Kırklar Dağı’nda Devlet Bahçeli adına orman oluşturma kararına tepki gösteren Ekoloji Derneği üyesi kadınlar, “Hiçbir ekolojist bilimsel yanı olmayan şahıs adına yapılan hatıra ormanı gerçekten trajikomik. Bu şahsın Kürtlere ve Kürt sorununa bakış açısını biliyoruz” dedi
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan ve adına türküler yazılan tarihi Kırklar Dağı’na, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin adına hatıra ormanı oluşturulmak istenmesine yönelik tepkiler sürüyor. “Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı” için Büyükşehir Belediyesi kayyımı Vali Münir Karaloğlu ve Orman İşletme İl Müdürlüğü tarafından 210 dönüm arazi tahsis edildiği belirtiliyor. Ocak ayında bitirilmesi planlanan 210 dönümlük arazi üzerine kurulacak ormana, 10 bin fidanın dikileceği ifade ediliyor. Kararın duyurulmasından sonra siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve halkın tepkileri dinmiyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Eylem Akdağ’a konuşan kentte ekoloji alanında çalışmalar yürüten Ekoloji Derneği üyeleri, oluşturulacak ormana Bahçeli’nin adının verilmesini kabul etmeyeceklerini belirterek, karardan vazgeçilmesini istedi.
Trajikomik
Ekolojist Leyla Çite, Türkiye genelinde pek çok doğa kırımı ve anti ekolojist faaliyetlerin hayata geçirildiğini söyledi. Özelde Diyarbakır’da eko-kırım politikalarıyla çok sayıda insanın mağdur edildiğini ifade eden Çite, “Sur’da çatışmalı süreç yaşandı. Orada bir tarih ve kültür yok edildi. Oranın insanları zaten maddi açıdan gelirleri kötü olan insanlardı. Yıkımlar olunca oradaki insanlar, kapitalist bir şehre göçe mecbur bırakıldılar. Bunun yanında Hevsel Bahçeleri’nde de tarımın tek tipleştirildiğini görüyoruz. Yerli tohumlar bile yok artık. Çiftçiliğin tarımın, tarihin ve kültürün yok edildiği bir yerde ırkçı olduğunu bildiğimiz, ekolojiye duyarsız biri için orman yapılıyor. Siyasiye verilen imara hiçbir şekilde sesini çıkarmayan, hiçbir ekolojist bilimsel yanı olmayan şahıs adına yapılan hatıra ormanı gerçekten trajikomik. Bunu Kürtlere yapılmış bir hakaret olarak algılıyorum. Çünkü bu şahsın Kürtlere ve Kürt sorununa bakış açısını biliyoruz. Bir de kalkıp bir Kürt şehrinde bir orman yapıp bunun ismine Devlet Bahçeli adını vermek Kürtlere alenen yapılan bir saygısızlıktır. Aslında sadece Kürtlere de değil insan olarak eşitlik, adalet, ekolojiye duyarlı bir insansanız bu isim bütün insanlığa bir hakarettir” ifadelerini kullandı.
‘Endişe verici’
Ekolojist Çilem Aydın da son dönemlerde Diyarbakır’da gerçekleştirilen ekolojik tahribatların kendilerini endişelendirdiğini söyledi. Aydın, “Bir yandan betonlaşma hızla artarken yeşil alanların hızla azalması diğer yandan da tarihi alanların yok edilmesi gerçekten bizi huzursuz ediyor. Bütün bunlar devam ederken Suriçi’nde çatışma sonrasında yeniden yapılandırma adı altında kentin öz mimarisinden tamamen uzak, tarihle hiçbir bağlantısı olmayan beton yapıların inşa edilmesi de bizi çok üzüyor” diye kaydetti. Yaz aylarında bölgede çıkarılan orman yangınlarını hatırlatan Aydın, şunları söyledi: “Her yıl yaz aylarında Amed ve çevresindeki yangınlar devlet eliyle çıkartılıyor. Bir yandan ormanlar devlet eliyle yok edilirken, orayı söndürmek için gidenler engellenirken diğer yandan Amed’in tarihi yerlerinden Kırklar Dağı’na Devlet Bahçeli adına orman yapılıyor. Birincisi ormanların hiçbir zaman kimliği olamaz, olmamalı. Bir ormana bir insanın isminin verilmesi çok yanlış. Hele ki ekolojik ve doğa tahribatlarıyla hiçbir kaygısı olmayan bir kimsenin adının verilmesi de çok çelişkili. Biz tabiî ki ormanların çoğalması ve ağaç ekilmesi taraftarıyız. Çünkü ormanlar hepimizin geleceğidir. Ama bu ormanların bazı politik kaygılarla yapılması bizi endişelendiriyor” diye belirtti.
‘Burası bizim şehrimiz ve buradaki kararları biz veririz’
Bahçeli isminin verilmesinin tüm insanlık için bir ayıp olduğunu dile getiren Aydın, şöyle konuştu: “Bu adam sürekli kadınlarla ilgili aşağılayıcı cümleler kullanan, kadın haklarına karşı duran, kadını ikinci planda gören biri. İnsana değer vermeyen birinin isminin ormana verilmesi kabul edilemez. Bu yüzden bu isim sadece kadınlar için değil tüm insanlık için bir ayıptır. Bu ismin kaldırılması için elimizden geleni yapacağız. Burası bizim şehrimiz ve buradaki kararları biz veririz. Gelip de kendi adlarını yaşatmak için alınan kararların da her zaman karşısında duracağız.”
DİYARBAKIR