Bölge kentlerinde savaş politikalarının sonucu tahribat devam ediyor. Mezopotamya Ekoloji Hareketi Eşsözcüsü Seher Ataş, Hakkari ve Van’da yaşanan tahribatları değerlendirdi. Madenler sonucu Hakkari’nin köstebek yuvasına dönüştürüldüğünü ifade eden Ataş, devlet tarafından yoksul ailelere dağıtılan ucuz ve kötü kalite kömürün hava kirliliği yarattığını, Hakkari çöplüğünün depolama alanının Zap nehrine yakın olması nedeniyle nehri kirlettiğini söyledi. Bölgede yürütülen savaş sonucu ilan edilen yasaklı bölgelerdeki orman yangınlarının, sayısız güvenlik barajlarının doğaya zarar verdiğini kaydeden Ataş, 2004 yılında çıkartılan maden yasasının ardından ciddi bir ekolojik tahribatın yaşandığının altını çizdi. Yakın zamanda Hakkari’nin Kırıkdağ (Dize) köyünde yayılan şarbon hastalığının doğru olmadığını dile getiren Ataş, edindikleri bilgilere göre hayvanların toplu ölümlerinin şarbondan değil, devletin kullandığı kimyasallar sonucunda gerçekleştiğini aktardı.
Masa başında beton hesabı
Öte yandan, 2 yıldır kayyum tarafından yönetilen Van’da “restorasyon” adı altında doğa ve tarihi kültür yok edilmeye devam ediyor. Kız Kalesi, Şeytan Köprüsü, Peynirciler Çarşısı’nın ardından şimdi de Muradiye Şelalesi betonlaştırılıyor. Buna ilişkin de konuşan Seher Ataş, “Şelale sit alanıdır ve masa başında beton hesabınızla peyzajı yapılmaz. Doğanın etinden sütünden sonuna kadar faydalanma düşüncesi çok tehlikelidir. 200 yıllık tarihi dokusu yok ediliyor” diye belirtti.
HAKKARİ/JINNEWS