MED TUHAD-FED ve ÖHD, Batman cezaevindeki isyandan sonra Diyarbakır’a sevk edilen tutuklular ile görüşerek rapor hazırladı. Raporda, tutukluların darp edildiği belirtilerek öneriler sıralandı
Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) ve Özgürlük için Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) avukatları, Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki isyan sonrası Diyarbakır 4 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen tutuklu ve hükümlülerle görüştü. Tutuklu ve hükümlü ailelerinin başvuru üzerine gerçekleşen görüşmeler ve gözlemler avukatlar tarafından raporlaştırıldı. Raporda, isyanın ardında 400 civarında tutuklu ve hükümlünün sevk edildiği belirtildi.
‘Sağlıkları tehlikeye atıldı’
Cezaevi sisteminin oturmayışı nedeniyle uzun bir süre tutuklu ve hükümlülerın hazır edilemediği kaydedilen raporda, şunlar kaydedildi: “Tutuklu ve hükümlüler koridorda sosyal temas kurallarına uymayan personeller tarafından daha sonra hazır edilmiştir. Bu durumun tutuklu ve hükümlülerin sağlığını açıkça tehlikeye attığı gözlemlenmiştir. Kapalı görüş alanında yapılan görüşmede henüz kapalı görüş telefonlarının hat çekme işlemlerinin yapılmadığı bildirilmiştir.
Tutuklu ve hükümlülerle görüşmeler aradaki camdan bağırmak suretiyle gerçekleşmiştir. Gerçekleşen görüşme savunma gizliliğini ihlal edecek vaziyettedir. İnfaz koruma memurlarını kampüs içinde taşıyan otobüste sosyal temas kurallarına uyulmadığı gözlemlenmiştir. Otobüsün tam dolduğu ve ayakta olanların olduğu görüşmüştür.”
Darp ve hakaret
Yapılan görüşmelerde tutuklu ve hükümlülerin anlatımları rapora şu şekilde yansıtıldı: “Yaşanan isyanın basına yansıdığı şekilde anlaşarak sona erdirildiği bildirilmiştir. İsyan sonrası sevk sürecinde ring içerisindeki personellerin eldiven taktığı ancak maske takmadıkları bildirilmiştir. Sevk sürecinde hakarete maruz kaldıkları bildirilmiştir. Ancak hem anlaşma sonrası hem sevk sürecinde hem de Diyarbakır’da cezaevine girmeden evvel tutuklu ve hükümlülerin dayak ve şiddete maruz kaldığı bildirilmiştir. Özellikle Diyarbakır’da çok kalabalık bir grup tarafından darp edildiklerini bildirmişlerdir.
Tarafımızca yapılan görüşmede, tutuklunun yüzünde ve göz altlarında dayak izleri ve morluklar gözlemlenmiştir. Yine tutuklu çeşitli bölgelerinde darp izleri olduğunu belirtmiştir. Temizlik malzemelerine ulaşamadıkları belirtilmiştir. Yaşanan salgın açısından koğuşlarda yeterli tedbirlerin alınmadığı belirtilmiştir. Günde 2 öğün yemek verildiği belirtilmiştir. Aileleri ile görüşemediklerini ve ilk görüşmenin 10 gün sonra gerçekleşeceğini belirtmişlerdir.”
Öneriler sıralandı
Mahpuslara Müdahaleye Dair Bileşmiş Milletler Asgari Standartlar Kuralları (Nelson Mandela Kuralları (Kural 24-27), Tıbbi Etik İlkeler, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları Hakkında 2 Nolu Tavsiye Kararı ile Anayasa hükümlerinin hatırlatıldığı raporda, şu öneriler yer aldı:
“* Öncelikle Bilim Kurulu ve Adalet Bakanlığının açıkladığı ölçüler doğrultusunda Ceza İnfaz Kurumunda salgına ilişkin tedbirler artırılmalıdır. Bu çerçevede Ceza İnfaz Kurumunun temizliği, dezenfekte edilmesi, infaz koruma memurlarının sosyal temas kurallarına uyması öncelikli önerilerdir.
* Yine yaşanan sevk sürecinde darp edilen tutuklu hükümlülerin bir an evvel sağlık kontrolü yapılmalı ve bilimsel raporlar düzenlenmelidir.
* Tutuklu/ hükümlülerin özgürlüğünden alıkonulduğu süre boyunca hijyen koşullarına dikkat edilmeli, kişisel koruyucu malzemeler ile temizlik malzemelerinin kantinden ücreti karşılığında değil, ücretsiz erişimi sağlanmalıdır.
* Açık görüşlerin iptal edilmesi, ailelerin sevk sürecinden dolayı endişelerinin giderilmesi açısından bir an evvel telefon görüş haklarının verilmesi gerekmektedir.
* Ceza İnfaz Kurumunun milletvekilleri ve baro temsilcilerinden oluşan bir heyetle Koronavirüs tedbirlerine uygun bir şekilde ziyaret edilmesi, yaşanan sürecin doğrudan gözlenmesi gerekmektedir.”
DİYARBAKIR