Doğalgaz boru hatlarıyla köstebek yuvasına dönen Türkiye’de, aşırı arz fazlası doğalgaz ortaya çıktı. Rusya ve Katar’la girilen girift ilişkilerle ortaya çıkan doğalgaz fazlalığı, petrokimya tesisleri ile eritilmeye çalışılıyor.
Yusuf Gürsucu/İstanbul
Yeni bir dünya savaşı Ortadoğu’da örtülü biçimde sürüyor. Uzun süredir devam eden emperyalist paylaşım savaşının başlıca nedeninin ise enerji havzalarına yani petrol ve doğalgaz üretim sahalarına sahip olmak olduğu biliniyor. Bir yandan ABD diğer yandan Rusya doğalgaz ve petrol üretimlerini hem büyütmek hem de pazarlayabilmek adına savaşları göze alabilecek düzeyde politikalar ortaya koymaya başladılar. Rusya boru hatları ile AB pazarına ulaşmaya çalışırken, ABD ise kaya gazı ile sağladığı doğalgazı LNG’ye çevirip tanker taşımacılığıyla AB’ye pazarlama çabasında. Türkiye ise bu gelgitin içinde rol kapma peşine düşmüş durumda. Bu rol kapma çabası içinde doğalgazda aşırı arz fazlalığı ortaya çıkarken, bu bağlamda petrokimya üretimleri için teşvikler uygulayıp, bu alanda yatırımları arttırma çabasında olduğu izleniyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Türk Akımı’ için, “31,5 milyar metreküp doğalgaz taşıyacak proje ile gazın en az yarısını Avrupa’ya göndermeyi düşünüyoruz. Bursa, Kocaeli,İzmir, İstanbul gibi yeni tedarik bölgeleri oluşacak. Türkiye, hem kendisinin hem de Avrupa’nın doğalgaz taleplerini karşılayacak” ifadeleri, gelen gazın yarısının ihtiyaç olmamasına karşın Türkiye’ye taşındığına işaret ediyordu. Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak yaptığı bir açıklamada, Türkiye’nin günlük maksimum doğalgaz tüketiminin 250 milyon metreküp olduğunu, Saros Körfezi’ne kurulması planlanan LNG terminali ile Türkiye’nin sadece kendi gaz ihtiyacını karşılamakla kalmayacağını, artan gazın da ihraç edilebileceğini belirtmişti.
Her bölgeye LNG terminali
Edirne’nin Saros Körfezi’nde, BOTAŞ tarafından yapılması planlanan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG), Yeniden Gazlaştırma Terminali (FSRU) ve kara boru hattı projesi uygulamaya kondu. Hükümete yakınlığı ile bilinen Kolin İnşaat’ın da Aliağa’da FSRU tesisleri bulunuyor. Hatay’ın Dörtyol ilçesinde ‘Botaş-Dörtyol FSRU Tesisi’ ise 2018 yılı içinde açıldı. Katar’la yaşanan yakınlığın sonucunda Saros’taki terminale Katar’dan LNG taşınacağı bekleniyor. Diğer yandan Aliağa’da bulunan FSRU tesislerine ABD’den tankerlerle LNG’nin geliyor olması dikkat çekiyor.
Türkiye’deki boru hatları
Türkiye topraklarının altı son dönem köstebek yuvasına dönmüş durumda. Birçok boru hatları üzerinden petrol ve doğalgaz akışı gerçekleşmekte. Özellikle son zamanlarda doğalgaz boru hatlarında ciddi bir artış söz konusu. Rusya ile gerçekleştirilen son boru hatlarıyla taşınan doğalgazın Türkiye ekonomisine herhangi bir katkısı olmadığı belirtilirken, doğalgaz arzındaki artışın bir kısmının petrokimya tesisleri için gerçekleştiği değerlendiriliyor.
Rusya kazanıyor
Geçtiğimiz günlerde Rusya Haberler Ajansı TASS ve Anadolu Ajansı işbirliğiyle İstanbul’da Enerji Uzmanları Toplantısı gerçekleştirildi. Rusya ve Türkiye’den uzmanların yer aldığı toplantıda konuşan Paris merkezli OME Hidrokarbonlar ve Enerji Güvenliği Direktörü Dr. Sohbet Karbuz’un, “TürkAkım ile ilgili hükümetler arası anlaşma var. TBMM’de bu yayınlandı. Bunu okuduğunuz zaman Gazprom’a verilen her türlü ayrıcalığı görürsünüz. TürkAkım 1 ve 2’nin Türkiye’ye maddi olarak bir şey kazandırdığını düşünmüyorum. Bu proje iki ülke arasında, kazan-kazan temeli altında ele alınmıştı. Ama bir taraf diğerinden çok daha fazla kazanıyor. Peki, Türkiye en azından TürkAkım 1’den alacağı gazda indirim sağlayabilecek mi? Hayır. Neden, çünkü anlaşma böyle söylüyor” sözleri, garip ilişkileri ortaya çıkarır nitelikte.
