Dev Tekstil Çukurova Temsilcisi Ahmet Subaşı, Mersin, Adana ve Antep’te işçilerin hak gasplarına maruz kaldığını belirterek, “Tekstil işçilerine kölelik kanunları dayatılıyor” dedi.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (Dev Tekstil) Çukurova Temsilcisi Başkanı Ahmet Subaşı, Mersin, Antep ve Adana’da tekstil firmalarında çalışan işçilerle bire bir görüşmeler gerçekleştirerek, çalışma koşullarını raporlaştırdı. Subaşı, tekstil işçilerinin ciddi hak gasplarına maruz kalarak, köle gibi davranıldığını kaydetti.
‘İş kanunundaki hiçbir yasaya uymuyorlar’
Genel olarak tekstil patronlarının iş kanununda yazılı olan hiçbir yasaya uymadıklarını belirten Subaşı, işçilerin çeşitli bahanelerle tazminatsız işten çıkarmaya çalışıldığını söyledi. Subaşı, “İşçiler sağlık sorunları yüzünden, gerek düğün ya da bir yakınlarının vefatından dolayı izin istiyorlar ama verilmiyor. İşçiler de mecburen inisiyatif kullanıp o gün işe gitmiyorlar. Bunu fırsat bilen patronlar, işçilerden iki günlük yevmiye kesiyor. Kimi işyerinde ise patronlar, izin verdikleri halde işçinin ücretlerinden iki gün kesinti yapıyor. Hatta işten çıkarmak istedikleri işçilere, ‘gidin birkaç gün tatil yapın, iş yok’ diyorlar, sonrasında işe dönen işçiyi arka arkaya 2 ila 3 gün işe gelmedi diye tazminatsız işten çıkarıyorlar” diye belirtti.
‘Mesailerine el koyuluyor’
Subaşı, yaşanan hak ihlallerinden birinin de işçilerin izinli oldukları zamanlarda çalışmadan geçirdikleri günün ücretleri tekrar işçilerin mesaisinden kestiklerini de belirterek, şunları dile getirdi: “Örneğin Mersin Serbest Bölge’de tekstil patronları işçileri kimi zaman, ‘iş yok’ diye eve gönderiyor. Sonrada çalışmadan geçen günün ücretini işçilerin mesaisinden kesiyorlar. Yani bir gün izinli olan işçiyi 9 saat üzerinden hesaplayıp, önceden ya da sonradan mesaiye kaldığı günlerdeki mesaiyi yine 9 saat üzerinden hesaplayıp denkleştiriyor. Oysa mesai ücreti yüzde elli zamlı olarak işçiye ödenmesi gerekir. İşte patronlar bu yüzde elli zamlı mesaiye de el koyuyor. Bu durum Zara, H&M gibi tekstil tekellerine iş yapılan Mersin Serbest Bölge’de bir iki istisna hariç tüm firmalarda böyle.”
‘İŞKUR’dan ucuz iş gücü’
Tekstil patronlarının işçi maliyetlerini düşürmek için sürekli İŞKUR üzerinden işçi alıp çalıştırdığını da vurgu yapan Subaşı, İŞKUR’dan gelen işçilerinde ödeneklerinin tam anlamıyla yapılmadığına dikkati çekti. İŞKUR’dan getirilen işçilerin paralarının verilmemesi üzerine itiraz eden işçilerin ise patronlar tarafından işten atma tehdidiyle maaşlardan sürekli kesinti yapıldığına işaret eden Subaşı, “İŞKUR’dan gelen özellikle kadın işçilere bin 900 TL ücret veriliyor. Denetimlerde işçilere asgari ücret aldıkları söylettiriliyor. Ancak tekstil patronlarının gözü doymuyor. İŞKUR tarafından işçilere ödenen ücretler bile tam olarak işçilerin eline geçmiyor. İşçilerden işten atma baskısıyla bu ücretlerden kesinti yapılıyor. Zaten en fazla 6 ay gibi sürelerle çalıştırılan bu işçiler, sonrasında işten çıkarılıp yerlerine İŞKUR’dan yeni işçiler alınıyor” diye belirtti.
Sıcaktan bayılan işçiler oluyor’
Yaz aylarında yükselen sıcaklardan dolayı işçilerin büyük zorluklar çektiğini, hatta birçok işçinin baygınlık geçirdiğini dile getiren Subaşı, çalışma koşullarını şöyle özetledi: “Yetersiz havalandırma sistemiyle birlikte, makinelerin yaydığı sıcaklık, denetimsiz ve kurallara uygun olmayan işçi sağlığına zarar veren çalışma ortamı tekstil işçilerini fazlasıyla olumsuz etkilemektedir. Birçok tekstil atölyesinde tavan ve tabanın bir birine fazlasıyla yakın olması, serinletmek için sadece sınırlı sayede vantilatör kullanılması, ek olarak tekstil tozu ve tekstilde kullanılan kimyasal maddeler bu sıcak yaz aylarında işçileri fazlasıyla rahatsız etmektedir. Ek olarak belirtmek gerekir ki yaz mevsiminin en sıcak yaşandığı iller Çukurova Bölgesi’nde bulunan illerdir. İş kazası geçiren işçiler, hayati derecesi yok diye hastaneye bile gönderilmiyor. Ağrısının geçmesi bekleniyor, sonra çalışmaya devam. İşçiler sıcakta çalışmaya zorlanıyor. Hatta çözüm olarak kendi evlerinden vantilatör getirmek isteyen işçilere izin bile verilmiyor. Yine birçok firma servislerde camları açılmıyor, klimaları çalışmıyor veya ayakta taşıyor.”
‘Denetim ve yaptırım yok’
İşçilerin sigortalarının tam anlamıyla yatırılmadığını ve izinlerin patronun keyfine bağlı olduğunu anlatan Subaşı, şunları söyledi: “İşçilerin bordroda ücretleri tam anlamıyla ödenmemektedir. Bordro diye hiçbir geçerliliği ve yasallığı olmayan kâğıt parçaları verilmektedir. Mesailer elden verilmekte, bordroya yansıtılmamaktadır. Bir diğer sorun ise ücretsiz izne çıkarılan işçilerden sigorta kesintisi yapılmasıdır. İşçiler hafta tatili hakkını kullanamadan, işten atılma korkusuyla çalışmaya mecbur edilmektedir. İşçilerinin birçoğu pazar günü tatil yapmayı unutmuş. İşten çıkarma gerekçesi olarak işçilere ‘hakkınızda üç kez tutanak tutuldu’ denilerek korkutulmakta, hatta bu vesileyle tazminatsız işten çıkarılabilmektedirler. Oysa hazırlandığı söylenen tutanakların hiç birisi işten çıkarmak için geçerli neden değildir. İşçiler bu gibi sorunlar nedeniyle devlet kurumlarına yaptıkları şikâyetlerin dikkate alınmadığını söylemektedir. Tekstil firmalarına yönelik hiç bir denetim ve yaptırım olmadığı da ortaya çıkmaktadır.”