerin kutsal gördüğü değerlere saygısızlık yapmayı, kendine referans edinmiştir. Kötülük referans edinilir mi? Demek ediniliyormuş! Durum tamı tamına budur.