Bugün Dersim Katliamı kararının alındığı gün. Dersim halkı, devletin tertele ile yüzleşmesini istiyor. DAD Eşbaşkanı Güneş, ‘Yüzleşme sağlanmadığı sürece beka sorunu olacak. Toplumsal rızalığı bina etmemiz gerekiyor’ dedi
Bugün 1937’de Dersim Katliamı’nın uygulama kararının alınmasının yıldönümü. Dersim’e, çıktığı ileri sürülen isyanı bastırma gerekçesiyle askeri hareket başlatıldı. Bu karar, Bakanlar Kurulu tarafından 4 Mayıs 1937’de “Dersim Tenkil Kararları” adıyla çıkarılan özel bir kararname ile hayata geçirildi. Kararla birlikte Dersim’de on binlerce yurttaş yaşamını yitirdi ve yine onbinlerce kişi göç etmek zorunda kaldı. Aynı zamanda katliamın gerçekleşirken özellikle kız çocukları ailelerinden zorla alınıp, askerlere verildi. Bir asırdır inkar edilen katliam, 2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dersim olayları ile ilgili Devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ben dilerim” sözleri ile resmi ağızdan kabul edilmiş oldu. Ancak siyaseten dilenmiş bu özrün gerekleri yerine getirilmedi. Üzerinden 83 yıl geçen katliamın aydınlatılması ve yüzleşilmesi için hala tek bir adım atılmadı.
Geçmişle yüzleşilmeli
Demokratik Aleviler Derneği (DAD) Eş Genel Başkanı Selda Güneş, Dersim Katliamı’nın silinmeyen izleri ve talepleri haykırmaya devam edeceklerini söyledi. Katliamda hayatını kaybedenleri anmak ve devlete yüzleşme çağrısında bulunmak üzere bu yılda bugün alanlarda olacaklarını vurgulayan Güneş, toplumsal barışı inşa etmek için mutlak anlamda geçmişle yüzleşmek gerektiğini, yüzleşilmesi gereken olaylardan birinin de Dersim Katliamı olduğunu söyledi. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Türkleştirme ve sunnileştirme politikasının hakim kılınmaya çalışıldığını belirten Güneş, “Dersim coğrafyası da Kürt Alevilerinin yaşadığı bir coğrafyadır. Dersim Katliamı özel çıkarılan kanunlarla yapıldı. 1921’te önce Koçgiri ardından Dersim Katliamı gerçekleştirildi. Vaktinde Ermeni Katliamı ile yüzleşilmiş olunsaydı, ardından ne Koçgiri ne de Dersim ve ondan sonraki katliamlar yaşanmış olacaktı” dedi.
Talepler karşılansın
“Artık barışmamız gerekiyor” diye konuşan Güneş, barışmadan önce ise devletin katliamdan geçirdiği halklarla yüzleşmesi gerektiğini kaydetti. Devletin yaptığı tüm katliamlarla yüzleşmesi gerektiğine vurgu yapan Güneş, “Yüzleşme sağlanmadığı sürece beka sorunu olacak. Toplumsal rızalığı bina etmemiz gerekiyor. Süren açlık grevi eylemleri de bundan bağımsız değil. Hak mücadeleleri can vererek alınmamalı. Eğer biz bunların önüne geçebilirsek, canlarımızın daha fazla bedel vermesine gerek kalmayacak” diye kaydetti. Kendisini tanrının yerine koyan tüm iktidarların geçmişten bugüne kendilerini var etmeye çalıştığını, bu zihniyetlere karşı ise halkların her zaman direnç gösterdiğini söyleyen Güneş, “O nedenle Leyla Güven ve açlık grevinde olan tüm tutukluların talebi talebimizdir” diye belirtti.
Ölüm kader değil
Bu talebin bir an önce karşılanması gerektiğini kaydeden Güneş, “Daha da önemli bir şey talep ediyoruz. Toplumsal rızalığı talep ediyoruz. Ölüm bizlerin kaderi değil. Hakkın verdiği nefesi hakka teslim ederiz. Bir başkasının canımızı almaya izin vermemeliyiz” dedi. Son olarak Güneş, bunu sağlamak için de herkesi 4 Mayıs’ta katliamı lanetlemek ve açlık grevlerine ses vermek üzere alanlara davet etti.
Karar protesto edilecek
Aradan geçen zamanın yaşadıkları, dinledikleri acıları silemediği Dersim halkı, her yıl olduğu gibi bu yılda “Dersim Tertelesini Anma Günü” olarak kabul ettikleri 4 Mayıs’ta kentte ve diğer birçok merkezde anma etkinlikleri gerçekleştirilecek. Dersim’deki anma programı, bugün saat 11.00’de katliamın yapıldığı noktalardan biri olan Marçik bölgesine gidilip, hayatını kaybedenler için burada çerağlar yakılması ile başlayacak. Ardından siyasi parti ve STK’ler saat 13.00’de Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleştirilecek ortak basın açıklaması ile arşivlerin açılması ve katliamla yüzleşme çağrısı yapılacak. Aynı günün akşamında ise, saatler 19:38’i gösterdiğinde Seyit Rıza Meydan’ında bu kez çerağlar yakılarak yaşamını yitirenler anılacak.
Saat 19.38’de mumlar yakılacak
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) ve Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF), Dersim 38 anmalarına çağrı yaptı. Açıklamada, “Arşivler Açılsın Dersim ismi iade edilsin, Dersim halkından özür dilensin” ifadeleri yer aldı. Örgütlü oldukları tüm kentlerde anma etkinliği düzenleyeceklerini açıklayan DEDEF ve ADEF, İstanbul Kadıköy Rıhtımı’nda 19.38’de yapılacak anmaya için tüm yurttaşlara katılım çağrısında bulundu.
1937-38’de ne oldu?
Osmanlı Devleti döneminde yaşanan benzerleri gibi mirasçısı Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak geçen olaylardan biri, Dersim Katliamı (1937-38) oldu. Irka dayalı bir ulus devlet inşa etmek amacıyla ilk adımı “Şark Islahat Planı” (1925) ile atılan tektipleştirme politikasının uzandığı merkezlerden biri Kürt Kızılbaş nüfusun yaşadığı Dersim oldu. Kurulan yeni cumhuriyet için “çıban” olarak görülen Dersim’e, çıktığı ileri sürülen isyanı bastırma gerekçesiyle askeri harekat başlatıldı. Bu karar, Bakanlar Kurulu tarafından 4 Mayıs 1937’de “Dersim Tenkil Kararları” adıyla çıkarılan özel bir kararname ile hayata geçirildi. Bu kararla birlikte Dersim’de tarihte eşine az rastlanır bir katliam gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen harekat sonucu devletin resmi kayıtlarına göre, 1937’de bin 737 kişi, 1938’de ise 6 bin 868 kişi öldü. Sözkonusu bu resmi verilerde özellikle çocuk ölümlerindeki büyük bir artış dikkat çekiciydi. Resmi olmayan gerçekler ise en az 70 bin insanın öldürüldüğü, onbinlerce insan sürgün edildiği, kız çocuklarının ailelerinden alınıp, askerlere verildiğini söylüyordu.
Semra Turan/Dersim-MA