AKP-MHP ve KDP ortaklığının başlattığı sınır ötesi operasyon 8. gününde de sürdü. Dêrin Pêşmerge Yüksek Meclisi üyesi Geşaw İbrahim Türkiye’nin sivilleri göç ettirdiğini, köylülerin bağ ve bahçelerin yakıldığını söyledi
TSK’nin 17 Nisan gecesi KDP desteğiyle başlattığı sınır ötesi operasyon 8. gün de durmadı.
Rojnes’in haberine göre Dêrin Pêşmerge Yüksek Meclisi üyesi Geşaw İbrahim, Türkiye’nin köyleri bombaladığını belirterek “Sivilleri göç ettiriyor, köylülerin bağ ve bahçeleri yanıyor. Türkiye’nin amacı sermayeyi ve Kürdistan Bölgesi’ni kontrol etmektir” dedi.
Geşaw İbrahim, KDP’nin tutumu konusunda şunları söyledi: “KDP, maalesef hep yabancıların elindeki eldivendi. Bölgeleri işgal etmek ve Kürtleri yok etmek üzerine anlaşma yapmışlar. Bu nedenle Türkiye’nin bölgeyi talan etmesine ve işgal etmesine şiddetle karşıyız. Bu faşist rejime karşı savaşmaya hazır olduğumu ifade ediyorum. Günlerdir topraklarını, ülkelerini korumak için canlarını feda eden gerillaları tebrik ediyorum.”
İftarda çağrı: Son verin
Binarê Qendil Halk Belediyesi de Bukiriskan köyünde iftar yemeği verdi. İftar yemeğinin ardından KDP ile işbirliği yaparak saldırılarda bulunan Türkiye’ye operasyona son vermesi çağrısında bulunuldu. Hiçbir Kürt gücünün veya grubunun Türkiye ile işbirliği yapmaması gerektiği vurgulandı. Mele Nadir, “Yetkililere, Kürdistan Bölgesi Yönetimine ve parlamentoya mesajım, kendilerini savunamıyorlarsa, ihanetçi de olmayın” dedi.
‘Tüm güçler tek ses olmalı’
Saddam Hüseyin’in Kürtlere yönelik 1986-1989 yıllarında yaklaşık 200 bin kişinin kimyasal silah saldırıları sonucu katledilmesiyle sona eren “Enfal Harekatı”nda yakınlarını kaybeden Sergul Hemesalih (Pure Gule), AKP-KDP saldırılarına dair Rojnews’e konuştu. Türkiye’nin saldırılarına tepki gösteren Hemesalih, “Türkiye ne yapıyorsa, biz Kürtlere karşı yapıyor. Türk devletinin de Kürtlere yaptığı Enfal’dir. Kürt halkını sesini yükseltmeye çağırıyorum. İnsanlar bu Ramazan ayında yerlerinden göç etmemelidir. Türkiye’nin şu anda Behdinan’a yönelik yaptığı saldırılarda başarılı olursa yarın Hewlêr ve Süleymaniye’ye yönelecek. Türkiye, Osmanlı dönemindeki gibi Kerkük ve Musul’u işgal etmek istiyor” şeklinde konuştu. Kürtlerin ihanete izin vermemesi çağrısı yapan Hemesalih, “Kürt tarafı düşmanla işbirliği yapmazsa, Türkiye saldırı ve planlarını gerçekleştiremez. En önemlisi, bu dönemde tüm güçler tek ses olmalıdır. Yurttaşlar olarak ilçede ve kentte eylemler yaparak, raperine kalkarak, PKK’ye desteğimizi veriyor, Türkiye’nin ise tüm güçlerini dışarıya çıkarmasını istiyoruz. Erdoğan, Saddam Hüseyin’den çok daha kirli ve diktatör biridir. Eğer yapabilirse hepimizi katleder” dedi.
