Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB)’nın yetki, görev ve sorumlulukları, Anayasa’nın 136. maddesinde; “Laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir” denilmektedir. 633 sayılı DİB’in Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. Maddesinde ise, “İslam Dini’nin inanç, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek” şeklinde ifade edilmiştir. DİB, bütçesi, personel sayısı ve uğraştığı çok yönlü işler bakımından devasa bir ideolojik ve siyasal vesayet kurumu haline getirildi. Merkezi idari personel sayısı 1.194, kadro unvanlarına göre personel sayısı 104.578, yurt dışı teşkilatında çeşitli unvan ve kadrolarda toplam 67 personel sürekli ve 2.059 din görevlisi geçici statüde görev yapıyor.
DİB, 2019’da 10.4 milyar lirayı bulan bütçesi ile İçişleri, Dışişleri, Enerji ve Tabii, Sanayi ve Teknoloji ile Kültür ve Turizm bakanlıklarını geride bırakıyor.
AKP-MHP koalisyonu, İmam Hatipler ile Diyanet’i kullanarak eğitim yoluyla toplumu değiştirme ve dönüştürme projesini her adımda yeni bir uygulama ile sürdürüyor. Bunun yeni bir adımı, 5 Ekim 2019’da DİB’in radyo ve televizyon yayınları İnceleme Komisyonu Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle atıldı: “Radyo ve televizyon yayınları inceleme komisyonu, Başkanlıkça veya kamu kurum ve kuruluşları ile prodüksiyon firmalarınca hazırlanan/hazırlattırılan yayın, proje ve eserlerin incelemesini yapacak.” (Md.14/1) “Radyo ve televizyon yayınları inceleme komisyonu proje, program, sinopsis veya senaryoları, a) Toplumu din konusunda aydınlatmaya yönelik olup olmadığı, b) Dini ve milli kültürümüzü geliştirici ve koruyucu mahiyette olup olmadığı” yönlerinden inleyecek yayınlanıp yayınlanmayacağına karar verecek. (Md.15/1) İkinci bir adım, MEB ile DİB arasında yapılan 1 Kasım 2019 tarihli bir protokol ile ilk eğitim ve öğretim işleri de DİB’e teslim edilmesidir.
MEB’in kendi sorumluluklarını Diyanet’e havale etmesiyle başlayan bu yeni uygulama eğitimde dinselleşme politikasının geldiği aşamayı gösteriyor. Bazı illerdeki okul öncesi kurumlara ve ilkokullara “valilik oluru” ile gönderilen yazıda, “İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü arasındaki işbirliği ile okul öncesi ve ilkokullarda kayıtlı öğrencilere değerler eğitimi verilerek millî, manevi, kültür ve ahlaki gelişmelerinin sağlanması amaçlanıyor” deniliyor. Bu protokol kapsamında “Görevlendirilecek olan eğitimciler, ilkokul için en az ön lisans mezunu veya pedagojik formasyona sahip, okul öncesi kurumlarında ise en az önlisans mezunu veya 4-6 yaş öğreticilik sertifikasına sahip kişiler arasından İl Müftülüğü tarafından görevlendirilecektir” ibaresi var. Buna göre çocuklara ders verecek öğretmeni müftülük seçecek.
Eğitim Sen’e göre, 6 Aralık 2014’de toplanan 19. Milli Eğitim Şurası’nda tartışıldığı şekliyle “tek din, tek mezhep” üzerinden tüm topluma dayatılan zorunlu din dersleri gibi, dini değerler temel alınarak yapılacak bir Değerler Eğitimi anlayışı ile sağlıklı nesiller yetiştirmek mümkün değil.
Bu anlayış, farklı kimliklere karşı önyargıları ve Türk-İslam milliyetçiliği temelinde yükselen resmi ideolojiyi besleyen değerler ile eğitim, demokratik ve bilimsel olamaz. Çok kimlikli, çok kültürlü ve çok inançlı bir toplumsal yapısı olan Türkiye’de demokratik, katılımcı, bilimsel, eşitlikçi ve adaletli bir kültür ve yaşam gereklidir. Bunun yolu kamusal, demokratik, bilimsel, laik ve anadilinde eğitimden geçmektedir. Bu değişikliklerin geldiği aşamayı Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin 70. kuruluş yıl dönümü toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dile getirdi. “Bir zamanlar ben dindar bir gençlik dedim bana imam hatipliler bile saldırdı. ‘Dindar bir gençlik istiyoruz, yetiştireceğiz’ dediğim için. İnşallah dindar bir gençlik sizin ellerinizde yetişecek. Bu konularda atılacak adımlarla dindar neslin olduğu bir ülkede ben inanıyorum ki tüm manevi değerler bir anda yüksek bir sıçrama yapacak ve birbirini Allah için seven bir millet ortaya çıkacaktır.”