Devletin köklü bir çürüme içinde olduğu, dağılma verilerin fazlasıyla açığa çıkmasından anlaşılıyor. Peker videolarıyla daha da anlaşılır oldu. AKP-MHP iktidar bloklaşması başta ekonomi olmak üzere hemen her konuda tam bir gizlilik zırhına bürünmüş, hesap vermiyor. Örneğin çok büyük bir miktar olan 128 milyar dolara ne olduğunu açıklama gereği duymuyor. Herhangi bir ülkede bu miktarın altında bir meblağ olsa sistem kabul etmez, hükümet derhal istifa eder. Usulsüz bir yemeğin harcamasını yapan bakanlar istifa ediyor. Yakın dönemde bunun örnekleri yaşandı. Uzak Doğu’da ise harakiri yapılır.
Askeri güç ile agresif yayılmacılık politikası güdülüyor. Adeta tarihin tekerrürü yaşatılmak isteniyor.
Tekerrür ancak filmlerde canlandırılır. AKP ise Osmanlı serüvenini canlandırma uğraşında. Bununla içte milliyetçi-dinci duyguları kışkırtma, kabartma, toplumu kutuplaştırma yolu ile karşıtlaştırma ve karşı karşıya getirerek iktidarda kalmanın aracına dönüştürüyor. Dışta ise hemen her güçle çatışmacı bir dil kullanarak ne kadar antiemperyalist, mazlumun hakkını arayan bir düzleme kendini oturtmaya çalışıyor. Bir de bununla bölgesel emperyalist yayılmacılığını gizlemeye çalışıyor. Ancak devran dönmeye başladı; şimdilerde alttan almalar dönemine girdi. Takatten düşüyor. Muhalefet iktidarın seçimle gideceği hesabı içinde. Korkak bir muhalefet ancak bu kadar muhalefetlik yapabilir. Muhalefet korkaklığı zihniyetiyle ilgilidir. Başta iktidar partileri olmak üzere muhalefet partileri İttihat ve Terakki geleneğindendirler. İttihat ve Terakki geleneği de Osmanlı’nın ilk kuruluş zihniyet ve hileler kökünden vücut bulmuştur. Osmanlı’nın kuruluşu anlaşılmadan, 1. Dünya Savaşı’nda yer alış ve sonuçlarının zemininden cumhuriyet doğuşu değerlendirilmeden bugünü anlamlandırmak olanaklı değildir. Bu coğrafya tarihinde biri gösterilen ve doğru budur dedirttirilen vardır, bir de gerçek vardır; o da perdelenen, gizlenendir. Yoğunlaşması, görülmesi gereken perdelenendir. Doğru görünen değildir, gizli olandır. Bin yıllık yaşanmışlıklar böyle olmuştur. Değiştirilemeyen bu gerçeklik katı iktidarların vücut bulmasının asıl temelidir. “Osmanlı’da oyun çoktur” deyimi bunu anlatmaktadır. Cumhuriyet Osmanlı’dan kopuş, medenileşeme projesi değil, Osmanlı’nın güncelleşmiş versiyonudur. Yüz yıldır modernleşme elbisesi altına her tür musibet gizlendi, yalana boğuldu ve saptırıldı. Fiziksel katliam ve kültürkırımlar modernliğin altına saklandı. Onlarca dil, kültür yok edildi. Halklarımız büyük acı ve trajediler yaşadı, hala da yaşamaktadırlar. Çete ve mafyalaşma bu oluşumun mayasındadır. Pekerler bunun cüzi dışa vurumdur.
Bu sistemin diğer bir özelliği de kirlilik dışa vurduğunda onu magazinleştirme maharetidir. Asıl saptırmayı da magazinleştirme ile gerçekleştirir. Peker videolarının arkasında yatan sistemin çürümüşlüğünün yansıması olmasına karşın; konuşulan, yazılan ve çizilenler “kim ne dedi” gibi sözlerin peşine takılma, kamuoyunun bununla meşgul edilmesidir. Devlet sistemine dokunulmuyor, iktidar ve muhalefet devlete toz kondurmuyor.
Demokrasi ve özgürlük peşinde olanlar sözlerin peşine takılmaz. Çürüyüp kriz yaşayan ulus-devletin yapısallığıdır. Yine sistem kendiliğine bu düzeye gelmedi. Başta Kürtler olmak üzere demokrasi güçlerinin ağır bedeller ödeyerek onun yapısal karakter özelliklerinin çözümsüzlüğünü işlevsiz kılması sonucu, yönetemez krizine soktu. Gidecek. Ancak kendiliğinden de gitmez. Daha aktif, akışkan; susan, sinen değil, kendini eylemsel kılarak özgürlüğe uzanabilir. Yeni dönemde inisiyatif egemenlerde değildir, demokrasi güçlerindedir. Onların hamleleri sonucu belirler. Bunun için daha fazla cesaret!