Sivas, Adıyaman ve Elazığ coğrafyasında 37 bin 387.46 hektar doğal alan maden sahası olarak 1 Mart’ta ihaleye çıkıyor. En büyük yıkım ise 22 bin 051.39 hektarla Divriği’de yaşanacak
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Türkiye coğrafyasının yüzde 65’i için maden lisanslarının hazırlandığı biliniyor. Enerji ve maden alanlarının önemli ortak özelliği doğal yaşam alanlarına vermiş olduğu zararlar olduğu görülürken, AKP’nin her türlü yağma planı içinde yer alan ‘milli’ iddialarla girişilen doğa yağmasında ‘milli’ anlamda herhangi bir veri ortaya konamazken doğal alanlar yerli-yabancı şirketlerce adeta katliama bağlandı. Açıklanan son ihalede ise yüzde 50 yabancı ortaklığı şartnamede yer aldı. Sivas, Adıyaman ve Elazığ’da 37 bin hektarı aşkın doğal alan yağmaya açılırken, 22 bin 051.39 hektar doğal alan Divriği’de, 8 bin 600 hektar Adıyaman’da, 6 bin 11.79 hektar alan ise Elazığ’ın Maden ilçesinde 1 Mart tarihinde ihale yapılarak şirketlere teslim edilecek.
Sivas Divriği
Sivas coğrafyasında bundan 3-4 ay önce 9 ilçesini kapsayan 317 bin dönüm doğal alan ihaleye çıkarılmıştı. Sivas coğrafyasının neredeyse tamamı maden sahası olarak ihalelere konu olup yağma en üst seviyede sürerken, Divriği’nin de dört bir yanı madenlerle çevrilmiş durumda. Son açıklanan ihaleyle kurşun, çinko, bakır ve molibden madenleri çıkarmak adına milyonlarca ton toprak ve kaya işlenerek 20-30 bin ton civarı uç ürün üretileceği belirtiliyor. Bu yatırıma ayrıca izabe tesisi de zorunlu tutulurken, bölge coğrafyası kirletilip zehirlenecek. Bu ihaleler içinde bulunan yine aynı maden ve işletme zorunluluğu ile Gemerek ilçesinde 724.08 hektar doğal alan ihaleye çıkıyor.
Adıyaman Sincik
Adıyaman Çelikhan-Karlık ve Gerger ilçelerinde bakır rezervleri ve madenlerin bulunduğu ve ayrıca demir, kurşun, çinko, barit gibi birçok maden için zengin bir bölge olduğu MTA raporlarında yer alıyor. Bu bağlamda uzun süredir yağma altında bulunan Adıyaman coğrafyasının yapılan büyük ihalelerin tümünde yer buluyor olması dikkat çekici. Bakır madenleri açısından zengin olduğu belirtilen Sincik coğrafyasının 8 bin 599.99 hektar doğal alanında bakır, çinko, kurşun madenleri ve bu madenleri işlemek için izabe tesisi kurma koşuluyla 1 Mart’ta yapılacak ihale ile sahiplerini arayacak!
Elazığ Maden ilçesi
Elazığ coğrafyasında 2020 yılı içinde toplam 34 bin 648 hektar alan şirket siparişleriyle ihale edilmişti. Sonra Elazığ’da altın (Au) Keban (Fırat batısı) Au sahasında 40.700 ton görünür, 10.600 ton muhtemel altın rezervi olduğu raporlarda yer aldı. Altın dışında bakır, çinko, kurşun, demir vd. madenlerce bölgenin zengin olduğu belirtiliyor. İhaleye konu olan Maden coğrafyasında bu kez 6 bin 011.79 hektar altın, kurşun, çinko ve gümüş madeni ve bu madenlerin işlenmesi için siyanür liç yönteminin uygulanacağı tesis şartı ihale şartnamesinde yer alıyor. İhalede çok yüksek tutulan 2 milyar liralık teminat isteniyor olması bölgenin giderek büyüyecek bir yağmasına işaret ediyor.
