Güven’in Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması için başlattığı açlık grevine dünya kadınları ses veriyor. İrlandalı Anderson, Güven’i evinde ziyaret etti. Tabkalı kadınlar ise Güven’in direnişine destek mektubu yayınladı
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi direnişi 105. gününe girerken Güven ile dayanışma eylemleri ve ziyaretleri her geçen gün artarak devam ediyor. Güven’in ardından birçok cezaevinden yüzlerce tutuklunun aynı taleplerle başlattığı açlık grevi eylemi 67. gününde. Hewler’de açlık grevine devam eden Nasır Yağız’ın direnişi 92., Strasbourg’ta siyasetçi ve gazeteciler ise 66. gününde. Yine aynı taleplerle Birleşik Krallık, Galler bölgesinde açlık grevine başlayan İmam Şiş’in eylemi 66., Maxmur’da açlık grevine başlayan Fadile Tok’un eylemi ise 32. gününde.
Anderson’dan ziyaret
Leyla Güven, 8 Kasım 2018’de tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde başlattığı açlık grevine, 25 Ocak’ta tahliye edildikten sonra Diyarbakır Bağlar ilçesinde bulunan evinde devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Barış Heyeti’nin ziyareti ardından dün de 13 yılını cezaevinde geçiren İrlandalı Avrupa Parlamentosu Milletvekili Martina Anderson, Güven’i evinde ziyaret etti. Yine Tabkalı kadınlar da Güven’e yazdıkları mektupla destek verdi. Anderson’a HDP Dış İlişkiler Eşsözcüsü Feleknas Uca da eşlik etti. Anderson, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, Güven’in kızı Sabiha Temizkan ve TJA aktivistleri tarafından karşılandı. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından Anderson, Leyla Güven’in fotoğrafının bulunduğu sticker ile fotoğraf çekerek kentten ayrıldı.
‘İzinde olacağız’
Güven’e dayanışma mektubu yazan Tabkalı kadınlar, mektubu Tabka Kadın Akademisi binası önünde basın açıklaması şeklinde iletti. Mektubu okuyan Tiwêhiniyê Kampı Kadın Yönetimi Üyesi Fatime El-Hemdo, Güven’in direnişini selamladı. Güven’in direniş sembolü olduğunu belirten kadınlar, açlık grevi direnişini sahiplendiklerini belirtti. Mektupta şu ifadeler yer aldı: “Senin direnişinin çığlığı, Filistin, Suriye ve tüm dünya kadınlarının çığlığıdır. Bu direnişi ne göz görmüş ne de kulaklar duymuştur. Direnişin ve eylemin tüm dünya kadınları üzerinde etkide bulunmuş, direnişin yalnızca silah kaldırmak olmadığını, özgürlük isteyen bir kadının nasıl direnebileceğini göstermiştir. Tabkalı kadınlar olarak senin mücadelenin izinde olacak, tüm kadınları özgürleştirmek için mücadeleye devam edeceğiz. Direnişinle beraber biz de sonuna kadar mücadele edeceğimizin sözünü yineliyoruz.” Mektup okunduktan sonra e-mail olarak Leyla Güven’e gönderildi.
Hukuk herkese eşit olmalıdır
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishane Komisyonu, açlık grevlerinde yaklaşan tehlikeye dikkat çekmek ve son durumu kamuoyuyla paylaşmak amacıyla İstanbul Taksim’de bulunan binalarında basın toplantısı düzenledi. Cezaevlerinde 321 tutsağın süresiz- dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu ifade eden İHD Hapishaneler Komisyonu Üyesi Zeynep Ceren Boztoprak yaptı. 2000 yılındaki açlık grevlerinde çok sayıda can kaybının yaşandığını hatırlatan Boztoprak, açlık grevlerine yol açan koşulların ağırlığı, açlık grevi yapanların ölümü göze almalarına sebep olduğunu ifade etti. Boztoprak, “Siyaset, medya, hukuk kurumları ve kamuoyu üzerinde etkisi olan bütün kişi ve kuruluşlar, yurttaşların ölümü göze almalarına yol açan ağır hak ihlallerine karşı hukuk ve demokrasiye inancın doğal bir gereği olarak ses verme borcu altındadırlar. Yaşanan ağır hak ihlalleri karşısında Meclis’te temsil edilen veya Meclis dışındaki diğer siyasi partilerin de daha fazla ses çıkarması gerektiği bir dönemdeyiz. Benzer şekilde, medya kuruluşlarının da ağırlıklı olarak meseleyi sessizce geçiştirmeye eğilimli olduğunu üzülerek gözlemlemekteyiz” ifadelerini kullandı.
‘Kanun uygulanmalıdır’
Cezaevlerine ilişkin mahpus haklarını ihlal eder nitelikteki uygulamaların çözümünde önemli bir işleve sahip baroların daha aktif olması gerektiğini belirten Boztoprak, son olarak şunları söyledi: “Abdullah Öcalan’ın 27 Temmuz 2011’den bu yana herhangi bir avukat görüşü gerçekleştirmediği bilinmektedir. Hukuk, kişilerin siyasal durumuna ya da kişilere karşı duygusal sebeplere göre değişim göstermez. Süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde olanların tecrit uygulamasına karşı dile getirdikleri talep ilgili kanunun uygulanmasıdır. İlgili kamu otoritelerine herhangi bir can kaybı veya kalıcı sağlık problemlerine yol açılmadan bir an önce sonlandırılması için hukuka uygun hareket etme çağrısı yapıyoruz.”
‘Hekim kontrolü sıkıntısı var’
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ekmez, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Anadolu Şube Başkanı Erdal Güzel ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe’den oluşan Açlık Grevi İzleme Heyeti, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde bulunan tutukluları ziyaret etti. Heyet polis engeline rağmen cezaevi önünde yaptığı açıklamada İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “Mahpuslar, Bakırköy’deki açlık grevlerine ilişkin cezaevi idaresinin yaklaşımının genel olarak olumsuz olmadığını, kabul edilebilir sınırlarda bir yaklaşımın söz konusu olduğunu söylediler. Günlük olarak hekim kontrolünün yapılmadığı konusunda bir sıkıntıları vardı. Özellikle Esma Başkale’nin, yüksek tansiyon ve aşırı kilo kaybıyla devam eden bir süreç yaşadığını öğrendik. Buna ilişkin tıbbı olarak bazı önlemlerin alınması lazım; ancak bu konuda cezaevi hekimliğiyle görüşme gerçekleştirilemediği için nasıl bir önlem alındığı konusunda bir bilgi sahibi olamadık” ifadelerini kullandı. Açlık Grevleri İzleme Heyeti olarak açlık grevlerinin sürdüğü Marmara Bölgesi’ndeki tüm cezaevlerini ziyaret edeceklerini dile getiren Yoleri, bu cezaevlerinde hem hekimlerle hem idareyle ve eylemi sürdürenlerle görüşeceklerini ve sorunların çözümlerine katkıda bulunacaklarını söyledi.
HABER MERKEZİ