Dicle Nehri kenarına kurumu başlanan Çadır Kent’e tepki gösteren ZMO Şube Eşbaşkanı Abdussamed Ucaman, alanın hafriyat alanı olduğunu vurgularken, depremzedeler de olası bir baraj suyu taşkınında kaçacak yerleri olmayacağını belirtiyor
Kurdistan ve Türkiye’de peş peşe yaşanan depremlerin enkazları kaldırılmaya çalışılırken, ölü sayısı her geçen gün artıyor. Hayatta kalan yurttaşlar ise başlarını sokacak bir yer telaşında. Ancak depremde geç kaldığı için tepkilerin hedefinde olan iktidarın depremzedeler için aldığı önlemler de bir o kadar pes dedirten türden.
Amed’de etkili olan depremin ardından Dicle Nehri kıyısında riskli olmasına rağmen 4 bin 200 hanelik “Çadır Kent” inşa ediliyor. Bilim insanları ve depremzedeler ise duruma tepkili.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Eylem Akdağ ve Bazid Evren’e konuşan Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Amed İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Deprem Kriz Masası’nda yer alan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Şube Eşbaşkanı Abdussamed Ucaman, yaşanacak sorunlara dikkati çekti.
Orası hafriyat sahası
Çadır kent inşa edilen alanın tercih edilmesi gereken son alan olması gerektiğini vurgulayan Ucaman, “Çünkü orası tümüyle dolgu malzemesi ve hafriyat sahasıdır. Bu hafriyat sahaları genelde Seyrantepe, Yeni Hal alt geçit dediğimiz bölgelerden, kazılardan getirilmiştir. Bununla birlikte alt yapı için kazılan kazılar içerisinde kanalizasyon kanalları dediğimiz beton kanallar da kırılıp o alana getirilmiştir. Yine yeni yapılan inşaatların toprakları da getirilmiştir. Bu kanalizasyon kanallarında asbest var mı yok mu bunu da değerlendiremiyoruz” uyarısında bulundu.
Alanda alt yapı çalışması yok
Ucaman sözlerine şöyle devam etti:
“DSİ tarafından o bölgelere şu an da tek bir kanalizasyon sistemi yapılmamış. Açıktan veya farklı farklı şekilde milletin orada oluşturduğu kanalizasyon sistemleri var. Düşünün, bu oluşmayan kanalizasyonların döküntüleri Dicle Nehri’ne akacak ve hemen karşı sahilde, sol sahilde olan yapılar. İlkbaharla birlikte bunun oluşturacağı haşaratının referans noktası olarak da yine oradaki villalar gösteriliyor. Oraya ilaçlamanın yapıldığı, çadırlara da yapılacağı ve sıkıntının olmayacağı yönünde değerlendirmeleri var. Villalarla açıkta olan çadırın karşılaştırılması ve referans alınması doğru bir değerlendirme değildir.
Bir projenin ön aşaması olabilir
“O bölgeyi imara açmakla yeni bir şey mi planlanıyor? Oraya dünya kadar alt yapı oluşturuldu. Elektrik nakliyatlarından tutalım dünya kadar yeni düzenlemeler oluşturuldu. Daha önceden de böyle girişimler oldu ve biz TMMOB olarak karşı çıkmıştık. Hafriyat yönetmeliğine göre o alanlarda sadece mesire alanı olabileceği bunun dışında herhangi bir şey olamayacağıyla ilgili değerlendirmeler var. Şu anda bu vasfının olmadığını görüyoruz, hemen nehrin kenarında nehir koruma, kıyı koruma şeridi nerede? Belli ki bir şeylerin ön aşamasıdır. Mesire ve ağaçlandırma alanları için karşı çıkmıyoruz, o alanlarda ağaçlandırma yapılabilir zaten hafriyat yönetmeliğinde mevcuttur. Ancak biz o bölgelerde imara açılmayla ilgili durum söz konusu olduğu zaman kabul etmeyeceğiz.”
Baraj patlasa nasıl kurtulacağız?
Depremzedeler için Peyas (Kayapınar) ilçesi Kent Meydanı’nda kurulan çadırlarda kalan depremzedeler de duruma tepkili.
Ağır hasarlı olduğu için evine dönemediğini belirten depremzedelerden Hediye Gezer, Dicle Nehri kıyısında kurulan Çadır Kent’in tehlikelerine dikkati çekerek, “Eşim 3 yıldır tekerlekli sandalyede ve şeker hastalığından dolayı ayağı kesildi. Dostlarımız bize bir daire aldı o da gitti. Şimdi açıkta kaldık. 2 çocuğum ve eşimle beraber çadırda kalıyoruz. Şimdi de bize buradan, Silvan yolundaki çadır kente götürecekler. Orada baraj kapağı patlasa nasıl kurtulacağız?” diye belirtti.
Nehir kıyısında hangi mantıkla çadır kurulduğunu soran depremzede İkram Kaçer de, “Depremde ölmedik ama orada öleceğiz. Baraj patlasa bütün halk kökten ölecek, kimse kalmaz. Kim gider ki oraya? Depremden ölmedik, bizi oraya götürüp selle, suyla öldürecekler. Amed’te başka yer mi kalmadı? Bu soğukta kim oraya gider, bu aklı onlara kim vermiş? Parkta yatarım oraya gitmem” diyerek tepki gösterdi.
Bir şey olursa sorumlusu AFAD
Riha’dan (Urfa) Amed’e gelen depremzede Bediha Bayırhan da, nehir yatağındaki çadırlara gitmek istemediğini vurgulayarak, ekledi: “Oraya gitsem arabam yok, yabancıyım nasıl kaçacağım bir şey olsa. Orada çocuklara bir şey olursa sorumlusu AFAD’dır” dedi. 18 gündür hala barınma sorunun yaşandığını dile getiren Azize Kurt da, “3 bin çadırı dizmişler oraya. Hastalık var diye düşünmüyorlar mı? Gitmek istemiyoruz. 3 gecedir bankta yatıyorum bir battaniye dahi verilmiş değil. Vali, kaymakam, cumhurbaşkanı kim gelmişse yüzünü bile görmedik. Onlara yaklaşmamıza dahi izin verilmedi” dedi.
AMED