İktidar talep toplamak için her şeyi yapıyor
Maden işletmelerinin doğal yaşam üzerindeki etkileri artık çok iyi biliniyor. Bu süreçte doğa katliamlarını gerçekleştiren şirketlerin yağma süreci Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, MTA’nın, MAPEG’in ve UMREK’in çalışmalarıyla sürdürülüyor. MTA bugüne kadar yaptığı binlerce metre sondaj ile elde ettiği verileri ‘Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu’na (UMREK) göndererek uluslararası talep topluyor. MAPEG ise bu talepler üzerinden ihaleler hazırlayarak hem talep noktalarını hem de olası talepleri içererek satışa çıkıyor. Tüm bu organizasyonun tepesinde ise Bakanlık yer alıyor. Ayrıca Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankası (TÜVEK) ve önemli bir diğer kurum olan ‘Uluslararası Maden Arama ve İşletme A.Ş. (UMAŞ) ile yurt dışı yatırımlara sermayenin ilgisi toplanıyor.
Uluslararası sermayeye rehber
Türkiye coğrafyasının maden arama çalışmalarının alt yapısını oluşturan Türkiye Jeokimya Haritası hazırlamak amacıyla, havadan ‘Jeofizik Araştırmaları Projesi’ kapsamında 780 bin km2 alanda veri toplama çalışmaları yapıldı. Sondajlı maden arama çalışması kapsamında ise 2006-2016 yılları arasında 5 milyon 400 bin metre, 2017 yılında 930 bin metre, 2018 yılında ise yüzde 66 artışla 1 milyon 544 bin metre sondaj MTA eliyle yapıldı. Ortaya çıkarılan verilerle madencilik yatırımlarının artırılması için yabancı yatırımcılara yönelik İngilizce ve Çince “Maden Yatırım Rehberi” hazırlandı. Bu rehberle uluslararası maden şirketleriyle Türkiye coğrafyasındaki maden rezervleri ve yer bilgileri erişime açılmasıyla birlikte talep toplama işlemi başlatıldı. Son 3 yıldır oluşturulan taleplerle birçok doğal yaşam alanı maden şirketlerine satıldı.
Sondajlarla talep toplanıyor
Hazine adına kayıtlı ya da belediyelerin uhdesinde olan her türden arazi, maden ve varlıkların Varlık Fonu’na devredilmesiyle birlikte maden lisanslarının tamamını elinde toplayan Cumhurbaşkanlığı, MTA verileri üzerinden başta İngiltere, ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerinde talep toplama çalışmaları sürdürülüyor. Maden Tetkik Arama’nın sondaj dairesi, metalik maden, endüstriyel ham madde, kömür, uranyum, petrol, jeotermal, soğuk su ve diğer sondajlar olmak üzere 2016 yılı sonuna kadar toplam 5 milyon 400 bin 052 metre sondaj gerçekleştirmiş. Ayrıca 2005 yılından itibaren ihale yolu ile özel sektöre sondaj yaptırmaya başlanmış ve toplamda 7 milyon 818 bin metreye ulaştığı belirtilmişti.
Yasalar şirketler için
Yabancı Sermaye Derneği (YASED) tarafından hazırlanan Endüstri Bölgeleri kanunu ile Maden Kanunu’nda yapılan değişikliklerle sermaye talanına zemin hazırlandı. Bu kanunlarla Koruma alanları, ormanlar, meralar, su havzaları birer maden sahası haline getirildi. Devlet ormanlarında maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu olan su, haberleşme, yol ve altyapı tesislerinin yapımına, ‘bedel’ karşılığında Tarım ve Orman Bakanlığı’nca izinler verilmeye başlandı. Devlet ormanları sınırları içindeki nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda yapılacak maden faaliyetlerine ilişkin ruhsatlar Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yetkisine verildi.
Yağma sermayenin varlık nedeni
Sivas, Adıyaman ve Elazığ’da ihaleye çıkarılan 4. grup madenler içinde yer alan demir, bakır, çinko, kurşun, gümüş ve altın madenleri aynı zamanda uluslararası sermayenin de ilgi alanında yer almaktadır. ABD, Kanada ve İngiltere için madencilik önemli bir sektör olarak öne çıkarken, dünyanın dört bir yanındaki coğrafyaları yerle bir edip zehirleyen ve halkları kölelik koşullarında çalıştıran bu ülkelerin tekel konumundaki 3-4 şirketi Türkiye’de madenciliğin arka planında yer tutarken, sermayenin varlık nedeni olan yağma genişlemeye devam ediyor.