Küresel ısınmada hayvanlar hedef gösterilirken, bir metan gazı olan doğalgaz savaşı Ukrayna üzerinden sürüyor. Rusya refüze edilip doğalgaz adresinin İsrail ve Oratadoğu’ya kaydırılması dikkat çekerken, 15 Nisan’da hazırlığı sürdürüğü belirtilen operasyon iddiası bu bağlamda gelişiyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Microsoft’un sahibi Bill Gates geçtiğimiz günlerde zengin ülkelerin iklim kriziyle mücadele için yüzde yüz yapay ete geçiş yapabileceğini belirterek, bitki bazlı proteinlere dönülmesiyle metan emisyonunun azaltılabileceği ve iklim sorununun çözüme ulaşabileceğini belirtti. Technology Review dergisine konuşan Bill Gates, ‘İklim Felaketi Nasıl Önlenir?’ adlı kitabından söz ederek, “İnsanların davranışlarını değiştirerek ya da düzenlemeyi kullanarak talebi değiştirebilirsiniz, orta gelirli ve daha üstü ülkeler için bunun mümkün olduğunu düşünüyorum” dedi. Gates’in iklim mücadelesi üzerinden bazı gerçekleri örterek yapay et endüstrisinin gelişimin destekliyor.
Yüzde 70’i neden görmüyor
Küresel ısınmaya metan emisyonlarının etkisi muhakkak. Ancak bu etki içinde doğalgazı dillendirmeden metan emisyonlarını direkt hayvanlara bağlıyor olunması dikkat çekici. Metan emisyonlarının yüzde 23’ü petrol ve doğal gaz çıkarımları ve işlenmesi sürecinde ortaya çıkarken, kömür madenciliği yüzde 12’si, atık depolama alanları ve atık suların yüzde 20’si, endüstriyel tarım ve endüstriyel hayvancığın yüzde 30’u, pirinç tarlalarının ise yüzde 8’i metan emisyonunu oluşturuyor.
Gates boş konuşuyor
Gates’in yıllardır sürekli hayvancılığa yönelik vurgular yaparak gündemi doğalgaz, kömür ve petrol gibi hem çıkarılırken hem de yakılırken ortaya çıkan emisyonlardan dikkatleri uzaklaştırdığı izleniyor. Gates, bitki bazlı proteinlere vurgu yaparken, metan emisyonu etkisi yüksek olan endüstriyel tarımı öneriyor olması iklimle mücadelede izlenecek yolun bu olamayacağını ve Gates’in boş konuştuğunu gösteriyor. İklim değişiminin durdurulabilmesinin tek koşulu kapitalist endüstriyi ortadan kaldırmak, aşırı üretim ve tüketim süreçlerine son vermekle mümkün olacağı ise bilinen bir gerçek.
Enerji savaşları genişleyebilir
Rusya Ukrayna savaşının hazırlayıcıları halkların kırıma uğratılması üzerinden enerji yollarını değiştirme sürecini işletirke, metan emisyonlarının ve doğa yağmasının başlıca nedenlerinden biri olan doğalgaz ve petrolde bir mola bile verilmesi gündem de değil. AB’nin daha Ukrayna savaşı çıkmadan önce doğalgazı nükleerle birlikte ‘iklimle’ mücadelenin bir bileşeni olarak kabul etmesi enerji savaşlarının daha da genişleyerek hem İran’ı hem de Ortadoğu’yu içine alacağını söylemek gerekiyor.
ABD ile AB’nin yeni jeopolitik süreci
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Komisyonu ve ABD, Avrupa’nın Rus fosil yakıtlarına olan bağımlılığını azaltmak için bir ‘Görev Gücü’ oluşturulduğunu duyurdu. Ayrıntıları açıklanmayan bu ‘gücün’ başlıca amacı 2. Dünya savaşında Avrupa’nın ABD emperyalizmine bağlanmasının son yıllarda gevşemiş olmasını toparlamayı ve AB’nin Rusya ile alış-verişin giderek artmasını terse çevirmeyi amaçladığı söylenebilir. Bu süreçte ABD ve AB’li işbirlikçileri açısında bir sorun olarak görülen bu durumun, geleceğe yönelik daha güçlü bir ABD ile AB jeopolitik ortaklığın yeniden tesis edilme sürecinin işletildiği anlaşılabiliyor.
AB yönünü Ortadoğu’ya çevirdi
Görev gücüne vurgu yapılan açıklamada, “ABD, uluslararası ortaklarla çalışmak da dahil olmak üzere, AB pazarı için 2022’de en az 15 milyar metreküplük ek sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) hacmi sağlamak için çaba gösterecek” ve “En az 2030’a kadar ortak ‘net sıfır hedeflerimizle’ tutarlı olan yaklaşık 50 milyar metreküp/yıl ilave ABD LNG üzerinden karşılamak” hedefi belirtiliyor. Net sıfır masalıyla aktarılan hedefler içinde ABD’den gelecek ‘kaya gazının’ sıvı halini taşınacağı LNG tankerlerine bel bağlayan Avrupa, diğer yandan enerjiye alternatif erişimle ilgili olarak yine ABD desteği ile yönünü Ortadoğu’ya çevirmiş durumda.
Kirli tezgahları ABD kuruyor
AKP’li Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan, Brüksel’de düzenlenen NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin ardından uçakta Türkiye’nin diplomasi trafiğiyle ilgili bir soruya, “Şu anda açıklamayacağım. İnşallah bu yaptığımız görüşmelerle birlikte önümüze enerjide çok daha farklı alanlar açılacak ve bunu duyduğunuzda ‘Bu da nereden çıktı’ diyeceksiniz. Bu görüşmelerden inşallah şöyle dört dörtlük bir sonuç çıkacak. İlk görüşmeleri yaptık, inşallah arkadaşlarımız da görüşmeleri devam ettirecekler, bu görüşmelerin devamında da biz bunun açıklamasını yapacağız” cevabı gündem olmuştu.
