Kurdistan coğrafyasında süren ekolojik tahribata dikkati çeken ÇEV-DER Eşbaşkanı Ali Kalçık, çözümün Abdullah Öcalan’ın demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmasında olduğunu söyledi
Kurdistan coğrafyasındaki ekolojik yıkım son yıllarda arttı. Su zengini coğrafyada nehir ve çaylar üzerinden çok sayıda Hidroelektrik Santralleri (HES) ve güvenlik barajları inşa edildi. Bazı baraj ve HES’lerin yapım süreçleri devam ederken, coğrafyadaki su kaynakları kurutuluyor. Her yıl güvenlik gerekçesiyle binlerce ağaç kesilerek ormanlık alanlar yok edilirken, yine birçok askeri üsler için yapılan “güvenlik yolları” nedeniyle de ormanlar tahrip ediliyor. Wan Çevre, Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEV-DER) Eşbaşkanı Ali Kalçık, devletin Kurdistan coğrafyasında devreye koyduğu eko-kırım politikasını değerlendirdi.
Dünyada örnekleri yok!
Kurdistan’da “güvenlik” gerekçesiyle ekolojinin devlet eliyle kırımdan geçirildiğini belirten Kalçık, Kurdistan doğasının tehdit altında olduğunu söyledi. Kürdistan’daki kırımı iki boyutlu ele almak gerektiğini ifade eden Kalçık, “Dünyanın her yerinde orman yangınları olur ama Kurdistan’da ormanlar devlet tarafından ya yakılıyor ya da tıraşlanıyor. Çok somut bir örnek verecek olursak, Kato Dağında bulunan Örencik köyünde 2 dönüm arazi üzerine bir kalekol yapıldı. TSK, bu 2 dönümlük karakol için yaklaşık 100 hektarlık alandaki ağaçları kesti. Aynı şekilde son 3-4 yıldır Cûdî, Gabar ve Kato dağlarında bulunan ormanlar devlet eliyle yakalıyor veya kesiliyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir durumla karşılaşamazsınız” diye konuştu.
‘Güvenlik barajları’
Dünyanın her yerinde barajların sulama ve enerji amaçlı yapıldığını hatırlatan Kalçık, “Ama Kurdistan’da yapılan barajlar güvenlik adı altında yapılıyor. Aynı şekilde dünyanın her yerinde yollar yapılıyor. Kurdistan’da binlerce alanda güvenlik yolları yapılıyor ama ormanlar kesiliyor ve doğa katlediliyor. Bu durum Kurdistan’da ekolojik dengeyi çok ciddi anlamda zorlayan ve tahrip eden uygulamalardır” dedi. Kalçık, devlet eliyle gerçekleşen eko-kırım politikasının temel amacının Kurdistan coğrafyasını yaşanamayacak hale getirmek olduğunu ifade etti.
İnce düşünülmüş vahşet!
Kapitalizmin ekolojik yaşamı tahrip eden politikarı dünyayı yaşanamaz bir hale getirdiğini söyleyen Kılçık, “Bugün tam da Kızılderililerin; ‘Son ağaç kuruduğunda, son balık öldüğünde, son dere kuruduğunda artık paranın bir değerinin olmadığın anlaşılacak ama iş işten geçmiş olacak’ şeklindeki atasözünü yaşıyoruz. Gerçekten vahşi kapitalizm politikaları sonucu artık ekolojiden bahsedecek koşullar da kalmadı. Mesela Geliye Zîlan bölgesinde HES’ler yapılmış. Bu HES’in ve barajın işletmesini dışarıdan getirilen Kürt düşmanı birine verilmiş. Bu kişi kuralsız bir şekilde enerji üretimi yapıyor. Yine kurulan birçok baraj, sulama amacıyla değil, sırf oradaki işletme sahipleri faydalansın diye yapılmış. Yani Kurdistan’da bu kadar ince düşünülmüş vahşi bir uygulama yürütülüyor” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan paradigması benimsenmeli’
Kurdistan’da ekolojik kırımın önlenmesi için PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmanın benimsenmesi gerektiğini belirten Kalçık, şöyle konuştu: “Kurdistan’da yaşam koşullarımız tanımsız hale getirilmiş. Kurdistan’da şu anda doğaya yönelik ciddi tahribatlar meydana geliyor. Bu durumu önlemezsek önümüzdeki süreçte Kurdistan’da kıtlık, susuzluk ve toprak verimsizliği ile karşı karşıya kalacağız. Ayrıca Kurdistan dağlarında yaşayan canlıların neslinin tükenmesine neden olacaktır. Bu anlamda vahşi kapitalizm anlayışından kendimizi arındırarak, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayı hayata geçirmeye çalışmalıyız” dedi.
‘Çözüm ekolojik paradigma’
Kurdistan’da devam eden ekolojik tahribata karşı herkesin Öcalan’ın geliştirdiği ekoloji paradigmasını sahiplenmesi gerektiğini belirten Kalçık, ekolojik kırıma karşı çözümün demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma olduğunu söyledi. Kalçık, “Kapitalist modernitenin doğaya düşmanca yaklaşımına karşı demokratik ekolojik paradigmayı savunmaya ve hayata geçirmek için mücadele edeceğiz” dedi.
Hakan Yalçın – Wan / MA