YNK ve KDP arasında çelişki çıkartmak
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Akademisyen Dr. Hoşyar Zebarî de, Türkiye’nin çabalarından birinin de YNK ve KDP arasında çelişki çıkartmak olduğunu söyledi. Türkiye’nin kendi safına almak istedikleri YNK’nin, bu kirli hesaplar karşısında durarak ulusal sorumluluğunu yerine getirdiğini kaydetti. Türkiye’nin hiçbir yerde Kürtlerin statü sahibi olmasını istemediğini kaydeden Zebarî, “Türkiye düşmanca hareket ediyor. Bu yüzden eğer bugün bilse ki Latin Amerika’da veya Afrika’da Kürtler var, gözünü kırpmadan gidip müdahale eder. Kürtlerin artık tarihten ders almaları gerekir. Hedef PKK şahsında Kürdistan statüsünü ortadan kaldırmaktır. Bundan bütün Kürtler zarar görecektir. Her kimse bu işgalciliğe gözünü kapatırsa tarihte bunun hesabını verecektir” ifadelerini kullandı.
‘Tarihi ve siyasi bir zarar’
Türkiye’nin yüzyıllık düşmanlığını canlandırarak bir sonuç almak istediğini aktaran Zebarî, şunları kaydetti: “Hiçbir Kürt KDP’nin taraftar olmasını istemiyor. Bugüne kadar PKK de diğer Kürdistani partiler de, KDP’den Türkiye’nin ‘oyunlarına gelme’ diye çağrılarda bulundu. Maalesef KDP ciddi bir tutum sergileyemedi. Bu operasyon KDP’yi küçülmeye götürecektir. Özellikle de Türkiye’nin işgal edeceği alanlarda KDP diye bir şey kalmayacak. Mesela KDP’nin kendini güçlü gördüğü Behdînan ve Duhok’u kaybedecek. KDP kendi elleriyle kendisini zayıflatıyor. Bu yüzden dönüp kendine bakması gerekir. KDP’nin bir kesimi de eğer bu operasyonlara destek veriyorsa, bu beraberinde tarihi ve siyasi bir zarar getirecektir.”
‘Ulusal bir tavır sergilemezsek hepimiz çok ciddi kaybederiz’
Bu operasyonlara karşı durmanın ulusal bir duruş olduğunu belirten Akademisyen Dr. Zebarî, bugün yazarlara, akademisyenlere, sanatçılara ve bütün aydınlara çok ciddi bir sorumluluk düştüğünü söyledi. Bütün Kürtlerin tutum sahibi olması gerektiğini dikkat çeken Zebarî, şunları söyledi: “Başûr halkı bu rejimden rahatsız. Bugün kendi halkına karşı düşmanlık edenler tarih sayfalarında ihanetçi diye yerlerini alacaktır. Biz buradan yurtsever peşmergelere de çağrıda bulunuyoruz; ulusal duruşunuzla bu intihara karşı durun. Peşmerge silahını kardeşlerine doğrultmak istemiyor. Bu önemli ve anlamlıdır. Eğer bizler ulusal bir tavır sergilemezsek hepimiz çok ciddi kaybederiz.”
‘Tüm taraflar barış için adım atmalı’
Kürdistan Parlamenterler Birliği Eski Başkanı Nimet Abdulla, Türk devletinin Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarının gerekçesini şu sözlerle ifade etti; “Türk devleti kendi ülkesinde siyasi bir kriz ve sorunla karşı karşıya. İçinde bulunduğu krizleri örtbas etmek için Kürdistan Bölgesi topraklarına saldırıyor. Türkiye, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ni bu savaşa dahil etmek istiyor, ama Bölge Hükümeti ve siyasi partiler, Türk ordusunun saldırı ve bombardımanına karşı çıkmalıdır. Hiçbir siyasi parti işgalcileri desteklememelidir.” Nimet Abdulla, herhangi bir partinin Türkiye’nin saldırılarına destek vermesinin suç olduğunu belirterek; “Savaş Kürt halkına ve bölgeye zarar verdiği için çözüm değil. Tüm taraflar barış için adım atmalıdır” dedi.
SÜLEYMANİYE-DUHOK