İsrail’le enerji işbirliği!
Rusya-Ukrayna savaşı ve Rusya’ya yönelik ‘doğalgaz’ yaptırımları sonrası dikkatler Ortadoğu’ya çevrildi. Doğu Akdeniz’den çıkarılacak gazın Kıbrıs üzerinden Yunanistan’a, oradan da İtalya’ya ulaştırılmasını hedefleyen “EastMed” projesine ilişkin anlaşma, Atina’da Ocak 2020’de düzenlenen bir törenle Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs arasında imzalanmıştı. Ocak 2022’de ise ABD projeden desteğini çekerken Ukrayna provokasyonu için düğmeye basmış ve AB’nin Rusya’dan doğalgaz alımlarını durdurma kararları sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD desteği ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’la 9 Mart 2022’de Türkiye’de bir araya gelerek enerji konusunda işbirliği içinde olacaklarını belirtmişlerdi.
Olaf Scholz’da devrede
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 14 Mart’ta Türkiye’ye gelerek Erdoğan ile yaptıkları ortak basın toplantısında “Sadece Almanya ile Türkiye arasında değil, aynı zamanda AB ile Türkiye arasında elbette enerji alanında iş birliği çok önemli. Rusya’ya bağımlı olmamak için kaynakları farklı ülkelerden de sağlamalıyız. Burada (Türkiye) Afrika kıtası ve Avrupa kıtası arasında enerji terminallerini kurmalıyız. Örneğin kuzey denizinde. Hem gaz hem de fosil enerji kaynakları için geçerli. Hızlı hareket etmeliyiz bu konuda. Sizin İsrail Cumhurbaşkanı ile sürdürdüğünüz görüşmeleri memnuniyetle karşılamaktayım” diye belirtirken, Türkiye ise Irak’la ve Irak özerk Kürdistan Yönetimi’yle de görüşmeleri hızlandırdı.
Kirli eller Ortadoğu’da
1 Şubat 2022 gece saatlerinde TSK’nın Şengal, Mahmur ile Kuzey ve Doğu Suriye’nin Dêrik ve Şehba kentlerine yönelik eş zamanlı hava harekatının ardından ortaya çıkan yoğun tepkilerin hemen sonrası 2 Şubat’ta Neçirvan Barzani Türkiye’ye gelmiş ve Erdoğan’la yapılan görüşmede bölgesel sorunların ele alındığı açıklanmıştı. Neçirvan Barzani 12 Mart 2022 günü yine Türkiye’deydi. Antalya Diplomasi Forumu’nun ikinci gününde Barzani ile Erdoğan tekrar bir araya gelerek, Erdoğan’ın konakladığı otelde basına kapalı 1 saat süre görüştü.
Barzani çok heyecanlı!
Geçtiğimiz gün ise Mesrur Barzani yaptığı açıklamayla yakın zamanda Türkiye üzerinden Avrupa’ya gaz ihraç etmeye başlayacaklarını duyururken çok heyecanlıydı. Bölge ülkelerinin ve diğer ülkelerin enerji ihtiyaçlarının karşılanmasına yardım edebileceklerini söyleyen Barzani, “Avrupa’daki arz açığının bir kısmını karşılama kapasitemiz var” dedi. Kuzey Irak hükümetinin petrol ve gaz ortaklarıyla imzalamış olduğu sözleşmelere bağlı kalmaya devam edeceklerini kaydeden Barzani, ”Yakın gelecekte Irak’ın geri kalanına, Türkiye’ye ve Avrupa’ya gaz tedariki açısından net ihracatçı konumuna geçeceğiz” ifadeleri son dönem yaşanan trafiğin arka planlarını ve bu planların hangi şartlara bağlandığını gösteriyordu.
İran’dan gaz planlarına karşı tutum
İran’ın 13 Mart’ta Erbil’e 12 adet füzeyle yaptığı saldırının gerekçesi, İsrail’in yardımıyla Türkiye ve Avrupa’ya gaz tedarik etme planı olduğu Reuters’te yer aldı. Saldırıda seçilen hedef ise dikkat çekici. İran tarafından gönderilen 12 füzenin çoğu, özerk Kürdistan bölgesinin enerji sektöründe yer alan bir Kürt işadamının villasını vurdu. Iraklı bir güvenlik yetkilisi, İsrailli ve ABD’li enerji yetkilileri ile villadaki uzmanlar arasında, Kürdistan gazının yeni bir boru hattıyla Türkiye’ye ulaştırılması konusunu görüşmek üzere yakın zamanda bu villada iki toplantı yapıldığını belirtti.
15 Nisan’a dikkat!
Tüm bu gelişmeler Alman Başbakanı Olaf Scholz’un vurguladığı “Afrika kıtası ve Avrupa kıtası arasında enerji terminallerini kurmalıyız” planının bir üst ölçek planı olarak uygulamaya konduğunu gösteriyor. Bu süreçte ABD, AB ve Türkiye’nin KDP eliyle bir ‘yol temizliği’ için harekete geçtiği izleniyor. Bir süredir hem Irak Federe Kürdistan medyası hem de bölgedeki kaynaklar, TSK’nın KDP’nin aktif katılımıyla 15 Nisan 2022’de HPG’nin bulunduğu noktalara saldırı başlatacağı ve bu süreç öncesi KDP’nin bazı provokatif eylemler planladığı iddiaları gündem de yerini koruyor. Ukrayna’da ne ve hangi amaçla yaşanıyorsa içinde yaşadığımız bölgede de aynı durum bir plan dahilinde paylaşımın yeniden belirlenme süreci işletiliyor.