İnsanların doğal yaşama ciddi zararlar verdiğini dile getiren Prof. Dr.Ertekin, özellikle bitki çeşitliliğinin her geçen gün azaldığına işaret etti.Ertekin, Dicle Vadisi için de önemli uyarılarda bulundu ve insan elinin buradan çekilmesi gerektiğini vurguladı
İnsan kaynaklı olarak doğada yaşanan değişmeleri Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendiren Dicle Üniversitesi’nden emekli Prof. Dr. A. Selçuk Ertekin, insan faaliyetlerinin doğa üzerinde çok fazla tahribata neden olduğunu belirtti. Diyarbakır özelinde konuşan Ertekin, bu bölgenin bozkırlarla kaplı olduğunu, bozkırların, ekonomik veya sosyal kaygılar nedeniyle tarım alanlarına dönüştürülmesinin bitki üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Ertekin, “İklimdeki doğal değişimler ve insan faaliyetleri de bitki çeşitlerini etkiliyor. Günümüzde artık endemik bitkilere çok rastlayamıyoruz. Rastlasak bile nesillerinin devam edeceğinin garantisini veremiyoruz” diye konuştu
Mimar doğayı tanımıyor
Ertekin, şehirdeki peyzajların mimarlık fakültesi mezunları tarafından yapıldığını, ancak peyzaj mimarlarının daha doğayı tanımadığını söyledi. Gelişmiş ülkelerde kentin ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre bir peyzaj yapıldığına değinen Ertekin, “Yani bir ekolojik yaklaşım sergileniyor. Örneğin çok gürültülü bir yerde bir kent peyzajında gürültüyü kesen ağaçlar ekleniyor. Bu şekilde görüntü kirliliği veya çevre kirliliği bir nebze önlenmiş oluyor. Uygun bitkilerin kullanılması hem kentin ekonomisine hem de halkın ekonomisine katkı sağlar” ifadelerini kullandı.
Dicle Vadisi korunmalı
Doğal ve yaban hayatın korunmasının gerekliliğine dikkat çeken Ertekin, Dicle Vadisi’nin restore edilmesindense, oraya doğal peyzaja en yakın görüntüyü vermenin ve peyzajın tasarımını da yerel ürünlerle desteklemenin en doğrusu olduğunu söyledi. Dışarıdan kuş, yılan, böcek veya ayı gibi canlıların getirtilemeyeceğini vurgulayan Ertekin, bölgenin vejetasyonuna uygun bitkileri, bataklık alanları ve galeri denilen ormanları korumanın en büyük görev olduğunun altını çizdi. Dicle Vadisi’nde insan faaliyetlerinin tümünün kaldırılması gerektiğinin altını çizen Ertekin, uzun yıllar sonucunda bitkilerin buraya adapte olduğunu dile getirdi. Ertekin, “İnsan unsurunun mümkün oldukça en az girebileceği bir yerde, iklim şartları ve diğer koşullardan kaynaklı olarak yöremizde yetişebilen bazı doğal bitkiler, hem ekonomik hem de tarıma ve estetik özelliklere uygun bitkilerin bazıları yenilenebilir ve tıbbi özelliktedir” dedi. Bunların peyzaja kazandırılması gerektiğini belirten Ertekin, bunun kente su, maliyet ve bakım gideri açısından bir kazanım sağlayacağını dile getirdi.
‘İnsan eli değmemeli’
Dicle Vadisi’nin bir nehir sistemi olduğunu ve ekosistemin bileşeni olduğunu hatırlatan Ertekin, bununla oynandığı takdirde başta nehrin kokacağını ve içinde yaşayan canlıların yok olacağını kaydetti. Dicle Vadisi ekosisteminin doğal halinin korunması gerektiğini dile getiren Ertekin, “Yaklaşık 35 balık türü var. Bunların yarısından fazlası bu su sistemine özgü ve endemiktir. Bunun dışında bu nehir çevresinde oluşan su istasyonu birçok canlılar için onarma ve beslenme alanı sağlıyor. Buraya insan elinin değmesini istemiyoruz” dedi.
DİYARBAKIR