Genel merkezlerinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan ‘Ekmek ve Adalet’ kampanyası başlatacaklarını belirterek, ‘İşimize, aşımıza, özgürlüğümüze, alın terimize, ekmeğimize göz koyanlara karşı kampanyamızda buluşalım’ dedi
Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partinin genel merkezinde gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Suriyelilere yönelik ırkçı saldırıları tepki gösteren Doğan, bunun iktidarın, muhalefetin bütün medya organlarının uzun süredir yaptıkları mülteci düşmanlığının bir sonucu olduğunu söyledi.
Irkçılığın sorumlusu AKP-MHP’dir
Doğan, “Türkiye Mülteci Konseyi’nin hazırladığı rapora göre, o gün başlayan ve gece boyunca devam eden linçlerin ardından 107 dükkan yağmalandı, tahrip edildi, yabancı plakalı araçlar saldırıya uğradı, bazıları ateşe verildi” ifadelerini kullandı. Türkiye ve Suriye’de yaşananların sorumlusunun AKP-MHP olduğunu ifade eden Doğan, iktidarı tedbir almaya ve sorunla yüzleşmeye davet etti.
Adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz
Gar Katliamı davasına değinen Doğan “Tıpkı Kobani Davası’nda olduğu gibi 10 Ekim Ankara Gar Katliamı Davası’nda tabiri caizse IŞİD’e beraat kararı çıktı. Oysa yıllardır kaldırdığımız her dosya kapağının altında devletin yüzünü görüyoruz. Gerçekler aydınlatılmadı. Demek ki mücadeleyi büyütmek ve adalet sağlanana kadar 10 Ekim Ankara Gar Katliamı 31 yıl geçmiş olmasına rağmen Sivas Madımak tüm bunların birbiriyle bağlantılı ve aynı akıl verenlerin eliyle çıktığını bilerek hatırlayarak mücadele etmek gerekiyor” diye konuştu.
Ülke yangın yeri
Ülkede yaşanan tabloya da değinen Doğan, devamında sözlerini şöyle sürdürdü; “Memleket yangın yeri. Halkın cebi, sofrası her şey yangın yeri. Onlar tartışa dursunlar, asgari ücret öyle mi olsun böyle mi olsun diye. Asıl olması gereken bu ülkede işçilerin, emekçilerin, hayat pahalılığından dolayı bir yangın yeri olduğunu söylememesi. Bu ülkede işçiler yanıyor, emekçileri yanıyor, alın teri ile çekinmeye çalışanlar yanıyor. Çocukların ve gençlerin geleceği karartılıyor. Bunun bir kader olmadığını biliyoruz.”
Adalet ve emek mücadelesi için buluşalım
“Bunlara karşı birlikte mücadele edebiliriz ve bu gidişatı birlikte değiştirebiliriz” diyen Doğan, “İşimize, aşımıza, özgürlüğümüze, alın terimize, ekmeğimize göz koyanlara karşı ekmek ve adalet kampanyamızda buluşalım diyoruz. Ranta karşı, adalet ve emek mücadelesi için buluşalım” dedi.
19 Temmuz’da Qoser’de
Parti olarak “Ekmek ve Adalet kampanyası” başlatacakları bilgisini veren Doğan, yer ve zaman içinse, “19 Temmuz’da Mardin’in Kızıltepe ilçesinde vereceğiz startı. Neyle veriyoruz bu startı? Kızıltepe’de yapacağımız tarım mitingiyle. Ardından Temmuz ve Ağustos ayı boyunca da Mersin, Kocaeli, Iğdır, Ağrı, Antalya, Aydın, Manisa, İstanbul, Hatay, İzmir ve daha pek çok il ve ilçede emekçilerle buluşacağız” diyerek ilerleyen günlerde daha kapsamlı bilgi vereceklerini söyledi.
İrademiz için yürüyoruz
Colemêrg (Hakkari) Belediyesi için başlatılan yürüyüşe de değinen Doğan, “Peki, neden yürüyoruz? Yürüyüşümüzün adından da anlaşılacağı üzere kayyımda ısrar edenleri halk iradesine hürmete davet etmek için yürüyoruz. ‘Sandık sonuçlarına saygımız var’ diyenlere ‘Kürtleri bu saygıdan muaf tutmaya devam edecek misini?’ diye sormak için yürüyoruz. Yargımız hukuku değil, kanunu konuşarak kayyım atadı diyen Sayın Cumhurbaşkanına tekrar soruyoruz. Kürtlere uygulanan hukukun tanımı nedir? Kürt halkı bir tek AKP gibi sistem partilerine oy verdiğinde mi oyunu geçerli sayıyorsunuz ya da iradesi geçerli sayılıyor, iradesi saygıya değer görülüyor” dedi.
Colemêrg kayyımın değil halkındır
Sözlerine Türkiye halklarına çağrı ile son veren Doğan şu ifadeleri kullandı: “Bu utancı taşımak istemeyen tüm Türkiyelilere sesleniyoruz ve Türkiye’deki vicdanlı insanlara sesleniyoruz. Herkes durup bir an düşünsün lütfen. 21’inci yüzyılda dünyanın kaç ülkesinde insanlar kendi oylarıyla seçtikleri belediye eşbaşkanları yerine kayyım atanmasın diye gece gündüz o belediyelerin önünde nöbet tutuyor. Ya da dünyanın kaç ülkesinde insanlar 40 dereceyi aşan sıkacakta veya eksilere düşen soğukta kendi iradelerine saygı gösterilsin diye yürümek durumunda kalıyor. Lütfen bunu bir an düşünün, bir an herkes düşünsün. Hakkari’de ne oluyor? Hakkari’de olanlar Ankara’da yaşayan beni de İstanbul’da yaşayan sizi de İzmir’de yaşayan ötekini de ilgilendiriyor. Niye hepimizi ilgilendiriyor? Niye? Kayyım meselesi, sadece DEM Partililerin meselesi değil. Biz bu konuda kararlıyız. Geri adım atmayacağız. Hakkari Belediyesi’nde olması gereken kayyım değil, Sıdık Akış ve Viyan Tekçe’dir. Hakkari, tekrar ediyoruz, kayyım rejimi için sonun başlangıcıdır.”
ANKARA