Dışarıda şiddetsiz bir hayatı olamayan yüzbinlerce kadın erkek şiddetine maruz kalırken, onları korumakla ve şiddeti önlemekle görevli devlet ve ilgili kurumların bu şiddete seyirci olduğunu, ülke yöneticilerinin ve pek çok erkek siyasetçinin bu şiddeti teşvik ettiğini bu sebeple kadınların şiddet dolu bir hayat içerisinde yaşamaya çalıştığını herkes biliyor.
Dışarıda şiddetsiz bir hayatı olamayan kadınlar bugün erkeklerin şiddeti yüzünden ya öldüler ya da o şiddeti defetmek için şiddetin uygulayıcısı erkekleri öldürmek zorunda kaldılar. Meşru müdafaa ile hayatlarına sahip çıkan kadınların pek çoğu bugün maalesef cezaevinde. Neden mi? Erkek egemen yargı canına kastedilen, şiddete maruz kalan, hayatına sahip çıkması gereken kadınlar olduğunda TCK’deki meşru müdafaa hükmünü uygulamaktan ısrarla kaçınıyor. Kadınlar hayatlarına sahip çıkamasın, çıkarlarsa dünya yerinden oynar, erkeklerin iktidarı sarsılır diye, idarenin tüm kurumları kadınları gözetmeyen, korumayan, onları baştan cezalandıran ve erkek şiddetini önlemek bir yana, teşvik eden uygulamalara gidiyorlar, açıklamalar yapıyorlar.
Dışarıda şiddetsiz bir hayatı olamayan kadınlara özgürlük ve güzel bir gelecek borcumuz var. Onlar dışarıya çıkana, çocuklarına, sevdiklerine, doğaya kavuşana kadar hiç olmazsa içeride biraz yüzleri gülsün diye, onlara içeride ekmek ve su gibi gelen mektuplarımızı ve kartlarımızı yollamaya ne dersiniz onlara? Kadınlardan gelen mektupların onlara nasıl iyi geldiğini anlatamam. Dünyanın başka yerlerinden de kart ve mektup aldıklarında hele…
O nedenle dışarıda şiddetsiz bir hayatı olamayan ve bizim şiddetten koruyamadığımız bu kadınlara borcumuzu biraz da posta yoluyla ödeyelim. Aldıklarında, gördüklerinde, okuduklarında, yüzlerinde güller açtıran kartlar yollayalım onlara, mektuplar yazalım.
Ancak bir not bırakmak istiyorum. İçerideki kadınların neredeyse tamamı erkekler yüzünden orada oldukları için (koca, sevgili, baba, abi, kardeş ya da herhangi bir erkek) erkeklerden gelen mektupları tercihen görmek istemiyorlar. Haksızlar mı?
Kadınların yolladıkları her şey onlar için dışarısıyla güzel bir temas. Hayvanlarının, doğanın, dağların, ovaların, ağaçların, çocuklarının fotolarını yollayanların postaları geldiğinde inanılmaz mutlu oluyorlar. Belki küçük ama onlar için büyük armağanlar bunlar.
Ben benim bildiğim, ziyaretine gittiğim, tanıdığım kadınların yazışma adreslerini bırakıyorum buraya.
Namme Öztürk: Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi Bakırköy/İSTANBUL
Gurbet Çetinkaya: Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi Bakırköy/İSTANBUL
Aylin Işık: Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi Bakırköy/İSTANBUL
Emine Akgöl: Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi Bakırköy/İSTANBUL
Nevin Yıldırım: Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi Döşemealtı/ANTALYA