Diyarbakır’daki çok sayıda STÖ, vaka sayısında ciddi artışın yaşandığına dikkat çekti. Urfa’da da hastanelerdeki yoğun bakımı ünitelerinin doluluk oranının yüzde 100’e ulaştığı belirtildi
Diyarbakır’da bulunan çok sayıda sivil toplum örgütü, kentte artış gösteren Covid-19 vakalarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, pandeminin başlangıcında vaka sayısının en düşük olduğu kentlerden biri olan Diyarbakır’da, 1 Haziran itibariyle uygulanan normalleşme süreciyle beraber vaka sayısında ciddi artışın gözlemlendiği belirtildi.
Fiziki mesafeye uyulmuyor
Normalleşme sürecinden sonra yurttaşların maske takmadan ve en önemlisi de fiziki mesafe kuralına uymadan gündelik yaşama geçmeleri nedeniyle vaka sayında ciddi artışın yaşandığı belirtilen açıklamada, bulaşmayı tetikleyen sosyal ve kültürel etkinliklerin (düğün, nişan, nikah ve sünnet törenleri, mevlit, taziye, bayramlaşma vb.) yanı sıra diğer hijyen kurallarına (el yıkama, maske takma) uyulmaması nedeniyle salgının tehlike boyutlara ulaşıldığı kaydedildi.
Önlemler sıralandı
Vaka sayısındaki artışı engellemek, can kayıplarını önlemek ve kentin sosyoekonomik yaşamının sekteye uğramaması için alınması gereken önlemler şu şekilde sıralandı:
“* Unutmayalım ki kendi sağlığımız kadar eş, dost, akraba ve bir bütün olarak toplumumuzun sağlığını da korumak zorundayız.
* Koronavirüs için yapılan aşı çalışmalarından olumlu sonuçlar alınana kadar maske kullanımı ve sosyal/fiziki mesafe kurallarına uyalım, bunu gündelik yaşamımızın bir parçası haline getirelim.
* Evimizden çıkmak zorunda kaldığınız her an maskemizi takmayı, ellerimizi sıkça sabunla yıkamayı ihmal etmeyelim.
* Önümüzde kurban bayramı var. Toplumsal ve dini kültürümüzün en önemlilerinden olan bayramlaşmayı bu bayramda da yapmayalım, teknolojik iletişim kanallarını (telefon, SMS, WhatsApp) kullanarak bayramlaşalım.
* Kurban kesme ve dağıtımında hijyen kurallarına çok büyük bir titizlikle uyalım.
* Bu süreçte hasta kişilerle karşılaşmamıza ve hastalığın yayılmasına neden olacak sosyal ve kültürel faaliyetlerimizi (ev ziyaretleri, düğün, nikâh, nişan, mevlit, piknik vb.) kısıtlayalım, mümkün olduğunca erteleyelim.
* Düğün ve nişan gibi yakın mesafe gerektiren etkinliklerde halay, govend, dans gibi oyunları oynamaktan kaçınalım.
* Evlerde, açık veya kapalı mekânlarda mevlit ve taziye etkinlikleri yapmayalım, toplu yemek dağıtımında kaçınalım.
* Taziye ziyaretlerinin yeni taziyelere neden olmaması için taziye dileklerimizi telefon ile iletelim.
* İnsanlarla temas ettiğimiz her yerde ağız ve burnumuzu kapatacak şekilde maske takalım.
* Toplu taşıma araçlarına, alış-veriş merkezleri gibi yerlerde sosyal/fiziki mesafe kurallarına (en az 1.5 metre ara) titizlikle uyalım.
* Hepimizin birbirimize ihtiyacı olduğu bir süreçten geçtiğimizi unutmadan, kişisel değil toplumsal yaşama uygun davranıp uzmanların ve ilgili kurumların uyarılarına riayet edelim.”
Urfa’da da ciddi artış
Bu arada SES Urfa şubesi de salgına ilişkin yaptığı açıklamada, Urfa’da artan vaka sayısına dikkat çekerek, kamu hastanelerinde yoğun bakımı ünitelerinin doluluk oranının yüzde 100’e ulaştığını açıkladı. Şube binasında yapılan açıklamada konuşan Eşbaşkan Salih Karataş, yerel yöneticilerin ve idarecilerin salgını görmezden gelen bir tutum sergilediğini vurguladı: “Durumun ciddiyeti kavranmamış, bilimsellikten uzak, toplumcu bir sağlık algısının dışa sadece rakamlar ve istatistikler üzerinde oynanarak süreç idare edilmeye çalışılmıştır. Durum bu haldeyken Urfa il Sağlık Müdürlüğü işlemez hale gelmiş, adeta halkımız ve sağlık emekçileri kendi kaderlerine terk edilmiş durumdadır.”
Karataş, son olarak İl Sağlık Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı’nın cevaplaması talebi ile şu sorulara yöneltti:
“* Şu ana kadar ilimizde kaç hastaya tanı konmuş, kaç hasta vefat etmiş, kaç hasta iyileşmiş, kaç hasta halen servis ve yoğun bakımlarda yatmaktadır. Durumun ciddiyetinin kavranılması açısından bu bilgiler halkla paylaşılmış mı?
* Şuana kadar ilimizde kaç sağlık çalışanı enfekte olmuş? Vefat eden var mıdır? Yeni filyasyon kuralları düzenlemesine göre 50 yaş altı temas öyküsü olmasına rağmen semptom yoksa test yapılmaması kararı aktif olarak çalışan sağlık emekçilerine de uygulanıyor mu?
* Pandemi ile en ön saflarda mücadele eden sağlık emekçileri enfekte olduğunda tanılar meslek hastalığı veya işyeri kazası olarak mı giriliyor?
*Salgının ilk aylarında Sağlık Bakanlığının da açıkladığı şekilde ek ödemelerin tavandan verileceği açıklanmışken sonraki aylarda, salgın halen devam ediyorken ek ödemelerde kısıtlamaya ve eski haline geçilmesinin gerekçeleri nedir?”
HABER MERKEZİ