İnsanlar genellikle duyguların ve empatinin yalnızca kendilerine özgü olduğunu düşünürler. Ancak, hayvanlar dünyasında da duygusal tepkiler ve empati yetenekleri yaygındır. Bu, duygusal yaşamın ve empatinin evrimsel kökenlerinin derin olduğunu gösterir.
Şempanzeler ve bonobolar gibi primatlar, karmaşık duygusal tepkiler ve empati yetenekleri gösterirler. Şempanzeler, grup üyelerinin acı çektiğini fark ettiklerinde teselli davranışları sergilerler. Ağlar, yalnız kalmak ister, birbirlerine sarılır ve okşarlar. Ne kadar tanıdık değil mi? İnsanlar, sevdikleri kişilerin acı çektiğini gördüklerinde teselli davranışları sergilerler ve onların yanında olmaya çalışırlar. Benzer şekilde, hayvanlar da grup üyelerinin acı çektiğini fark ettiklerinde teselli davranışları sergilerler ve yardımlaşma davranışlarında bulunurlar.
Filler, güçlü duygusal bağlara sahip sosyal canlılardır. Bir fil ailesi, yaralanan veya ölen bir üyeye karşı büyük bir hassasiyet gösterir. Fil sürüleri, kaybettikleri bir üyenin yasını tutar ve onun anısını saygıyla anımsarlar. Bu konuda ilginç denebilecek gözlemler yapılmıştır. Mesela ölen aile üyesinin kemiklerini korumalı yerlere koymak, belli aralıklarla ziyaret etmek ve ölen ya da mezarı ziyaret edilen aile üyesinin kemiklerinin etrafında bir çember oluşturarak ağlamak, dokunmak, okşamak gibi ritüelistik davranışlar göstermeleri oldukça ilginç ve çok katmanlı sosyal tepkiler olarak kayıtlara geçmiştir. Bu davranışlar hafıza, bağlılık ve vefa, üzüntü, sevgi, özlem gibi birçok insana özgü olduğu düşünülen duygusal ve sosyal gösterge içermektedir. Ayrıca, filler, diğer hayvanlara ve hatta insanlara karşı empati gösterebilirler. Kendilerine yapılan iyiliği ya da kötülüğü unutmama ve çeşitli jestlerle karşılık verme dahası kendini karşıdakinin yerine koyma gibi soyutlama gerektiren davranışlar gösterirler. Yapılan uzun süreli araştırmalarda fillerin dişil temelli aile bağlarının ve karmaşık sosyal ilişkilerin var olduğu gözlemlenmiştir. Mesela Cynthia Moss’un Kenya’daki Amboseli Milli Parkı’nda yaptığı uzun dönemli araştırmalarda fillerin anne, büyükanne ve teyze liderliğindeki matriarşal (anaerkil) gruplar temelinde hareket ettikleri anlaşılmıştır.
Ahtapotlar da sosyal ve duygusal olarak oldukça gelişkin canlılardır. Yapılan kimi gözlemlerde korku, tehlike, eğlence, çiftleşme ve sakinlik gibi çeşitli durumlarda renk ve dokularını değiştirdikleri anlaşılmıştır. Yine ahtapotların oyun oynadığı gözlemlenmiştir. Bir araştırmada, ahtapotların su akıntısında yüzen plastik şişelerle oynadığı ve bu süreçte birbirleriyle etkileşime geçtiği gözlemlenmiştir. Oyun davranışları, sosyal hayvanlar arasında genellikle sosyal bağların güçlendirilmesi için kullanılır. İçgüdüsel reflekslerin dışında gözlemleyerek öğrenme yeteneği bilim insanlarınca sosyal, duygusal ve bilişssel gelişkinlik göstergesi olarak kabul edilir. Ve ahtapotlar bu bakımdan da oldukça sıra dışıdır. Yapılan bir deneyde, bir ahtapotun başka bir ahtapotu gözlemleyerek belirli bir görevi nasıl tamamlayacağını öğrendiği görülmüştür. Araştırmalar, ahtapotların çeşitli labirentleri çözebildiğini, kavanoz kapaklarını açabildiğini ve tehlike durumlarında çeşitli nesnelerden kamuflajlar yaparak manipüle edebildiğini göstermiştir.
İnsanlar, duygusal tepkiler ve empati yetenekleri konusunda daha karmaşık ve çeşitli davranışlar sergilerler. Dil ve kültürel normlar aracılığıyla duygusal ifadelerini ve empatilerini daha ayrıntılı bir şekilde ifade edebilirler. Ancak bu insanları sosyal ve duygusal olarak özel değil özgü kılar. Çünkü aynı şeyleri hayvanlar da kendi sosyal yapılarına ve yaşam koşullarına uygun olarak sergilerler. Bu, duygusal yaşamın ve empatinin evrimsel kökenlerinin geniş bir yelpazeye yayıldığını gösterir.
Sonuç olarak, hayvanların duygusal tepkileri ve empati yetenekleri, doğanın karmaşıklığını ve çeşitliliğini gözler önüne serer. Bilimsel araştırmalar, hayvanların duygusal yaşamlarının karmaşıklığını ve empati yeteneklerini ortaya koymuştur. İnsanlar ve diğer canlılar arasındaki duygusal benzerlikler, duyguların ve sosyalliğin evrimsel kökenlerinin derin olduğunu ve saçaklanarak her canlıda kendine özgü biçim ve yollar açtığına işaret etmektedir.