Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘100 günlük eylem planı’nı açıklarken çiftçiye ‘108 milyar ödedik’ dedi. Oysa desteklerin yarısı bile ödenmezken, Mardin, Diyarbakır ve Urfa’da çiftçinin elektrikleri borç nedeniyle kesiliyor
Dicle Elektrik, elektrik borçlarını ödemediği iddia edilen Urfa’daki tarımsal sulama abonelerinin elektriğini 6 Ağustos pazartesi gününden itibaren kesmeye başlayacağını açıkladı. Dicle Elektrik’ten yapılan açıklamada, “Mardin’de uyarılarımıza rağmen borcunu ödemeyen tarımsal sulama abonelerinin elektriklerini kesme işlemi abone bazlı olarak devam ediyor. Uygulama Pazartesiden itibaren Şanlıurfa’da da başlatılacak. Çoğunluğu tarımsal sulama abonesi olan bir kesim, uzun süredir biriken elektrik borçlarını ödemeye yanaşmamaktadır. Yaptığımız tüm uyarılara rağmen ödeme yapmayanların elektriği her elektrik abonesinde nasıl kesiliyorsa Şanlıurfa’da da kanuni olarak kesilecektir” ifadeleri yer aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘100 günlük eylem planlarını’ açıklarken, “Bazıları diyor ya: çiftçi aç, çiftçilere ne verdin? Çiftçilerimize 108 milyar TL destek verdik” dedi. Oysa sadece 2007 ile 2015 yılları arasında çiftçiye 132 milyar TL ödenmesi gerekiyordu. Bu yıllar arasında çiftçiye sadece 65 milyar ödendi, dolayısı ile devletin çiftçiye 67 milyar borcu bulunmaktadır. Erdoğan’ın “ödedik” dediği rakam hangi yılları kapsıyor bilmiyoruz ancak 8 yıl içinde bütçeden ayrılmış olan 132 milyarın yarısından fazlasını ödememiştir. Bütçede belirtilen ödeme bedeli çiftçinin anne sütü gibi helaldir. AKP ödemesi gereken bedelin sadece yarısını ödemiştir ve bu nedenle çiftçiye borçludur. Dolayısıyla çiftçinin enerji borcu varsa devletin çiftçiye olan bu borçtan düşmeleri gerekmektedir.
Baraj ne işe yarıyor?
Devlet sulama kanallarını yıllardır tamamlamıyor ve çiftçiler yeraltı sularına mahkum edilirken aynı zamanda enerji şirketi için bu yolla Pazar yaratmaktadırlar. Çiftçilerin su ihtiyacını karşılamak devletin varlık nedeniyken, çiftçiler enerji şirketlerinin elinde oyuncak edildikleri görülmektedir. Atatürk Barajı sözde çiftçilerin su ihtiyacını karşılamak üzere inşa edildi. Ancak bölgede birçok ilçeye halen su getirilmemiştir. Örneğin geçen yıl, Fırat Nehri’ne sadece 7 kilometre mesafede olan Tülmen köyünde 200 yıllık fistık ağaçları susuzluk nedeniyle kurumaya başlamıştı. Köylüler, 10 seneden beri su taleplerinin olduğunu ancak herhangi bir adım atılmadığını ve bu gidişle birkaç yıl içinde tüm fıstıklarının kuruyacağını ifade etmişlerdi.
Kullanmayan da ödüyor
Bölgede birçok çiftçi yağmur sularından biriktirdikleri suları benzinli su motorları ile sulamasına karşın Dicle Elektrik bu yurttaşlara da elektrik faturası göndermektedir. AKP’nin sağladığı olanakla elektrik şirketi çiftçilerin üretim yaptığı arazilerde dönüm başı enerji parası almaktadır. Elektriği ister kullansın ister kullanmasın bu bedeli ödemek zorunda bırakılmışlardır. Ödemedikleri koşulda ise yine AKP’nin sağladığı olanakla çiftçiye yapılan destek ödemelerine enerji şirketi el koyabilmektedir. Tam bir yağma düzeni gibi işleyen bu sistem sadece Kürt çiftçileri için geçerlidir. Türkiye’nin dört bir yanında bulunan su birliklerinin de durumunun bölgedeki çiftçilerden farklı olmadığı bilinmektedir. Bu birliklerin, dolayısıyla köylünün milyonlarca lira enerji borçları olmasına karşın ne enerjileri kesilmekte ne de destek ödemelerine el konulmaktadır.
EKOLOJİ SERVİSİ