PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine 1999’da Türkiye’ye gelen Birinci Barış Grubu üyesi Seydi Fırat, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla barış mücadelesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kürt siyaseti açısından barışın önemine dikkat çeken Fırat, “Kürt siyaseti, barışçıl demokratik temelde çözüm üzerinden bir strateji geliştirdi. Bu stratejiyi de uygulamak için elinden ne geldiyse onu yaptı. Ateşkes süreçlerini geliştirdi. Yine bu konuda Kürt sorununun barışçıl demokratik temelde çözümü için düşünsel ve pratiksel düzeyde yaklaşım ortaya koydu. Ancak bu girişimlerin çoğu akamete uğradı” dedi. Kürtlerin barış arayışları ve çabalarına devlet tarafından yeterince cevap verilmediğini söyleyen Fırat, yine devletin Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümüne ilişkin samimi olmayan taktiksel yaklaşımlar geliştirdiğini ifade etti.
‘Kafalarında başka plan var’
Devletin gelinen nokta itibariyle Kürt sorununun barışçıl çözümüne uzak olduğunu belirten Fırat, “Çözümsüzlük politikası günümüzde de devam etmektedir” dedi. Fırat, Kürtlerin barış isteğinin kendilerine olan güvenden kaynaklandığını belirterek, “Devletin barış konusunda her zaman kafasında farklı kurgular olmuştur. Barıştan yana derin bir yaklaşım ortaya koysaydı, ‘bu sorun barış ile çözülmesi gereken bir sorundur’ deseydi, barış olurdu. Zaten dünyada barış süreçleri böyle gelişiyor. Sen eğer muhatabın konusunda başka kurgular kuruyorsan, o zaman demek ki kafanda başka planlar vardır. Orada başka kurgular vardır” şeklinde konuştu.
‘Baskının getirisi yok’
Fırat, 1 Eylül’ün güncel anlamına dair ise şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’nin bugün her zamankinden çok daha fazla barışa ihtiyacı vardır. Barış konusunda herkesin elinden geleni yapması gerekiyor. Sonraki süreçte Türkiye barışçıl bir politika gündemine koymazsa, çok daha kötü, çok daha kritik ve yıkıcı durumlar Türkiye’nin gündeminde ağırlığını koruyacaktır. Şimdi Türkiye şiddet, baskı ve otorite ile hem içeriden hem bölgesel düzeyde kendisini inşa etmek istiyor. Bunun bir getirisi yoktur. Bu sadece yeni çatışmalara, yeni yıkımlara kapı aralıyor.”
ANKARA/MA