PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ilgili mevzuat çerçevesinde aileleri, avukatları ve vasileri ile görüşmesinin temel hak olduğunu belirten Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, ilgili kurumların açlık grevindeki HDP Milletvekili Leyla Güven ve diğer tutukluların yaşamlarının daha fazla tehlikeye girmemesi için bu ayrımcı uygulamadan vazgeçmeye çağırdı.
Diyarbakır Barosu, Türkiye cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin Baro Adli Yardım Bürosu binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Toplantıya, Baro Başkanı Cihan Aydın ve yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda avukat katıldı. Açıklama yapan Baro Başkanı Cihan Aydın, geçmiş yıllarda cezaevlerinde yapılan açlık grevleri ve sonuçlarını hatırlattı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven hakkında 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 29 Haziran 2018 tarihinde tahliye kararı verdiği, ancak savcının itirazı üzerine 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin, tahliye kararını kaldırdığını belirten Aydın, Güven’in tutuklu bulunduğu E Tipi Cezaevi’nde 8 Kasım’da açlık grevine başladığını söyledi. Aydın, Güven’in, 20 Kasım 2018’de kendisi, 23 Aralık’ta Başkan Yardımcıları Gazal Bayram Koluman, 30 Aralık’ta ise Yönetim Kurulu üyeleri Keziban Yılmaz tarafından ziyaret edildiğini ifade etti.
‘Güven, son görüşmeye çıkamadı’
Aydın,“Son olarak 30 Aralık tarihinde yapılan bu ziyarete, Leyla Güven, sağlık durumunun ağırlaşması nedeni ile katılamamış, bunun üzerine aynı odada kalan mahpuslar ile görüşülmüştür. Bu mahpuslar tarafından bizlere iletilen bilgilere göre Güven’in; kilo kaybı, ses ve ışığa hassasiyet, baş ağrıları ve baş dönmesi, yürümekte ve konuşmakta zorluk, halsizlik, tansiyon ve mide krampları yaşadığı belirtilmiştir. Belirtiler de göstermektedir ki bugün itibariyle açlık grevinin 57’nci gününe giren Güven için kritik eşiğe gelinmiştir” dedi.
‘Haklarına saygı gösterin’
Güven’in kendilerine, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine başladığını ilettiğini belirten Aydın, Güven tarafından başlatılan açlık grevinin, Türkiye’deki bazı hapishanelere sıçradığı ve giderek daha da yayılma eğilimi gösterdiğini ifade etti. Baroya yapılan bazı başvurularda ve kamuoyuna yansıyan bazı bilgilere göre, açlık grevine giren mahpusların temel haklarına saygı gösterilmediği, yeterli miktarda su, şeker, tuz ve vitamin desteği sağlanmadığından şikayet edildiğini dile getiren Aydın, Diyarbakır Barosu olarak her koşulda yaşam hakkını savunduklarını kaydetti.
‘Mevzuatı yerine getirin’
Aydın, açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Hukuk örgütü olarak ilkesel yaklaşımımız; mahpusların, taleplerini dile getirirken kendi yaşamlarına zarar verecek eylemlerden kaçınmasıdır. Baromuzun bu yaklaşımını bir kez daha bu vesile ile tüm muhataplarına hatırlatıyoruz. Bununla birlikte Diyarbakır Barosu olarak; Abdullah Öcalan ve aynı hapishanede bulunan 3 mahpusun, Ceza İnfaz Kanunu ve diğer ilgili mevzuat çerçevesinde aileleri, avukatları ve vasileri ile görüşmesinin temel bir mahpus hakkı olduğuna vurgu yapmak isteriz. Ulusal mevzuat ve Uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan avukat-müvekkil görüşme hakkının, Öcalan da dahil olmak üzere; her zaman ve her koşulda eşit ve ayrımsız bir şekilde her mahpusa tanınması gerekmektedir. Bu kapsamda süresiz dönüşümsüz açlık grevinde bulunan başta Sayın Güven olmak üzere diğer tüm mahpusların yaşamlarının daha fazla tehlikeye girmemesi için bu ayrımcı uygulamadan vazgeçilmesini, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere ilgili diğer kurumları ulusal ve uluslararası mevzuatın gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz.”
HABER MERKEZİ