Suları yeraltından çıktığı noktada boruya alıp şişeleyenler ücret karşılığı soframıza taşırlarken, yaşamsal en temel element olan suya şirketler el koyuyor. Doğadan çalınan sulara ise atık sular karışıyor
Türkiye’de şişelenmiş sularda kirlilik kesintisiz sürüyor. Dünya’da ve Türkiye’de içme suları şişelerin içine hapsedilip ticari bir meta olarak soframıza taşınmasıyla birlikte tüm canlı yaşamın kaynağı ticarileştirilerek doğadan çalındı. Suyun şişeye hapsolmasına gerekçe olarak su kaynaklarının kirlenmiş ve azalmış olması gösterilirken asıl amacın sermaye çevreleri için bir birikim alanı yaratmak olduğu bilinen bir gerçek. Tüm nitelikli kaynak suları bugün şişeye hapsolmuş durumda. Dağlardan yeryüzüne çıktığı noktada boruya hapsedilen su, şişeleme tesislerine taşınarak ticarileştirilmektedir. Bu yolla doğada yaşayan binlerce tür canlının su hakkının gaspedilmesi, doğada yaşayan bitki ve ağaçların bu sulardan beslenme yolu da engellenerek ciddi bir ekolojik yıkım yaratılmaktadır. Bu yıkım yetmezmiş gibi soframıza taşınan sularda ağır metallerin olması halkın zehirlenmesine yol açmaktadır.
İçilmemesi gereken sular!
Bursa Teknik Üniversitesi’nden 4 akademisyenin yaptığı, “Ambalajlı İçme Suyu Örneklerinde Ağır Metal Analizi ve Risk Değerlendirmesi” başlıklı analiz çalışmasında 43 farklı markanın içme suyu örneği üzerinde 16 farklı ağır metalin analiz işlemi gerçekleştirildiği duyuruldu. Su örnekleri içerisinde tespit edilen en yüksek ağır metal konsantrasyonları, baryum, kurşun, stronsiyum olurken kirli suları soframıza taşıyan şişe suyu markalarının isimleri ise açıklanmadı. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi ambalajlı su raporu hazırlayarak markaları puanlandırdığı rapora göre 100 tam puan alan firma yok. Piyasalaştırılan sudan en çok ciro yapan şirketler arasında bulunan; Damla, Nestle, Erikli ve Sırmakeş’in eksi puan aldığı ve oranının çok yüksek olduğu iddia ediliyor. Danone Hayat, Hamidiye, Şifa, Hayat, Pınar, Yaşam Pınarım, Aqualife, Turkuaz firmaları ise raporda, “Verileri yer almayan, analiz raporlarına ulaşılamayan veya vermekten imtina eden firmalar” olarak ifade edildi.
Sular niçin kirli?
Suyu şişeleyip piyasalaştıran şirketlerin hemen hemen tamamında kirliliğin tespit edilmesinin en temel nedeni tahsis edilen su miktarını çok aşan oranda suyu ticarileştiriyor olmalarıdır. Bu şirketlere devlet eliyle tahsis edilen doğal su kaynaklarından aldıkları su yetmemekte ve bu nedenle yeraltı suları, dere yatakları vb. alanlardan sular alınıp işlemden geçirildikten sonra piyasalaştırıldığı bilinmektedir. Bursa’da bulunan ve dünya su tekeli Nestleye geçen Erikli suyun yeraltı sularını şişeleme tesislerinde kullandıkları iddia edilmişti. Bu durumu su tahsisini yapan devlet kurumunun belirlemesi çok kolay iken böyle bir çalışma yapılmaması dikkat çekmektedir. Erikli suyun Türkiye’de en büyük 500 şirket arasına girmiş olması tesadüf olamaz. Şirkete tahsisi edilen su miktarı bellidir ve bu suyun pazarladığı ve satışa çıkardığı su miktarı ile arasında devasa uçurumlar olduğu iddia edilmektedir.
EKOLOJİ SERVİSİ