Rusya hattı bedavaya getirdi
Karbuz konuşmasının devamında, TürkAkım’ın Türkiye’nin enerji merkezi (HUB) olmasına hiçbir katkı sunmayacağını belirterek, “Üzerinizden bir sürü boru hattı geçiyorsa, bu durum sizin enerji ticaret merkezi olmanıza yönelik bir değişiklik getirmez. Ukrayna, Avrupa’ya ihraç edilen Rus doğalgazının yüzde 80’ini üzerinden geçiriyordu ama gaz HUB’ı olamadı. Eğer gazı siz satamıyorsanız, gazınızın fiyatı petrole endeksli ise ve piyasanızda sübvansiyon varsa, HUB falan olamazsınız” dedi. Karbuz, “Gazprom, TürkAkım 1 ve 2. hatla Ukrayna’ya ödediği transit ücretinden kurtuldu. Az buz para ödemiyordu. Rusya TürkAkım sayesinde yılda 3 milyar dolarlık transit ücretinden kurtuldu” dedi. Karbuz, Rusya 2 hat üzerinden Ukrayna’ya ödemesi gereken 6 milyar lira ile boru hattını inşa ettiğini belirtirken, Bakü-Ceyhan’ın da zarar ettiğini söyledi.
Petrokimya tesisleri satıldı
1962 yılında yayımlanan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, petrokimya tesisi kurulması hedefi konmuş ve 1965 yılında Petkim (Petrokimya A.Ş.) üretime başlamıştı. Petkim, Yarımca Kompleksi’nde 5 ayrı tesiste üretim yaparken, artan talep nedeniyle Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde Aliağa’da ikinci kompleks yatırımına başlandı. Bu kompleks ise 1985 yılında üretime geçti. 5 yıllık planlarla yürüyen dönemin başında TPAO, Petrol Ofisi, Tüpraş ve Petkim tek şemsiye altında entegre kuruluşlardı. Daha sonra bu kuruluşların her biri bağımsız hale getirilip TPAO hariç diğerlerinin özelleştirilmesine karar verildi.
Üretim artmadı
Özelleştirme kararına dayanak yapılan şey ise kamu eliyle üretimde artış gerçekleştirilemediği gibi, asılsız iddialarla özelleştirilen kurumlardan biri olan Tüpraş özelleştirmeden sonra Yarımca’daki petrokimya tesisleri kapatıldı. Tüpraş’tan sonra Petkim 1987 yılında özelleştirme kapsamına alındı. 1987’de başlayan özelleştirme süreci 2008 yılında yüzde 51’lik hissesi blok satış yöntemi ile tamamlandı. Yarımca’daki tesis ise 2001 yılında satıldı. Aliağa Petkim’i 2003 yılında yapılan ihaleyle Uzan Grubu aldı ancak ihale bedelini yatıramadığı iddiası ile teminatını yakıp çekildi. Nisan 2005’te Petkim’in yüzde 34,5 hissesi halka arz yöntemi ile satıldı. 2007 yılında Petkim’deki yüzde 51’lik kamu hissesi için ihale yapıldı. Yapılan ihalede Petkim, Azeri Devlet Petrol Şirketi Socar ve Türkiye’den ortağı Turcas’ın kurduğu Socar-Turcas Ortak Girişim Grubu’na satıldı. 2008 yılında Turcas’ın hissesini alan Azeri şirket Socar Petkim’in tek sahibi oldu. Socar ilerleyen süreçte Petkim’e ait olan Aliağa’daki arazi üstüne Star Rafineri inşasına başladı. Ekim 2018’de ise Star Rafinerisi’nin açılışı gerçekleşti. En son geçtiğimiz günlerde SOCAR Türkiye ile BP, Aliağa’da bir petrokimya kompleksi daha kurmak amacıyla “Çerçeve Anlaşması” imzaladığını duyurdu.
Petrokimyadaki büyüme
Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü, Varlık Fonu’nun imkânlarıyla, “Yeni nesil petrokimya tesisi kurma projeleri olduğunu, projenin imza aşamasına geldiğini” açıklamıştı. Varlık Fonu olanaklarıyla, Singapur’un devlet şirketi Subrana Jurong ve Aksoy Holding’in sahibi olduğu Turcas ortaklığı, Urfa ve Diyarbakır arasına bir petrokimya merkezli bir endüstri kenti kurulacağı duyurulmuştu. Endüstri kenti için 30 bin hektar ve yeni kurulacak bölgeler için 15 bin hektar arazi tahsisi yapılacağı ve altyapısı ile 5 adet limanın kamu eliyle inşa edileceği açıklanmıştı. Ancak Singapur’da gerçekleşen toplantıda niçin olduğu açıklanmayan bir nedenle Singapur projeden çekildi. Toplantıya katılan TVF G. Müdürü Bostan, dönüşünde Erdoğan tarafından görevden alındı. Görevden alma nedeni tam olarak açıklanmasa da Singapurlu şirketin yatırımdan vazgeçmesi, Mestan’ın bilinmeyen bir tutumundan kaynaklandığı yorumları yapıldı.
