Türkiye coğrafyasının yüzde 50’sinde madencilik için ruhsatlar hazırlanırken, bu madenler uluslararası maden şirketlerine pazarlanmaya çalışılıyor
Türkiye coğrafyasında 900 bin hektar orman, mera, yayla ve tarım arazileri madenciliğin hizmetine koşulurken Türkiye coğrafyasının yüzde 50’sinde madencilik için ruhsatlar hazırlandığı ve bunun uluslararası maden şirketlerine pazarlanmak için çalışıldığı biliniyor. Bu yağma sürecini tek merkezden yönetmek amacıyla Maden Holding kurularak denetim dışı olan Türkiye Varlık Fonu’na devredilip büyük yağma ile birlikte uluslararası kredi kuruluşlarına holding eliyle doğal yaşam rehin verilmek amaçlanıyor. Açıklamalarda Türkiye Varlık Fonu, 20’ye yakın madenin çıkarılması ve işlenmesi Maden Holding’e bağlanacak.
100 ton altın
Belirlenen 20 maden içinde altın madenciliğine yapılan vurgu siyanürle cevher ayrıştırmasının serbest olduğu Türkiye’de yılda 100 ton altın üretileceğinin hedeflenmesi doğanın, suların zehirlenmesi sonucunu ortaya çıkaracak. Altın, kömür, çinko, demir, bakır, alüminyum, linyit gibi metalik madenler ile nadir element madenciliği de holdinge bağlanmak isteniyor. Ayrıca petrokimya endüstrisinin de Maden Holding’e bağlanıp Adana Ceyhan’da oluşturulma adımları süren özel sanayi bölgesi ile Adana coğrafyası ile Akdeniz ekosistemi tehdit altına alınıyor. Enerji üretimlerinde aşırı arz fazlasına karşın termik santrallerden vazgeçmeyen iktidar yaşanmaz hale getirilen Afşin-Elbistan coğrafyasına yeni termik santral kurulmasını da Maden Holding eliyle gerçekleştirmek istiyor.
EKOLOJİ SERVİSİ