Sûr Belediye Meclis Üyesi Birsen Güneş’in, Sur’da yoksul kadınlarla yaptığı röportajlardan oluşan ‘Diyarbakır Sur’da Derin Yoksulluğun Görünmeyen Yüzü: Kadınlar’ kitabında gazeteci-yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik’in, Hacer Foggo’nun ve DEM Parti Amed Milletvekili Halide Türkoğlu’nun değerlendirmeleri de bulunuyor
“Derin Yoksulluğun Görünmeyen Yüzü Kadınlar” adlı ilk kitabı yayımlanan Birsen Güneş, kitabında, Amed’in Sûr ilçesinde yaşayan kadınlar ile yapılan röportajların ve bu kadınların yoksullukla mücadelesini ele alıyor. Kitapta, Ötekilerin Gündemi’nde de yazan gazeteci-yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik’in, Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo’nun ve DEM Parti Amed Milletvekili Halide Türkoğlu’nun değerlendirmeleri bulunuyor.
Birsen Güneş kitabın girişinde Sûr’u şu sözlerle anlatıyor:
“Diyarbakır sadece bizim için değil dünya ve insanlık için de çok önemli bir şehir. Binlerce yıllık uygarlık geçmişi, sosyal ve kültürel birikimi, özgünlüğü ile dünyanın az sayıdaki şehirlerinden biri. Diyarbakır ve onun merkezi Sur’un Kürtler için de manevi değeri çok büyük. 1990’lı yıllarda zorla yerinden edilenlerin yerleştiği bir ilçe olan Sur, 2015-2016 yılları arasında ise çatışmalara tanıklık etti. Zaten yoksul, haneye giren gelirin az, çocuk işçiliğinin yüksek olduğu, yetişkinlerin ise yevmiyeli düzensiz çalıştığı bir ilçe olan Sur, çatışmalı süreçte maddi-manevi dezavantajlı duruma düştü. Dünyada tarihiyle eşi benzeri olmayan bu yer artık yoksulluğu da aşan bir sefaletin pençesinde. Onlarca uygarlığa başkentlik yapmış Sur, yoksulluk yaşanmasın diye dünyanın en büyük ambarlarını inşa eden Sur ve Sur’da yoksullukla direnen, aynı zamanda tarihine, kültürüne bağlı yaşayan Sur halkı… Bu denli tarihi-kültürel bir değerin yoksullukla anılmaması için UNESCO ve insanlık mirasını koruma sözü veren herkes için de ayrı bir araştırma konusu olmalı Sur.”
Kadınların gözlerinde yaşananlar
Güneş’in kitabında yer alan röportajlar yoksulluğun çok boyutluluğunu, kadınların yoksulluğu yaşayış biçimlerini, deneyimlerini ve algılayışlarını açıkça ortaya koyarken, yazarın şu gözlemi yoksulluğun yeni bir tanımını yapıyor:
“Tarihi Sur mahallelerinde yaşam mücadelesi veren kadınların ve çocukların, yoksulluk ve yoksulluğun yanında ne kadar dipte bir yalnızlık, çaresizlik ve eşitsizlik yaşadıkları ve kaderine razı olmanın verdiği umutsuzluk kadınların gözlerinde yaşıyordu. Mutlak yoksulluk, göreceli yoksulluk, yoksulluk sınırı, insani yoksulluk, derin yoksulluk; hepsinin ötesinde sefalet ve yoksulluğun literatüründe tanımı olmayan bir yoksulluk kavramı vardı bu mahallelerde. Sorunu bize özetleyen Berivan’ın ‘Yoksulluk bizim yanımızda pahalı kalıyor’ demesi derin yoksulluğun acı tanımını yapıyordu.”
Güneş kitabında sadece durum tespiti yapmıyor, görüştüğü kadınların taleplerini de dile getirmelerine de olanak sağlıyor. Jinnews’te yer alan habere göre, kitapta Mukaddes Erdoğdu Çelik, Hacer Foggo ve Halide Türkoğlu’nun değerlendirmelerine de yer veriliyor.
Kitap için değerlendirmeler
Mukaddes Erdoğdu Çelik:
“Ataerkiden devlete, kapitalist sömürü düzenine kadar; yoksunluk ve yoksulluk kıskacına itilen kadınlar sadece gerçeği anlatmıyor, çözüm yollarına da işaret ediyor. Bu çalışma kadınlara cesaret versin, daha fazla ışık sunsun ve elbet okuru bol olsun.”
Hacer Foggo:
“Kadınlarla ilgili hak temelli mücadele veren politikacıların ve sivil toplum örgütlerinin yoksulluk içinde yaşayan kadınlarla daha yakından çalışmalar yapmaları, kadının hayata karşı daha fazla güven duymasını sağlayacaktır.”
Halide Türkoğlu:
“İşte eşitsizliğin en derin haliyle yaşandığı yerlerden biri de Diyarbakır’ın Sur ilçesidir. ‘Derin Yoksulluğun Görünmeyen Yüzü – Kadınlar’ çalışması da Sur’da yaşayan kadınların yaşadığı yoksulluğu en görünür şekilde ortaya koyması, kadın yoksulluğuna karşı büyüttüğümüz mücadelede bizlere önemli veriler sunmaktadır.”
Kitapta emeği geçenlere teşekkür edildi
Kitabın hazırlanışında emeği geçen herkese teşekkür eden Güneş, kitapta röportajlarıyla katkıda bulunan kadınlara, kitabın değerlendirmesinde yer alan Çelik, Foggo ve Türkoğlu’na, düzenleme ve düzelti için Özlem Sezer’e, kapak tasarımını yapan Gülizar Ünver’e, Tura Yayınları’na, Berdan Matbaası’na ve emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.
KÜLTÜR SERVİSİ