Ceyhan petrokimya merkezi!
Adana Ceyhan’da ‘Enerji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ içinde Ceyhan ‘Mega Petrokimya Endüstri Bölgesi’ kuruldu. Azeri Socar şirketi, Turcas ve Hindistanlı Injaz ile birlikte ‘Ortak Girişim Grubu’ kurarak, Ceyhan’da entegre bir rafineri ve petrokimya tesisi kurup işleteceği duyurulmuştu. Ancak bu girişim gerçekleşmedi fakat geçtiğimiz Ekim ayında açıklamalarda bulunan SOCAR, gelecek yıl (2019) yeni bir petrokimya tesisi için yatırım kararı aldığı ifade edilmişti. Çalık Holding ise Hindistanlı IOCL şirketi ile ortaklık kurup Tüpraş ihalesine katılmış, sonrasında ise Ceyhan’da IOCL ile ortak petrokimya tesisi kuracaklarını açıklanmıştı. Bunun dışında Petrol Ofisi’nin de Ceyhan’da petrokimya tesisi kuracağı açıklanmıştı. Kasım ayı sonunda Rönesans Holding, Cezayir’in devlet şirketi Sonatrach ortaklığıyla Ceyhan Mega Petrokimya Endüstri Bölgesi’nde, polipropilen üretim tesisi kurmak amacıyla hükümet bakanlarının da katıldığı bir imza töreni düzenledi. Yıllık 450 bin ton üretim kapasiteli tesisin 2023 yılında tamamlanacağı açıklandı. Rönesans Holding patronu Erman Ilıcak imza töreninde, “Cumhurbaşkanımızın, şubat ayında Cezayir’e yaptığı resmi gezide duyurduğu petrokimya yatırımında yanımızda, dost ve kardeş ülke Cezayir’in milli enerji şirketi Sonatrach da var” sözleri, Cumhurbaşkanı’nın Holding için arabuluculuk mu yapıyor sorusunu ortaya çıkarmıştı.
Katar Trakya’da
Katar merkezli Fusion Dynamics ve Türkiye merkezli Metcap Energy Investments (Metcap Enerji Yatırım) tarafından, yüzde 50-50 ortaklıkla Trakya’da doğalgaza dayalı petrokimya tesisi kuruluyor. Ayrıca petrokimya tesisinin yanı sıra Kırklareli ve Karaman’da inşası devam eden toplam 1550 MW güce sahip doğalgaz kombine çevrim santralleri ortaklığın ana faaliyetleri içinde. Hükümet tarafından bu tesis için yatırım teşviki verildi. Tesise, 10 yıllık kurumlar, satış ve gümrük vergileri muafiyeti uygulanacak, çalışanlar için SGK ödemeleri hazine tarafından karşılanacak. Tesis, Erdoğan tarafından açıklanan 135 milyar dolarlık teşvik uygulanacak olan 23 proje içinde yer alıyor. Tesise Saros Körfezi’nde inşa edilecek olan FSRU tesisinden doğalgaz iletileceği belirtilmişti. Sabancı Holding’in eski genel müdürü Celal Metin’in başkanlığında kurulan Metcap’ın kayıtlı hiçbir varlığının olmaması ise dikkat çekti. Metcap şirketi, 2013’te Bali’deki yatırımları dahil tüm bu varlıklarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Kazım Türker’e sattığının açıklanması bir başka dikkat çekici gelişmeydi.
CFS şirketi’de Ceyhan’da
umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Proje Bazlı Teşvik Sistemi’nden çok ciddi teşvikler alan CFS Petrokimya, 4.11 milyar TL’lik yatırım ile Adana’da polipropilen üretimi gerçekleştireceği duyuruldu. Ceyhan Enerji Endrüstriİhtisas Bölgesi’nde kurulacak olan tesis için ayrıca özel bir liman da inşa edilecek. CFS’nin yılda 500 bin tonluk üretim gerçekleştirmeyi planladığı açıklandı. CFS Petrokimya’yı Albert Özmizrahi ile birlikte eski başbakan Mesut Yılmaz’ın oğulları kurmuş. Mehmet Yavuz Yılmaz’ın intiharının ardından Mesut Yılmaz’ın diğer oğlu Emir Hasan Yılmaz’la Özmizrahi ortaklığı devam ediyor.