4-6 yaş öğrencilerine Kur’an Kursu ve bu çocuklara din eğitimi verilmesi protokolü Samsun’da imzalanmasına Eğitim ve bilim emekçileri sendikasından tepki geldi
Samsun – Millî Eğitim Bakanlığını kimin yönettiği ve politikaların kimler tarafından belirlendiği noktasında ciddi kaygılar taşıdıklarını açıklayan Eğitim sen Samsun şube başkanı Arzu Topaloğlu, Milli eğitim bakanlığı ile yandaş Eğitim bir sen sendikası arasında anaokullarında 4-6 yaş öğrencilerine Kur’an Kursu ve bu çocuklara din eğitimi verilmesi protokolü imzalandığını söyledi.
Dini eğitim protokolü Samsun’da yapıldı
Millî Eğitim Bakanlığı ile yandaş Eğitim bir sen sendikası arasında 4-6 yaş öğrencilerine Kur’an Kursu ve bu çocuklara din eğitimi verilmesi protokolle Eğitim sen Samsun şubesi tepki gösterdi.
Çok büyük ihtimalle Eğitim Bir Sen’in talebi ile 7 yıl aradan sonra toplanan Milli Eğitim Şura’sında alınan bir karar ile anaokullarında 4-6 yaş öğrencilerine Kur’an Kursu ve bu çocuklara din eğitimi verilmesi karar altına alınmasına Samsun Eğitim sen şube başkanı Arzu Topaloğlu tepki gösterdi.
Topaloğlu, Alınan bu kararın tüm il müftülükleri ve Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından hayata geçirildiğini ve bu protokolün Samsun’da da yapıldığını söyledi.
Cemaat, tarikat ve yandaş sendikanın MEB’e müdahil olması kabul edilemez olduğunu dile getiren Eğitim ve bilim emekçileri sendikası (Eğitim Sen) Samsun şube başkanı Arzu Topaloğlu. 4-6 yaş çocuklarına verilecek ve herhangi bir pedagojik temele dayandırılmayan dini eğitimin en önemli sakıncası, çocuklara sürekli olarak korkunun öğretilmesi olduğunu dile getiren Topaloğlu açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
‘İl Müftülüklerinin sürece müdahil olmasına gerek yok’
“Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki, anaokulu öğretmenlerimiz milli manevi ahlaki, insani ve kültürel değerleri öğrencilerine aktaracak yeterliliklere kesinlikle sahiplerdir. Bunun için il müftülüğünün sürece müdahil olmasına gerek yoktur. Bu konuda ısrarcı olunmasını iyi niyetle bağdaştırmamız söz konusu değildir. Bu dönemde okul idarelerinin seçmeli dersler noktasında öğrencilere zorunlu olarak din ağırlıklı derslerin seçtirilmesi için çaba sarf ettiklerini de ayrıca not etmekteyiz.”
‘Dini eğitimin sakıncası çocuklara sürekli olarak korkunun öğretilmesidir’
Çocukların korkutularak eğitilemeyeceğini vurgulayan Topaloğlu ; “4-6 yaş çocuklarına verilecek ve herhangi bir pedagojik temele dayandırılmayan dini eğitimin en önemli sakıncası, çocuklara sürekli olarak korkunun öğretilmesidir. Bir davranışa yönelmek ya da başka bir davranıştan kaçınmak için dinde en önemli referans korkudur. En çok da günahtan korkmak öğretilir. Oysa çocukluk döneminde çocuğun hatalar yapması, kendi doğrularını oluşturmadan önce içinden gelen her türlü sese kulak vererek kendi kendine vicdan ve sosyal yargı geliştirmesi çok önemlidir.
Müftülükler bu eğitimleri çok arzuluyorlarsa tarikat ve cemaatlere verebilirler. Son dönemlerde yaşananlar bu kesimlerin bahsedilen eğitimlere daha çok ihtiyaçları olduğunu göstermektedir.”
Devletin eğitim sorumluluğunu cemaat, vakıf ve tarikatlara devrettiler
İktidarın, mahkemelerin iptal etmesine rağmen ısrarla devletin eğitim sorumluluğunu bu vakıf ve derneklere (Ensar, Tügva, İHH vb.) devretmeye çalışan bir tutum içinde olduğunu dile getiren Topaloğlu, Eğitim Sen Samsun Şubesi olarak eğitimin, siyasi iktidarın arka bahçesi haline getirecek her türlü müdahalenin karşısında duracağını , eğitimin bilimsel laik ve demokratik yapısına her süreçte sahip çıkacaklarını , ilgili yönetmeliğe uygun davranmayan yetkilileri uyardıklarını , öğrenci ve velilerin haklarının her süreçte takipçisi olacaklarının altını çizdi.
Gençağa Karafazlı