Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne tek dillilik politikasının uygulandığını belirten Dilbilimci Necmiye Alpay, asimilasyon politikalarının güncelleştirildiğine dikkat çekerek, ”Barış, dillerin eşit statüde muamele görmesine dayalı bir dil politika ile mümkün olur” dedi.
Kürt dili, Türkiye’de yıllardır yasaklar ve asimilasyon politikalarıyla boğuşurken, Dilbilimci Necmiye Alpay, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne uygulanmakta olan dil politikasının dilsel homojenleştirmeyi hedefleyen ve asimilasyonist bir niteliğe sahip olan tek dillilik politikası olduğunu vurguladı. Asimilasyon politikalarının güncelleştirildiğine dönük bir manzara ile karşı karşıya olduklarını kaydeden Alpay, “Bu dil politikası devletin seçmiş olduğu dilin dışındaki dillerin kamusal hayattan çıkarılmasına ve yok olmasına neden olmaktadır” dedi. İnsanın en temel unsurlarından birini oluşturan dilin temel olarak iletişimsel ve kimliksel iki işlevi bulunduğunu belirten Alpay, bir dilin doğal gelişmesini engellemek maksadıyla baskıcı tedbirlerin dayatılmasını çözüm olmadığını ifade etti.
‘Kürtlerin dillerine sahip çıkma iradesini gördüm’
Kürtçenin asimilasyona karşı çok direnç gösterdiğini vurgulayan Alpay, Kürtlerin tüm taleplerine rağmen kültürel çabalar ve dili yaşatma gayretlerinin terörize edildiğini söyledi. Alpay, “Kürtçe konuşan Kürt halkının diline sahip çıkma iradesini gördüm. Bu irade asimilasyoncu politikaların haksızlıklarına karşı bir hak talebi ve var olma mücadelesi olarak ortaya çıkmıştır” dedi.
‘Korku imparatorluğu kuruldu’
Anadilini konuşmanın ve geliştirmenin çok doğal bir hak olduğunu sözlerine ekleyen Alpay, şunları kaydetti: “Kürtçeyi öğrenme ve öğretmek terör ile suçlanıyorsa orada barıştan daha fazla uzaklaşılır. Dil kurslarının kapatılması, kitapların yasaklanarak toplatılmasının savunulabilir tarafı yok. Dil özgürlüğü sağlanmazsa, demokratik hak ve özgürlükler tanınmadığı sürece herkesi öfkeye yönlendirmeye neden oluyorsunuz. Müthiş bir korku imparatorluğu kuruldu. Kürtler olağan şüpheli durumunda. Bir halk şüpheli durumda, düşünebiliyor musunuz?”
Gittikçe saldırganlaşan politika
Anadillerin desteklendiği oranda yaşayabileceğini belirten Alpay, bu anlamda kültürleri bastırmanın, dilleri yasaklamanın, asimile etmenin bir utanç olduğunu dile getirdi. Alpay, iktidarın anadillere saygı göstermek ve kültürleri yaşatmak için olanak sağlamak yerine baskı yaptığını ve gitgide saldırganlaşan bir politika izlediğini vurguladı.
Yerel seçimler ve dil
Mart ayında yapılacak yerel seçimlerin Kürtçe için ayrı bir önemi olduğu değerlendirmesinde bulunan Alpay, “Önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçimlerin dil konusunda önemi iyi anlatılmalı. Çünkü eğitim ve dil çalışmaları konusunda yerel yönetimlere de önemli işler düşüyor. Bizde bu ‘terör’ kavramı meselesi sorunlu bir kavramdır. Dilin üzerinde de uygulanan ‘yasaklar terörü’ var. Demokratik partiler, belediyeler üzerinde uygulanan ‘devlet terörü’ de var. Daha peşin peşin ‘kayyum atarım’ diyorlar. Tek bir kanıtın olmadan yüz binlerce oy alarak seçilmiş o kadar insanı hapse atıyorsan demokrasiyi iptal ediyorsun demektir” dedi.
Barış için yeni dil politikası
Her şeye barış açısından baktığını vurgulayan Alpay, barış için en büyük adımın, Kürtçenin tüm özel ve kamusal alanlarda serbestçe kullanılması ve dillerin eşit statüde muamele görmesine dayalı bir dil politikası ile mümkün olabileceğini söyledi.
Kaynak: MA/Lezgin Akdeniz