ABD’nin yaptırımlarına ilişkin bir yazı yayınlayan Alman Die Welt gazetesi, liranın değer kaybına dikkat çekerek, devletin iflas edebileceğini yazdı
Alman Die Welt gazetesi, Trump’ın Türkiye’ye dair yaptırımlarına ilişkin bir yazı yayınladı. Gazete, Trump yönetiminin Türkiye dair yaptırım açıklamalarının hemen ardından gelen iki bakanın mal varlıklarına el konulması kararına dair, “Aslında açıklanan yaptırımların ekonomik açıdan anlamı yok, ama büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğunun sinyalini veriyor” yorumunda bulundu. Gazete, “Cumhurbaşkanı Erdoğan taviz vermez ve ek yaptırımlar yürürlüğe girerse sonuçları daha vahim olur ve devletin iflasına kadar varabilir” yorumunda bulundu. Die Welt, Türkiye’nin geçen yıl Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan 1.8 milyar dolarlık bir kredi miktarıyla en çok borç alan ülke olduğunu, Türkiye’nin uluslararası mali kuruluşlardan borç almasının engellenmesine dönük yaptırım tasarının ABD Senatosu’na sunulduğunu ve bunun kabul edilmesi durumunda Türkiye’ye ağır darbe olacağı yorumunda bulundu.
Balon patlayabilir
Gazete, mevcut durumdaki liranın değer kaybını “kredi balonu” tanımıyla şöyle yorumladı: “Nedeni, başarısız darbe girişiminden sonra, hükümet ve Merkez Bankası’nın durgunluğu önlemek için ekonomiye yoğun şekilde para dökmesi. Bu sayede krizin önlenmesinin ardından teşvik önlemleri geri çekilmedi. Ekonomik büyüme oranı yüzde 7’yi geçti, ama aynı zamanda kredi balonu oluştu ve enflasyon gemi azıya aldı. Halihazırda resmi kurumlar bile böyle bir sorunun olduğu kabul ediyor.” Alman gazete yorumlarını iflas hatırlatmasıyla şu şekilde sonlandırdı: “Türkiye’nin bu en zayıf, en savunmasız noktasını ABD yönetimi kasten bariz şekilde kullanıyor. Senato’daki yaptırımlar kabul edilirse, tam da ülkeye yabancı sermaye akışını hedef alacak. Bu akış durursa Sören Hettler’in öngörüsüne göre basit şekilde liranın değer kaybıyla sınırlı kalmaz, ödemeler dengesi krizi riski artar. O zaman iflaslara ve ödemelerin yapılamaması noktasına gelinir ki devlet de kendisini bu durumda bulabilir, bankalar türbülansa girer ve insanlar birikimlerini kaybedebilir.”
‘Döviz’ çağrısı işe yarar mı?
Erdoğan’ın “döviz bozdurun” çağrısını DW Türkçe’ye değerlendiren uzmanlara göre, tarihi seviyelere yükselen dolar kurunu indirmek için tutarlı bir makroekonomik program gerekiyor. Bilkent Üniversitesiİktisadi,İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan, “Günde 4,5 trilyon dolarlık işlem hacmi olan uluslararası döviz piyasasına, hane halkının bozdurduğu dövizlerle müdahale edilebileceğini düşünmek iktisat bilimine aykırı” derken, Ekonomist Mustafa Sönmez ise, Erdoğan’ın çağrısının piyasalarda karşılık bulmadığına işaret ediyor. “Halkın döviz bozdurması işe yarar mı” diye düşünmeden önce, “Bakalım halk dövizini bozdurur mu?” diye sormak gerektiğinin altını çizen Sönmez, “Bu çağrı hoş bir seda olarak kalır. Nitekim, Erdoğan’ın çağrısından sonra döviz kurunda aşağı bir seyir de olmadı” diyor.
Şimdi de vergi yaptırımı
ABD ile Türkiye arasındaki Pastör Brunson krizi sürerken, ekonomi alanında da gerilim kapıda. ABD Ticaret Bakanlığı, Türkiye’ye giren Amerikan ürünlerine vergi getirilmesi sonrası, özel bir program kapsamında ABD’ye gümrük vergisiz giren 1.66 milyar dolarlık ürünü incelemeye aldı. ABD’de Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GSP) olarak bilinen ve gelişmiş ülkelerin, gelişme yolundaki ülkelere tek taraflı imtiyaz vererek dünya ticaretinden aldıkları payın artırılmasını hedefleyen sistem kapsamında, Türkiye’den ABD’ye satılan ürünler incelenecek. Bu program kapsamında, otomotiv yedek parçaları, mücevher ve doğal taş gibi Türk ürünleri ABD’ye vergisiz olarak giriyordu.
EKONOMİ SERVİSİ