Newroz bir umut gerçekleşmesidir. Tarihsel verilere göre 300 yıllık uzun bir direniş sonucu, M.Ö. 21 Mart 612 günü Asur’un başkenti Ninova’nın düşmesiyle zafere ulaşır. Bugün yeniden doğuş, yenilenme, diriliş ve direniş anlamına gelen Newroz diye adlandırılır. Yani yeni gün, yeniden doğuş anlamında Newroz.
O gün bu gündür her yıl Newroz coşkuyla kutlanır. Kürt’ün Yukarı Mezopotamya’da yurt tutma ve merkezi koordinasyona ulaşması bu üç yüz yıllık mücadele ve direniş sonucu gerçekleşmiştir. Kuşkusuz öncesi de vardır. Neolitik Devrim çekirdek toplumlarındandır; Kürtler. Varoluşları, varlıkları on binlerce yıl geriye kadar uzanıyor; ancak toplumsal kaynaşma, toplumsal karakter özelliklerinin kesinleşmesi bu 300 yıllık mücadele ve direniş sonucu tam kesinlik kazanmıştır. Kürt kimliği bütün yönleriyle kalıcı hale gelmiştir. Daha sonraları binlerce yıllık saldırı, istila ve sömürgecilik pratiklerine rağmen Kürt varlığının günümüze ulaşmasında Newroz kimliğinin oluşum ve değişim halinin belirleyiciliği altında cereyan edecektir. Buradan bakıldığında Newroz’un tarihselliği, bağlayıcılığı ve milat oluşu daha kolay anlaşılmaktadır. Kürt zihinsel yapısında; davranış ve refleksinde dışa vurumu olduğundan Kürt’ün tanımı olmaktadır, aynı zamanda. Kürt’ü tanımak Newroz’un anlam ve içeriğini bilmek ve bilince çıkarmaktır.
Kürt halkı Newroz halkıdır. Günümüz özgürlük dirilişi ve direnişi Newroz’un tarihsel akışının güncelde açığa çıkması ve akışı olmaktadır. Özünde bütün saldırılar bu akışı kırma, etkisizleştirme ve Kürt’ü iradesiz bırakma olmaktadır. Başarabilirler mi, buna olanakları var mıdır? 2634 yıldır sayısız defa bunu denediler ve her seferinde de başarısız oldular. Zira Kürt kimliği tarihin çok derinlerinde oluşan, vatanlarına kapsamlı ve derinlikli kök salmış bir kimlik olmaktadır.
Saldırganlar konar göçerlerdir, yani eğreti ve köksüzdürler; devlet gücü ve tekniklerine güvenmektedirler. Yoğun teknik köklü kimliğin irade ve özgürlük istencini yok edemez; ancak kısmen örseleyebilir, bu da geçici olmanın ötesinde bir sonuç yaratmaz. Ardında daha güçlü çıkış yapmanın deney ve tecrübesi kazanıldığından akışı yüksek olur. Tarihin bilgisi bunu söylüyor.
Newroz dünya, bölge ve ülkemizin çok çalkantılı; inişli ve çıkışlı bir zamanında kutlanacaktır. Sadece kutlama yapılmayacak; halklarla buluşma, demokratik ve özgür bir yaşamı gerçekleştirmesi de olmaktadır.
3. Dünya Savaşı yayılarak sürüyor. Küresel ve bölgesel hegemon güçler karşılıklı birbirlerini sınıyorlar; güçlerini test ediyorlar. En son Ukrayna’daki saldırı ve işgal bunun çarpıcı sonucudur. Arada kalan da Ukrayna halkı olmaktadır. Ortadoğu zaten otuz yıldır bu savaşın içinde ve acı sonuçları ortadadır. Milyonlar öldürüldü, yine milyonlar sürgüne zorlanarak mültecileştirildi. Yine Afrika halklarının yaşadıkları da ortada; sadece fazla gündemleşemiyorlar. Çünkü Afrika toplumları kapitalist modernist güçler tarafından geri ve barbarlar olarak etiketlenmiş; bu algı sonucu oradaki savaş acıları ve travmaları en az görünür kılınabiliyor.
Hegemonik savaşlar dünyanın her yerinde sürdürülüyor. Halklar da buna hayır demeye başladı; geçen her gün bilinçleniyor, birleşiyor ve özgürlük akışına katılıyorlar. Merkezi kapitalist uygarlık, onun yeni hegemonya arayış ve saldırılarına karşı tek özgürlük seçeneği demokratik uygarlık güçlerinin küresel çapta birleşmesinden geçmektedir. Demokratik modernite güçlerinin kalkışa yönelimi özgürlük çağrısı olmaktadır. Bunun odağında da kadın özgürlük bilincinin uyanışı ve kendisini eylemsel kılması olmaktadır. 8 Mart etkinlikleri gidişatın doğrultusunu bir daha ortaya koydu. Dünyanın her yerinde kadınlar alanlara aktı; Susmuyoruz, İtaat Etmiyoruz, Jin Jiyan Azadi! diye haykırarak erkek devlete isyanlarını dile getirdiler.
8 Mart ruhu bu sefer de Newroz’da yankılanacaktır. Bundan kuşku duyulmamalıdır; bu bir gerçektir ve gerçekleşecektir. Milyonlar Newroz alanlarında buluşacak; halkların demokrasi ve özgürlük yürüyüşünün çıtasını yükseltecek; Newroz ruhunu tazeleyecek ve özgürlük şafağının sökün ettiğini müjdeleyecektir. 2022 Newroz’unu daha anlamlı kılmak için her özgürlükçü bireyin Newroz ruhuyla alanlara akması insani ve tarihi bir görev olmaktadır. Haydi Newroza!