Diyarbakır’da ‘7. Âlimler Buluşması’ adı altında organize edilen ve Taliban sözcüsü ile Hizbullahçıların katıldığı buluşmayı PİA Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, değerlendirdi: Bu karşı bir ataktır
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 23 Ekim’e ertelenen Diyarbakır ziyaretinin gerçekleşeceği 15 Ekim’de, kentte Taliban sözcüsünün katıldığı “7. Âlimler Buluşması” düzenlendi.
Buluşmaya, Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Hizbullah hükümlüsü Enver Kılıçaslan ile konuklar için geldikleri ülkeyi ifade eden tabelanın üzerinde “Kürdistan” yazılmasına tepki gösteren Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan gibi isimlerin katıldı. Birçok kesim ise etkinliğin HÜDA PAR’a yakın kişilerce organize edildiğini, bununla HÜDA PAR’ın hem kendisini hem de Taliban’ı Kürt kentlerinde meşrulaştırmaya çalıştığını belirterek, tepki gösterdi.
İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, son zamanlarda Diyarbakır’da “din” adı altında yapılan etkinlikler başta olmak üzere, “7. Âlimler Buluşması” konferansının organize edilmesine ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Eylem Akdağ’a konuştu.
Diyarbakır’da medreseler arttı
Diyarbakır’ın seçilmesinin tesadüf olmadığını ve Kürt siyaseti açısından Diyarbakır’ın ‘Kürdistan’ın kalbi’ olduğunu ifade eden Kaya, Diyarbakır’da sayıları giderek artan medreselerin kurulduğunu da hatırlattı. Kaya, söz konusu medreseler adı altında birçok kuruluşun talebe yetiştirdiğini, söz konusu kuruluşların devasa imkânlara sahip olduğunu belirtti. Kaya, “Devletin gayri resmi yani direk finanse etmediği bu tür kuruluşlar kim? Bunlar hangi yöntemlerle finanse ediliyor? Bu yatırımlar neden Kurdistan’da yaygın bir biçimde yapılıyor” diye sordu.
‘İktidar tabanı oluşturulmak için yapılıyor’
Bu tür yapıların merkezden uzak, toplumdan izole yerlere yapıldığını da sölzerine ekleyen Kaya, medreselerin çoğalmasının nedenini şu sözlerle açıkladı: “Kurdistan maalesef bu tip yapılar ve çalışmalar üzerinden şu anda iktidarda bulunan hükümetin mantalitesine uygun bir halk tabanın oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütülüyor. Türkiye’nin sahici tek muhalefeti Kürt hareketidir. Kürt hareketinin yaygın olduğu bir zeminde ve coğrafyada bu yapılıyor. Bence bu karşı bir ataktır.”
Herkese yasak HÜDA PAR’a serbest
HÜDA PAR’ın böylesi bir etkinlikte yer almasının arkasında siyasi başka nedenler olduğuna da dikkat çeken Kaya sözlerine şöyle devam etti: “Yani neden bir siyasi parti bu tip çalışmaların içerisinde boy gösterme meraklısı… Taliban’ın Afganistan’daki bütün o geçmişten bugüne kadar getirdiği eylemsellik ortaya koyduğu pratik, eğer makbul ve olabilir olarak gösteriliyorsa, bu bizim için bir model olarak sunuluyorsa, bu büyük bir problemdir. Afganistan’ın Rusya ve Amerika işgaline karşı mücadeleyi bir kenara bırakarak o mücadelenin neticesinde bugün varılan noktada; Taliban’ın Afgan halkına vereceği bir umut var mıdır? Yani Kürt halkına sunacağımız mesaj ve hayat tarzı, Talibanların Afganlara reva gördüğü hayat tarzı mıdır? Bu sorunun cevabı çok önemlidir.”
Kaya bölgede diğer tüm partilerin eylem ve etkinlikleri yasaklanırken, HÜDA PAR’ın etkinliklerine müdahale edilmemesine de dikkat çekti.
Bildirgelerinde Afganistan çağrısı
Konferansın sonucunda yayınlanan 18 maddelik sonuç bildirgesine ilişin ise Kaya, şunları söyledi: “Sonuç bildirgesinde neye hizmet ettiği açısından ciddi anlamda problemler oluşturuyor, bir taraftan Afganistan ile ilgili madde var. Ulemanın Afganistan’ı desteklemesi gerektiği belirtilmiş. Bir taraftan insanlık, medeniyet gibi daha evrensel kavramlar kullanırken, diğer taraftan sadece Müslümanlar konusu işleniyor. Kadın meselesine değiniliyor, kadının ve ailenin korunması gerektiği ifadelerine bakıyorsunuz; tek bir faktöre indirgeniyor. Ailenin dağılmasının tek nedeni ‘ahlaksızlık’ şeklinde yorumlanıyor. Neden bu rant ekonomisine dair ulemanın çıkıp ‘siz beşli çeteye bu kadar peşkeş çekerken bu İslam fıkıhına göre haramdır, bu eylem Muaviye’nin eylemidir’ sözü neden yok? Onlara göre sorun kadının kılık kıyafeti, davranışı, gece dışarı çıkması. Kendinden menkul ahlaki nedenler. Oysaki çok ciddi somut nedenler var.”
Hedef Üçüncü yol siyaseti
Kürt coğrafyasının temelinde bir kıpırdamanın olduğuna dikkat çeken Kaya, “Rojhilat’taki durum, Rojava’nın yıllardır hali ortada. Yine Başur’daki gelişmeler ve Türkiye tarafında da yaşanılan sıkıntılarla beraber, Kürt muhalefetinin ciddi anlamda bir umut olmaya başladığı bir dönemde, Üçüncü Yol ile başka dünya tasarımıyla yol gösterici oluyor. Bütün bunlar Kürtler açısından yeni bir dönemin başlangıcının işareti ve doğum sancıları. Böylesi bir durumda bu doğumun sağlıklı olmaması, gelişmemesi adına yapılan karşı hamlelerdir. Kürt ulusal birliğinin önünde engel teşkil etme. İşte birilerimizin eylemeleri meşru görülürken, birilerimizin de eylemleri gayri meşru görülüyor. Hatta vekiller sokakta şiddete maruz kalıyor. Bu çelişkiye bakarak amacın ne olduğunu söyleyebiliriz… Bizi bölmek, bizi tekrar eski handikaplarımızla uğraştırıp yol almamızı engellemektir. Bunun karşısında çok zinde durmak lazım. Kürdistan’ın ana sorunu yok olmakla yüz yüze kaldığı kimlik, dil ve kültür sorunudur. Onlar nasıl önemsiyorsa; bizimde buna karşı bir tutum geliştirmemiz gerekiyor.”
HABER MERKEZİ